Basının bilimsel bilgileri aktarma konusunda büyük eksiklikleri ve ciddiyetsizliği olduğu bilinen bir gerçek. Tüm Dünya’da birkaç ciddi basın kuruluşu haricinde hemen hemen hepsinde bunu gözlemlemek mümkün. Bizim basınımız ise, bu ciddiyetsizlik, araştırma noksanlığı, lisan bilmemek ve bilgisizlikte çok daha vahim bir konumda yer alıyor.

Bugün güvenilir olduğu iddiasında olan bazı basın kuruluşlarında çıkan bir haberde, CERN araştırmacılarının yayınladığı raporda “dünyada var olan her maddenin anti maddesinin de olduğu, bu nedenle dünyanın aslında var olmaması gerektiği” dile getiriliyor şeklinde oldukça iddialı bir söylev ortaya atılmış. Bakalım gerçekten öyle mi?

Aslında başlığı ve başlık altı yazısını bir kenara bırakırsak, haberin içeriğinde bilim insanlarının “dünya aslında yok” gibi bir iddiada bulunmadıkları “bilim okur yazarlığı” olan okurlar tarafından güç de olsa anlaşılabiliyor.

CERN’de geçtiğimiz yıllarda büyük bir özveri ile gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda Higgs Bozonu‘nun varlığı büyük oranda ortaya konulmuştu. Buna göre, artık maddenin Higgs Bozonu ile etkileşerek kütle kazandığını öngören Standart Model’in eli oldukça güçlenmiş durumda. Dolayısıyla, Standart Model ile ilgili bu büyük sorunu çözüme kavuşturan bilim insanları, artık gözlerini başka bir soruna dikmiş durumdalar.

Sorun ise şu: Büyük Patlama (Big-Bang) Teorisi’ne göre, evrenin başlangıcında madde ve antimadde‘nin bir arada ve eşit oranda oluşmuş olmalıdır. Ancak, bugün biliyoruz ki evrenimiz çok çok büyük oranda madde ve eser miktarda antimaddeden oluşuyor. Yani, madde ve antimadde arasında başlangıç aşamasında olması gerektiği öngörülen simetri gerçekte yok.

Antimadde CERN
Solda, bugün evrendeki maddenin %75’ini meydana getiren normal hidrojen atomu, sağda ise hidrojenin antimaddesi olan “antihidrojen”.

 

Antimadde, elektrik yükü haricinde bugün bildiğimiz ve çevremizde gördüğümüz madde ile aynıdır. Aynı kütleye sahiptir ve aynı biçimde davranır. Normal maddede atom çekirdeğindeki protonlar pozitif (+) elektrik yüküne sahipken, antimaddede protonlar negatif (-) yüklüdür. Yine bugün bizleri var eden maddede elektronlar negatif elektrik yüklüyken, antimaddenin elektronları pozitif elektrik yüklüdür. Eğer madde ve antimadde Büyük Patlama sırasında simetrik, yani eşit oranda oluşmuş olsaydı, evren henüz çok küçük bir yapı halinde iken birbirlerini yok etmiş olmaları gerekirdi. Çünkü, madde ve anti madde bu zıt elektrik yükleriyle bir araya geldiklerinde büyük bir enerji boşalımı ile birbirlerini yok ediyorlar.

Bugün yapılan hesaplar gösteriyor ki, Büyük Patlama sırasında madde ve antimadde büyük oranda simetrik biçimde oluştu ve neredeyse eşit sayıdaydılar. Ancak, günümüzdeki evreni oluşturan maddenin şu an var olabilmesi için, bu simetrik yapıda milyarda bir oranında maddenin üstün olması gerekiyor. Daha başka bir deyişle her 1 milyar antimadde parçacığına karşılık, 1 milyar 1 madde parçacığı oluşmuş. Bugün evreni oluşturan tüm madde, birbirini yok eden bu her bir milyar parçacık arasında sağ kalmayı başaran 1 parçacıktan ibaret.

Evrenin başlangıcında madde ve antimadde tam olarak eşit miktarda oluşmuş olsaydı, birbirlerini yok edeceklerdi ve bugün maddesel anlamda bomboş bir evrende, hiç var olmamış olacaktık.

 

İşte CERN bilim insanları, milyarda bir de olsa büyük patlama sorasında oluşan bu simetri kırılmasının nedenini bulmaya çalışıyorlar. Yayınlanan raporlarındaki açıklama da, bu konuda yaptıkları çalışmaların nasıl gerçekleştiği ve amaçlarını gösterme amacı taşıyor.

Büyük Hadron Çarpıştırıcısı‘nda (LHC) gerçekleştirilen deneylerde protonları çok büyük enerji düzeyleri ile çarpıştırdıklarında ortaya çıkan madde ve antimadde parçacıklarının davranışlarını gözlemleyip bu simetri sorununun evrenin başlangıç aşamasında nasıl aşılmış olabileceğine yönelik fikirler elde etmeye çalıştıklarını dile getiriyorlar. Bildiğiniz gibi bilim, kağıt üzerinde yapılan çalışmaların veya ortaya atılan fikirlerin “deney ve gözlem”lerle sınanması yoluyla hareket eder. Deney ve gözlemler yoluyla sınanması mümkün olmayan fikirler, bilimsel değer ifade etmezler.

Eğer madde ve antimadde arasındaki eşitsizliğin, neden maddeden yana az da olsa farklı olduğu bulunabilirse, evrenin nasıl oluştuğuna dair fikirlerimiz daha sağlam temellere oturtulup modellenebilecek.

Sonuç olarak, gazetelerde ve haber kanallarında üstünkörü çevrilerek (veya güvenilir olmayan kaynaklardan derlenerek) yayınlanan bilimsel haberlere kuşkuyla yaklaşmaya devam edin. Çünkü bilim insanları “hay allah, evren aslında olmamalıydı” şeklinde bir şey söylemiyor, “evrenin aslında nasıl var olduğuna yönelik çalışmalar yürütüyoruz” diyorlar.

CERN’ün ilgili haberlere konu olmuş açıklamasının orjinaline bu linkten, konunun anlatıldığı makaleye ise bu linkten ulaşabilirsiniz.

Zafer Emecan