Hemen hemen tümü hidrojen ve helyum’dan oluşan Gaz yapılı “Gaz Devi” dev gezegenler, tüm yıldız sistemlerinde bulunurlar.

Bir yıldızı oluşturan bulutsunun muhteviyatının %99’u veya daha fazlası sadece Hidrojen ve Helyum gazlarından ibarettir. Bunlar, ayrıca evrende en fazla bulunan, neredeyse tüm evreni oluşturan elementlerdir. Tipik bir yıldız oluşum bulutsusunun %24’ü Helyum, %74’ü de Hidrojen gazıdır. Bu oran artı eksi %1 oynayabilir. Kalan çok küçük miktar ise, Dünya’dan bildiğimiz Silisyum, Karbon, Oksijen, Azot vs gibi elementlerden ibarettir.

Hidrojen ve Helyum miktarı böylesine dominat düzeyde olunca, bulutsuda çok sayıda gaz yapılı gökcisminin oluşması da kaçınılmaz olur. Bu cisimlerden en az bir tanesi, bildiğiniz gibi yıldızdır. Oluşan yıldız veya yıldızlardan artakalan gaz ise, Jüpiter veya Satürn gibi bir gaz devi oluşturmak üzere bir araya gelirler.

Aslında şunu söyleyebiliriz; bir bulutsuda yıldız olabilmek üzere bir araya gelen çok sayıda yoğunlaşma bölgesi vardır. Ancak, bu yoğunlaşma bölgelerinin bazıları çok büyük kütle kazandığı için, bulutsudaki gazın çok büyük bir kısmını kendilerine çekerek yıldıza dönüşürler. Bu nedenle, diğer yoğunlaşma bölgelerinde yıldız olabilecek yeterlilikte gaz kalmadığı için, buralarda “topaklanmış” olan gazlar birer gaz devi gezegen olmanın ötesine geçemezler. O halde, gaz devi gezegenlere “yıldız cenini” demek yanlış olmaz.

383333_137562929723528_450218614_n

Bu gezegenlerin bileşimleri yıldızlar ile hemen hemen aynıdır. Dıştan içe doğru yoğunlaşırlar. Bu yoğunluk artışı, sıcaklık artışıyla birlikte gerçekleşir. Örneğin bir gaz devinin sadece birkaç bin km’lik derinliğinde gaz yoğunluğu sudan daha fazla, sıcaklık ise binlerce santigrat derecedir. Daha derine indikçe basınç nedeniyle gaz çok daha yoğunlaşır metalsi özellik göstermeye başlar. Çoğu gaz devi gezegenin çekirdeği, oluşum aşamasında topladığı demir, karbon, silisyum gibi elementlerin biriktiği oldukça ağır bir bölgedir. Burada sıcaklık 20-30 bin santigrat derecenin üzerinde olabilir. Kıyaslama için söyleyelim, Dünya’nın çekirdeği sadece yaklaşık 6.000 derece sıcaklığa sahiptir.

Gaz devleri, oluştukları bulutsudaki en büyük orana sahip maddeler olan hidrojen ve helyum’dan ibaret olduklarından, kütleleri de yaşadıkları sistemdeki karasal yapılı gezegenlerden çok daha büyüktür. Örneğin, Güneş Sistemi’ndeki en küçük gaz devi olan Neptün‘ün kütlesi (yani ağırlığı), Dünya, Mars, Merkür, Venüs ve geri kalan cüce gezegenler, uydular, asteroidler ile kuyruklu yıldızların tümünün toplamından daha fazladır. Yani sistemimizdeki karasal yapılı herşey bir araya gelse, bir Neptün bile etmez.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu gezegenler gaz yapılı olsalar da, çok büyük miktarda maddenin bir araya gelmesi sonucu oluşan büyük basınçlar, gazın davranışını değiştirir. Gaz, gezegenin derinliklerine doğru indikçe önce sıvı, ardından katı madde davranışı göstermeye başlar. Yani, bir gaz devinin ayak basacak yüzeyi olmamasına rağmen derinliklerine inmeye kalkıştığınızda gazdan oluşmuş bir bariyere çarparsınız. Tabi bu arada binlerce derecelik sıcakta buharlaşmadığınızı farzediyoruz.

Zafer Emecan