Dünya göklerindeki en parlak 15. yıldız olan Spica, yaklaşık 250 ışık yılı uzaklığı ile, gökyüzünde çıplak gözle görülebilen yıldızlar arasında ortalama bir uzaklıkta yer alıyor diyebiliriz.

Çıplak gözle gökyüzünde gördüğünüz diğer yıldızların çoğu, 50 ila 1.000 ışık yılı arasında bir uzaklıktadırlar.

Yıldızın adı olan Spica, Latince kökenli bir sözcüktür ve “Başak” anlamına gelir. Diğer kullanılan ismi Azimech ise Arapça‘dan gelir ve anlamı pek belirli olmasa da, Osmanlıca’daki kullanımı olan “Balık” şeklinde Türkçe’ye çevrilebilir.

Çoğu yıldız gibi Spica da aslında tek bir yıldız değil, iki yıldızdan oluşan bir çift yıldız sistemi. Çift yıldızlar ve yıldız sistemleri ile ilgili geniş bilgi almak istiyorsanız, bu linkten ulaşabileceğiniz 4 bölümlük yazı dizimizi okumanızı tavsiye ederiz.

Sistem

Sistemin bileşenlerinin ikisi de, B tayf sınıfından, “dev yıldız” olarak nitelenebilecek anakol yıldızlarıdır. Bunlardan Spica A olarak isimlendirileni Güneş’in 10.2 katı kütleye sahip. Çapı Güneş’in 7 katından biraz fazla olan bu yıldızın yüzey sıcaklığı yaklaşık 22.200 santigrat derece. Yaydığı enerji ve parlaklığı Güneş’ten tam 12.000 kat daha fazla.

Spica B ise, biraz daha küçük bir yıldız: Kütlesi Güneş’in yaklaşık 7 katı ve çapı da Güneş’ten yaklaşık 3.5 kat büyük. Yüzey sıcaklığı 18.300 santigrat derece kadar olan bu yıldız, Güneş’ten 1.500 kat daha parlak.

Spica'yı bulmak oldukça kolaydır. Büyük Ayı takımyıldızını kullanarak Antares yıldızını bulduktan sonra, gördüğünüz ilk parlak yıldız yönüne bir doğru çizmeniz Spica'yı bulmanızı sağlar.
Spica’yı bulmak oldukça kolaydır. Büyük Ayı takımyıldızını kullanarak Antares yıldızını bulduktan sonra, gördüğünüz ilk parlak yıldız yönüne bir doğru çizmeniz Spica’yı bulmanızı sağlar.

 

Her iki yıldız da birbirine oldukça yakın ve oluşturdukları kütleçekim merkezi etrafında yaklaşık 4 günlük bir sürede dönüyorlar. Yıldızlar bu kadar büyük kütleli ve böylesine yakın oldukları için, birbirleri üzerinde büyük gelgit etkisine sahipler. Yapılan tayf incelemeleri ve bu ortak yörüngelerinin yüksek eliptik yapısı, sistemin çok genç, sadece birkaç milyon yaşında olduğunu gösteriyor.

Bu yıldız, gezegenimizden gözlendiğinde ilginç bir konuma sahip olduğunu görüyoruz. Yıldız, Dünya’nın “tutulum düzlemi” dediğimiz yörünge yolu üzerinde bulunuyor. Yani, Dünya ve diğer gezegenlerin Güneş çevresinde dolandığı düzlemde. Bu nedenle, sık sık Ay tarafından, bazen de Venüs, Jüpiter, Satürn gibi gezegenler tarafından “tutuluyor”.

Gelecek

Spica sisteminin çok genç, henüz birkaç milyon yıl yaşında olduğunu dile getirmiştik. İki adet dev yıldızdan oluşan bu sistemde, yıldızların ömrü oldukça kısa. Büyük olan yıldızın (A) anakol evresindeki toplam yaşam süresi 15-20 milyon yıl, küçük olanın (B) ise 25-35 milyon yıl kadar. Bu da, önümüzdeki on onbeş milyon yıllık yakın zaman dilimi içinde yıldızların sırayla birer kırmızı dev yıldıza evrileceği, ardından ise dağılıp bir gezegenimsi bulutsuya, nihayetinde bir beyaz cüceye dönüşecekleri anlamına geliyor.

Normalde bu iki dev yıldızın bir süpernovaya dönüşmesini bekleyebilirsiniz. Ancak, yıldızların şu anki kütleleri, ömür süreçleri içinde her dev yıldızın yaptığı gibi büyük patlamalar ile uzay boşluğuna saçılarak azalacak. Yıldızlar yaşlanıp kırmızı dev oluşturma aşamasına geldiklerinde kütle kaybı daha da artacak. Yani her iki yıldızın da, ömürlerinin bir süpernova patlaması ile sonlanabileceği kadar kütleleri kalmama ihtimalleri yüksek. Kısaca her iki yıldız da, ölüm döşeğine bir süpernova oluşturabilecek kütlede girebilecek kadar büyük kütleli değiller.

spica-sanatci-95548
Spica yıldız sisteminin bir sanatçı tarafından tasviri. Yıldızlar birbirine çok yakın olduğu için, hangi uzaklıktan bakarsanız bakın boyutları çok benzer görülecektir.

 

Bununla beraber, sistemin büyük kütleli olan yıldızı Spica A, ömrünün sonuna geldiğinde çekirdeği süpernova patlamasına neden olacak büyüklükte kalmayı başarmış olabilir. Bu durumda, Spica’nın Dünya göklerinde muhteşem bir ışık şöleni ile hayata veda edeceğini söyleyebiliriz. Ayrıca, Spica sisteminin süpernova macerası burada bitmiyor:

Eğer büyük kütleli A yıldızı süpernovaya dönüşmese bile, erkenden hayata veda edip geride bir beyaz cüce çekirdek bırakacak. Bu yoğun çekirdek, hala hayatta olan ve yavaş yavaş kırmızı deve dönüşmeye başlayan Spica B yıldızına çok yakın olduğu için ondan gaz çekmeye başlayacak. Spica B’den çekilen gaz, eşinden geriye kalmış olan beyaz cücenin üzerinde birikecek. Biriken gaz, beyaz cüce’yi 1.44 Güneş kütlesine kadar ağırlaştırdığında, beyaz cüce kütleçekim basıncına dayanamayarak muazzam bir süpernova patlaması eşliğinde yok olacak. Bu tür ikili yıldızlardan madde aktarımı sonucu meydana gelen patlamalar “Tip Ia Süpernova” olarak adlandırılıyorlar ve gökbilimciler için mesafe ölçümünde sabit bir ışık kaynağı görevi görüyorlar.

Olası Yaşam

Bu tür dev yıldızlar, oluşum aşamasındaki güçlü ışınımları nedeniyle içinde oluştukları bulutsuyu ve yıldız oluşum diskini çok çabuk dağıtır. Hızla dağılan oluşum diski üzerinde gezegen oluşacak zaman kalmadığı gibi, şans eseri oluşma aşamasındaki gezegenler de dağılan disk ile birlikte güçlü yıldız rüzgarının kurbanı olarak uzay boşluğuna saçılır.

Yani, Spica sisteminde gezegen bulunması beklenmiyor. Zaten bir gezegen veya gezegenler olsaydı bile, sistemin ateşli yıldızlarının yaydığı muazzam yıldız rüzgarı ve enerji ile kavrulmuş, harap düşmüş olacaklardı. Yine de, eğer Spica sistemindeki bir gezegende yaşamak istiyorsanız, gezegenin yıldızdan çok uzakta yer alması gerektiğini söyleyelim.

Eğer Dünya bu sistemde olsaydı, şu anda 150 milyon kilometre uzağında yer aldığımız Güneş’in yaydığı kadar ısı ve ışık alabilmek için, yıldızlardan yaklaşık 140 milyar kilometre ötede olmamız gerekecekti. Çünkü her iki yıldız da muazzam miktarda enerji yayıyorlar ve yakınında bulunmak kavrulmanız anlamına gelir. Anlayacağınız, Spica sisteminin yaşanabilir bölgesi (habitable zone) yıldızlardan çok ama çok uzakta. Sözün kısası, bu sistemde bırakın yaşamı, gezegen bile bulunduğunu sanmıyoruz.

Zafer Emecan

Kapak resmi telif: Divina Corona