“Yıldızların yüzlerce, binlerce yıl önceki halini görüyoruz. Kimbilir, belki o yıldız çoktan yok oldu ama biz henüz bilmiyoruz…”

Evet, bu sözü çok duymuşsunuzdur. Başta çok doğru gibi görünüyor ama değil. Daha doğrusu, “çok büyük oranda hatalı”.

Bizler çıplak gözle, dürbünle veya amatör teleskoplarla (istisnalar hariç) sadece galaksimiz Samanyolu içerisindeki yıldızları görebiliriz. Galaksimizin çapının yaklaşık 100 bin ışık yılı olduğu ve bizim de tam galaksi kenarında bulunmadığımız düşünülürse, galaksimiz içinde “teleskoplarla bakarak” görebileceğimiz en uzak yıldız yaklaşık 75 bin ışık yılı uzakta yer alır.

Hadi biz küresel kümeleri ve en yakın cüce galaksi komşularımızı da işin içine katarak 150-200 bin ışık yılı uzaktaki yıldızı gördüğümüzü varsayalım. Hatta skalayı biraz daha geniş tutup, birkaç milyon ışık yılı uzakta yer alan yakın komşu galaksilerimiz Andromeda ve Triangulum galaksilerinin yıldızlarını da işin içine katalım. 

Bildiğiniz gibi bir yıldızın ışık yılı olarak uzaklığı neyse, onun o kadar yıl önceki halini görüyoruz. Çünkü ışığın hızı sınırlıdır ve bize ulaşması için belli bir zaman geçmesi gerekir. Örneğin ışık 9.5 trilyon kilometrelik bir mesafeyi, tam 1 yılda kateder. Buna basitçe “ışık yılı” diyoruz. Yani aslında ışık yılı terimi zaman değil, bir uzaklık birimidir. Bize en yakın yıldız olan Proxima Centauri yaklaşık 40 trilyon kilometre uzakta olduğuna göre, onun 4.2 yıl önceki halini görüyoruz demektir. Yıldızın uzaklığı arttıkça, daha da eski zamanlara ait görüntüsünü görürüz.

Yıldız Gözlemi
O çıplak gözle gördüğünüz binlerce yıldız var ya, ölmelerine daha binlerce, milyonlarca yıl var ve hemen hemen hiçbiri yok olmadı (Fotoğraf Telif: Carlos De Saa).

 

Bir yıldız için 50, 100 veya 200 bin yıl sadece bir göz kırpma süresidir ve bu geçen sürenin ortalama ömrünün yanında esamesi okunmaz bile. En kısa ömürlü yıldız bile yaklaşık 2 milyon yıl kadar yaşar. Ancak böylesi kısa ömürlü yıldızların sayısı çok ama çok azdır. Her yıldızdan sadece %0.0001’i bu kadar kısa ömre sahiptir.

Eğer böyle kısa ömürlü bir yıldızı gözlemliyorsanız, o anki halini inceleyerek ne kadar ömrü kaldığını hesaplayabilirsiniz. Yıldızın ölümünün yaklaştığını tespit ettiğinizde ise diyebileceğiniz tek şey; “bu yıldız önümüzdeki birkaç yüzbin yıl içinde süpernovaya dönüşebilir” olur. Ama unutmayın, bu yargıya sadece belirttiğimiz çok kısa ömürlü dev yıldızlar için varabilirsiniz.

Evrende var olan yıldızların %50’sinin ömrü, 100 milyar yıldan, %30’unun ömrü 40 milyar yıldan, %8’inin ömrü 20 milyar yıldan, %5’inin ömrü 5 milyar yıldan, %3’ünün ömrü 1 milyar yıldan, %3’ünün ömrü 100 milyon yıldan uzundur (Yıldız ömürleri ve evrendeki oranlarıyla ilgili şu makalemize göz atmanız iyi olur).

Messier 6 açık yıldız kümesi. Burada süpernova adayı olan çok sayıda yıldız mevcut. Ama, “şu an” hepsi hayatta ve hiçbiri ölmedi (Fotoğraf Telif: Nasa/Esa Hubble).

 

Bizim çıplak gözle gördüğümüz yıldızların %99’u son %3’lük dilime giren 1 milyar ila 10 milyon yıl arasında yaşayan yıldızlardan oluşur. Dolayısıyla gördüğünüz yıldızların %99’u için 100 bin yıl hiçbir değişiklik gözlemleyemeyeceğiniz kadar kısa bir süredir. Bu süre 100 bin yıllık süre içinde görebildiğiniz yıldızların ancak %0.0001’i yok olacaktır.

Çıplak gözle gördüğümüz yıldızların çok azı birkaç bin ışık yılından daha uzak mesafede. Şu an evet, onların geçmişlerini görüyoruz ama, gördüğümüz “x yıl öncesi” o yıldızın ömür sürecinde bir anlam ifade etmeyecek, bir değişiklik gözlemlenemeyecek kadar kısa.

Bugün artık biliyoruz ki, gökyüzüne baktığımızda çıplak gözle görülebilen yıldızlardan Betelgeuse gibi sadece birkaç tanesinin ömrünün sonuna gelmiş olma ihtimali söz konusu. Geri kalan gördüğünüz tüm yıldızlar oradalar, parlıyorlar ve daha milyonlarca yıl parlamaya devam edecekler. Yapılan yaş hesaplamaları sayesinde bunda kesinlikle eminiz.

Dolayısıyla bir yıldıza veya bize sadece birkaç milyon yıl uzaklıktaki galaksilerdeki yıldızlara bakıp “belki artık orada değil” demek, sevgilinizi kültürünüzle etkilemeniz dışında pek bir anlam ifade etmez. Büyük ihtimalle o yıldız, siz ölüp petrole dönüştükten, hatta belki de bütün insanlık yok olduktan sonra bile orada parlamaya devam edecek.

Zafer Emecan

Not: İlk olarak 14 Aralık 2014 tarihinde yayınlanan bu yazımız, yeni veriler eşliğinden güncellenerek tekrar yayınlanmıştır.