Kepler 47, gezegen sahibi olduğu keşfedilen ilk çift yıldız sistemi sayılabilir.

Bu iki yıldızın çevresinde dolanan Kepler 47 c gezegeni, beklenmedik biçimde, sıvı suyun varlığına izin veren habitable zone yani yaşam kuşağı denilen bölgede yer alıyor. Her iki yıldızın çevresindeki bir turunu 303 günde tamamlayan 47 c, Neptün büyüklüğünde bir gaz devi olsa da, var olması olası uydularından biri veya birkaçı* yaşamın gelişmesine uygun yapıya sahip olabilir.

Bize yaklaşık 5.000 ışık yılı uzaklıktaki bu sistem, Kepler 47A isimli Güneş kütlesinde bir G sınıfı yıldız ve Kepler 47B olarak anılan Güneş’in yüzde 36’sı kadar kütleli bir M tayf sınıfı kırmızı cüce yıldızdan oluşuyor. G sınıfı yıldızın bizim güneşimize yakın bir parlaklığı varken, kırmızı cücenin parlaklığı Güneş’in sadece %1’i kadar.

Kepler 47

İki yıldız birbirlerine yaklaşık 1.8 milyon km uzaklıkta ve ortak kütleçekim merkezi etrafında 7.5 gün süren bir yörünge periyoduyla dolanıyorlar. Kırmızı cücenin düşük parlaklığı, yıldızı verdiği yaşam enerjisi bakımından sistemin etkisiz elemanı konumuna getirse de, kütle çekim gücü ile sistemdeki gezegenler üzerinde oldukça büyük bir etkiye sahip.

Sistemde bildiğimiz anlamda sıvı su ve karbona bağlı yaşam barındırma şansı olan Kepler 47c gezegeni, hemen hemen Dünya’nın Güneş’e uzaklığı kadar bir mesafede yörüngeye sahip. Kütlesi Dünya’nın 23 katı kadar ve başta söylediğimiz gibi Neptün benzeri gezegenler sınıfına giriyor. Tabii ki yıldızlara uygun uzaklıkta yer aldığı için Neptün gibi bir buz devi değil, tam anlamıyla minyatür bir gaz devi gezegen.

Diğer iki gezegen, yani 47a ve 47b, yıldızlara fazlasıyla yakın ve aşırı sıcakla boğuşan dünyalar. Bu her iki gezegen de yine oldukça büyük kütleye sahip ve süper dünyalar ile gaz devleri arasında bir sınıfta yer alıyorlar. Elbette ikisinde de bildiğimiz anlamda yaşamın gelişemeyeceğini düşünüyoruz.

Bu yıldız sisteminin yaşı, bizim Güneş sistemimiz ile hemen hemen aynı, 4-5 milyar yaşında. Yani, eğer burada bir yaşam oluşma imkanı varsa, tarihçesi Dünya ile benzerlik gösteriyor olabilir. Yine de, evrim sürecinin ne yönde ilerleyeceği ve sistemin ne kadar dost canlısı bir yapıda olduğunu bilemediğimiz için, olası yaşam ihtimallerinin gidişatı hakkında kesin konuşmamız da mümkün değil.

(*) Satürn’ün uydusu Titan benzeri veya daha büyük yapıda, atmosfer sahibi olabilecek kütlede uydular, kendi Güneş Sistemimizden alışık olduğumuz üzere uzak gezegenlerin çevresinde de dolanıyor olabilir.

Zafer Emecan