Birçoğumuz için burası Güneş’tir. Ama bu malesef doğru cevap değil. Çünkü Güneş Sistemi’ni en sıcak yeri Güneş’te değil, Jüpiter’de.

Jüpiter’in de, Dünya’da olduğu gibi bir manyetik alanı bulunur. Tabi bu alan, bizimkiyle kıyaslanamayacak kadar büyük ve güçlüdür. İşte, Jüpiter’in bu devasa manyetik alanına yakalanan yüklü kozmik parçacıklar, yine Dünyamızda olduğuna benzer “Van Allen Kuşakları” oluşturur.

Bu radyasyon kuşağını oluşturan sıcak parçacıkların kaynağı; Güneş, Jüpiter’in kendisi ve uydularından gelen gazlar, iyonlar ve atomaltı parçacıklardır.

Jüpiter’in manyetik alanı ve volkanik olarak aktif durumdaki uydusu IO ile olan etkileşimi. Bu manyetik alan nedeniyle, IO ile Jüpiter’in manyetik kutupları arasında yoğun bir yüklü parçacık akımı vardır.

 

Jüpiter’den 3 milyon km kadar ötede başlayıp, onlarca milyon kilometre ötelere uzanan büyük radyasyon kuşaklarında, kütleçekim, parçacık bombardımanı, sürtünme vb yollarla inanılmaz yüksek enerjilere maruz kalan bu parçacıklar o kadar ısınır ki, sıcaklıkları 200 milyon santigrat derecenin üzerine çıkar. Bu, Güneş Sistemi dahilinde bildiğimiz en yüksek sıcaklıktır.

Kıyaslama açısından söyleyelim, Güneş’in yüzey sıcaklığı yaklaşık 6 bin, çekirdek sıcaklığı ise 13 milyon santigrat derecedir. Güneş’in korona tabakasında da manyetik alanlar nedeniyle çok yüksek sıcaklıklar meydana gelir ama, bu sıcaklıklar Jüpiter’in manyetik alanında olduğu gibi yüz milyonlarca derece değil, birkaç milyon santigrat derece civarındadır.

Burada şunu belirtmek gerekiyor: Manyetik alan içindeki radyasyon kuşaklarında yer alan bu parçacık ve gazların arasında bulunduğunuzda yanmaz veya ısınmazsınız. Çünkü, parçacık yoğunluğu çok düşüktür.

Jüpiter’in manyetosferindeki aşırı yoğun radyasyon içinde Dünya tabanlı canlılar barınamaz. Örneğin, yüzey altında yaşam olasılığı yüksek olan Europa’nın yüzeyindeyseniz; çok kısa süre içinde aşırı dozda radyasyona maruz kalıp ölürsünüz.

 

Dünya atmosferi içinde bizler santimetre kare başına milyarlarca atom içeren bir ortam içinde yaşarız. Bu kadar fazla sayıda atom, hem temas hem de ışıma yoluyla yoğun bir ısı transferi yaşanmasına neden olur. Dolayısıyla gündelik algılarımızla, bir yer sıcaksa, orada kaldığımızda ısınırız şeklinde düşünürüz. Oysa bu, Dünya yüzeyinde doğru, ancak uzay boşluğundaki yapılar için doğru değil.

Jüpiter’in manyetik alanındaki parçacık / atom yoğunluğu santimetre karede birkaç atomdan fazla değildir. Dolayısıyla, çok aşırı sıcaklıkta olsalar bile, bu parçacıklar dikkate almaya değer bir ısı transferine neden olmazlar. Bu düşük yoğunluk nedeniyle; tek tek ölçüldüklerinde yüzlerce milyon santigrat dereceye ulaşan sıcaklıkları çevrelerini ısıtmaya yeterli gelmez.

Yani bu kuşağın, çevresindeki herhangi bir uyduyu veya gezegeni “hafifçe de olsa” ısıtması mümkün değil. Bununla beraber, ısı şeklinde zarar vermese bile; aşırı radyasyon seviyesi hiçbir biçimde hayatta kalmanıza izin vermeyecektir.

Zafer Emecan

İlk olarak 12 Ekim 2015 tarihinde yayınladığımız bu yazımızı, yeni bulgular eşliğinde geliştirerek tekrar yayınladık. Facebook