Daha önce, uzaylıların nasıl saftirik varlıklar olduğunu teker teker incelemeye çalışmıştık. Hepsini bir araya toplayıp yeniden bakalım:

War of the Wolds

Şimdi, Dünya’ya istilaya gelen bu uzaylı arkadaşlarımızın gemileri süperdir, olağanüstü teknolojiye sahiptir fakat iyi izole edilmemiştir, hava alır. Bu yüzden mikrop kapıp ölürler. Buna rağmen ordularında sağlık ekibi, doktor neyin bulundurmazlar…

Basit tıbbi teçhizat, ilkyardım veya hastane gibi kavramlardan habersiz bu uzaylılar, şimdiye kadar Dünya’yı işgale gelen (ve birazdan aşağıda anlatacağımız) birkaç ırk arasında gerzeklikte ilk sıraya yerleşiyorlar.

War-of-the-Worlds
Ordularında “sıhhiye” kavramında bihaber oldukları için işgal sırasında toplu halde ölen dingil uzaylılar (War of the Wolds)

 

Battle: Los Angeles

Sevgili uzaylılarımız zaman zaman kendi gezenlerinde temin etmekte sıkıntı yaşadıkları bir madde için Dünya’ya saldırırlar. İhtiyaç duydukları şey de genellikle “su” olur bu arada.

Onca gelişmiş teknolojilerine karşın medeniyetten yoksun oldukları anlaşılan bu uzaylı kardeşlerimiz, Dünya insanlarıyla diplomatik ilişkiye geçmeyi, “Denizlerinizde bolca su var, birazını bize verirseniz karşılığını öderiz, hem siz hem de biz faydalanırız” demeyi falan hiç düşünmeden bodoslama saldırıya geçerler.

461080_139692372843917_1119063452_o
Ticaret denilen şeyden haberleri yoktur. Siz bize su verin, biz de size şunları verelim gibi basit bir mantık güdemedikleri için tonla masrafa girerek sorgusuz sualsiz savaş açarlar (Battle: Los Angeles).

Az önce medeniyetten yoksun dedim, kusura bakmayın ama sadece medeniyet değil, akıl da noksandır bu yaratıklarda. Çünkü Güneş Sistemi’nde Dünya’dan çok daha fazla suya sahip Enceladus, Europa gibi uydular bulunur.

Dünya’ya gelip onca savaş masrafıyla uğraşacaklarına gidip sessiz sakin bu uydulardan diledikleri kadar su alabilirler, bizim ruhumuz bile duymaz. Kuiper Kuşağı’ndaki yüzbin tane, her biri milyonlarca ton su içeren buzlu göktaşlarını saymıyorum bile bakın. Ama diyoruz ya, filmlerdeki uzaylılar gerzeklikte sınır tanımıyor…

The Sings

Hayvan gibi teknolojileri arasında giyim-kuşam ürünleri bulunmaz. İstisnasız anadan üryan gezmeye bayılan bu uzaylıların suya hassas olanları, suyla kaplı bir gezegene (dünya diyelim) geldiklerinde dahi koruyucu elbise giymezler. Buradan yağmurluk denen giysinin çok yüksek bir teknoloji ürünü olduğunu anlayabilirsiniz.

signs
%70’inden fazlası su olan Dünya’yı çırılçıplak anadan üryan halde işgale gelen ama suya değince ölen kafasız uzaylıları şaşkınlıkla izleyen biz Dünyalılar (The Sings)

 

Hadi tamam, aşmışsınız uçmuşsunuz kılık kıyafet sorunun toptan çözmüşsünüz de, en azından kolye, yüzük, aksesuar, ya da hiç olmadı bi yaka kartı falan takının. Bu ne zevksizliktir, nasıl bir boşvermişliktir?

Independence Day

Bilgisayarları da her türlü müdahaleye açıktır. Misal, bunların bilgisayarını laptopunuzun kızılötesi portu aracılığıyla çökertebilirsiniz. Çünkü bunca guvenlik açığı tehlikesine rağmen, her türlü iletişim protokolunu tanırlar. Buradan öğrendiğimle, şu sıralar evdeki bluetooth’lu bilgisayarımla wireless ağa bağlanmaya calışıyorum. Protokol ve frekans sorunlarını çözer çözmez başaracam.

independence-day-it-s-happening-the-sequel-of-independence-day-is-coming-check-out-the-title-and-release-date
Akıl almaz teknolojiye sahip devasa gemileriyle Dünya’yı işgale gelen milyar nüfuslu uzaylı ordusunu karısıyla sorunlu bir profesör ve yarı çatlak bir pilot sayesinde bilgisayarlarına virüs bulaştırarak tümüyle yok etmiştik. Üstelik dalga geçerek… (Independence Day)

 

Star Wars

Bunların genellikle kalkanları olan hayvani boyutlarda bir ana gemileri var. Fakat bu 700 hektarlik geminin bir noktasina atacağınız dandirik bir stinger füzesi ile tümünü havaya uçurmanız mümkün.

Zincirleme patlama ile yok olur gidiyor koca gemiler. Yine de, gemilerinin bu zayıf noktasına 15-20 cm kalınlığında çelik bir plaka yerleştirmeyi akıl edemezler.

DeathStarII-BotF
Çok güçlü gemiler yaparlar ama, ateş ettiğinde tüm geminin poff diye havaya uçmasını sağlayan zayıf bir noktaları vardır hep. Buraya ver edersin bombayı, havaya uçarlar. (Star Wars)

 

Bir de, sanırım iletişim için kullandıkları gizli bir frekans oluyor hep. Bu frekansa girip bir şekilde yayının kestiğiniz veya karıştırdığınızda şaşkın ördeklere dönüyorlar, patır patır avlayabiliyorsunuz hepsini.

Close Encounters of The Third Kind ve Contact

Hep mi kötü niyetli bunlar? Hayır… Aralarında son derece iyi niyetli görünüp de aslında gerzekliğin veya psikopatlığın en uç örneklerini sergileyenler de var.

Bunlar hiçbir masraftan kaçınmadan “iletişime geçme” isteklerini dünyalılara iletirler. Bunu bazen yetkili değil de, son derece gereksiz insanlara yapsalar da, öyle ya da böyle insanlığı tonla masrafa ve beklentiye sokacak bir buluşma ayarlarlar.

uzaylılar
Bunların iyi olanların insanlığı yıllarca beklentiye sokup, tonla masraf çıkararak ortalığı ayağa kaldırırlar. Geldiklerinde ise selam verip giderler. Elimizde “eee ne oldu şimdi?” demekten başka birşey kalmaz (Close Encounters of The Third Kind ve Contact).

 

İnsanlığın aylarca oradan oraya koşturması, milyarlarca dolarlık projelere girişmesinden sonra “görüş günü” gelip çattığında; ya şöyle bir inip el sallayıp giderler, ya da ayaklarına çağırdıkları insanları ellerinde buluşmaya dair tek bir delil veya fayda olmadan geri postalarlar.

Bilim kurgu yapımcılarının bizlere “iyi niyetli uzaylılar” diye kakaladıkları bu yaratıklar eğer gerzek değillerse, bildiğiniz psikopattır. Olayın sonunda tüm insanlık; “ee ne oldu şimdi” diye birbirlerine bakakalır…

Zafer Emecan

Kapak fotoğrafı: Stargate SG1 dizisinden Jack O’Neil ile konuşan Asgard ırkından birkaç kişi.