Hepimizin bildiği gibi içinde yaşadığımız evren ve içindeki tüm maddeler atomlardan oluşur. Yine hepimiz biliriz ki atomlar gözle görülemeyecek kadar küçük nesnelerdir. Ama ne kadar küçük, saymaya kalksak sayabilir miyiz herhangi bir cisimdeki atomları?

Şöyle bir örnek verelim. Bir küp şekerdeki atomların sayısı 10e27 (10 üzeri 27) kadardır yani 1 rakamının sağına yazılmış 27 tane sıfırdan oluşan bir sayı. Bırakın bu sayıyı sözcüklerle ifade etmeyi, canlandırmak bile çok zordur. Bu sayının büyüklüğünü kavrayabilmek için bir benzetimde bulunmaya çalışacağım.

Bir küp şekerde 10 üzeri 27 tane atom var dedik peki 10 üzeri 27 adet kum tanesi ne kadar yer kaplar tahmin etmeye çalışalım. Bir kamyon dolusu? Bir plajı dolduracak kadar? Çok daha fazlası. Bu kadar kumla tüm Dünya yüzeyi yarım metre kalınlığında bir kum tabakasıyla örtülebilir. İşte bu kadar küçük atom denen o nesne.

Baryon-Oscillation-Spectroscopic-Survey-Measures-the-Universe-to-One-Percent-Accuracy

Biraz daha derine inip atomun içine bakmak istersek ortada proton ve nötronlardan oluşan bir çekirdek ve etrafında belirli yörüngelerde bulunan elektronlar olduğunu görürüz. Peki bir proton ne kadar küçüktür? Bunu kavrayabilmek için ölçeğimizi biraz büyütmemiz gerek.

Bir proton ve bir elektrondan oluşan en basit atom olan hidrojen atomunu biraz büyütelim. Merkezdeki proton 1 mm çapında olarak düşünülürse; ki bu bir tükenmez kalemin kağıt üzerinde oluşturduğu bir nokta kadardır, çevresindeki elektron ondan 100 metre ileride yer alacaktır. Bu ölçekte elektronu görebilir miyiz?

Kütlesi protonun 1840’ta biri olan elektron bu ölçekte bir toz zerresinden de küçük olacaktır. Görüldüğü gibi çevremizde gördüğümüz tüm maddeler tamamına yakın olarak boşluktan oluşmaktadır.

Şimdi de ölçeğimizi ters yönde çalıştırıp uzaya açılalım. Güneş sistemimiz ne kadar büyük çevremizdeki gökcisimlerinin bir birlerine uzaklıkları ne kadar? Konu uzay olunca uzaklıklar milyon kilometrelerle ifade edilmeye başlanıyor.

gunessistemi2340

Gözümüzün önünde görsel bir güneş sistemi modeli oluşturmak için uzaklık rakamlarından dokuz tane sıfırı atalım. Bu ölçekte Dünya 12 mm capında bir fındık kadar, Ay bir bezelye kadar ve 40 cm ötemizde duruyor. 150 metre öteye baktığımızda 1,5 metre çapında dev bir küre görüyoruz: Güneş

750 metre ötede 70 cm çapıyla bir plates topu büyüklüğünde Jüpiter. Neptün ve artık gezegenlikten azad ettiğimiz Plüton, 2,5 kilometre ötede görüş alanımızın dışındalar. Bu arada Güneş’i çok mu büyük buldunuz? Hayli uzağımızda olan Betelgeuse adlı yıldızın çapının Güneş’in 1.300 katı olduğunu hatırlatayım.

Güneş sisteminin dışına çıkıp devam edersek karşılaşacağımız ilk gök cismi bize en yakın yıldız olan Proxima Centauri yaklaşık 40.000.000.000 (kırk trilyon) kilometre ötemizde bulunuyor. Daha ötelere bakmak istersek ölçeği biraz daha küçültmeliyiz.

Uzaklıklardan 6 sıfır daha atalım. Şöyle geriye çekilip baktığımızda Güneş sisteminin 4,5 metre çapında ve Proxima Centauri‘nin de 40 kilometre uzakta olduğunu görürüz. İçinde bulunduğumuz ve yaklaşık 400 milyar yıldızdan oluşan Samanyolu galaksisi ise 1.000 kilometre çapında bir disk olarak karşımızda uzanıyor.

scale_of_the_universe

Bu ölçek de yetmedi altı sıfır daha atarsak (şimdiye kadar toplam 21 sıfır atmış olduk) Samanyolu galaksimiz 1 metre çapında, bize en yakın galaksi olan Andromeda 22 metre ötede ve yolumuza devam edersek her 50-60 metrede bir galaksi ile karşılaşıyoruz ve evrenin gözleyebildiğimiz kısmında bu galaksilerin büyük boyutlu olanlarından yaklaşık 300 milyar, küçüklerinden ise 7-8 trilyon tane daha var. Bu arada insan zihninin yüksek rakamları kavramada çektiği güçlüğü de hatırlatmak isterim. Burada sayı sayma ile benzetim yapalım:

Saniyede bir sayı saydığımızı düşünürsek bine kadar saymak yaklaşık 17 dakikamızı alır. Bir milyona kadar saymak ise, Guiness Rekoru kırmak isteyecek bir kişi için yemeden, içmeden, uyumadan sayı sayılan 12 gün gerektirir. Peki bir milyara kadar saymak ne kadar sürer dersiniz? Aynı koşullarda tam 32 yıl. İşte gözleyebildiğimiz evrenin büyüklüğü, işte atom altı dünyasının küçüklüğü. İnsan kavramakta gerçekten zorlanıyor değil mi?

Hazırlayan: Dr. Nejdet Koçaş