Bazıları bu iddiayı; “Dünya Güneş’e 1 mm daha yakın olsaydı …” şeklinde de dile getiriyor. Biz milimetreyi bir kenara bırakıp 1 metre kavramı üzerinden gidelim. En azından 1 mm’den daha zekice duruyor.

Oysa gerçekler bunun tam tersidir. Bırakın 1 metre yakınlaşmayı, eliptik yörüngesi nedeniyle yıl içinde Dünya Güneş’e birkaç milyon kilometre yakınlaşır ve tekrar uzaklaşır. Her yıl kış mevsiminin başlangıcında Güneş’e uzaklığımız 147 milyon kilometre iken, yaz başlarken 152 milyon kilometre uzakta yer alırız. Aradaki fark tam 5 milyon kilometredir.

dunyaninyorungesivemevsim
Eliptik yörüngemiz nedeniyle Dünya, Güneş’e periyodik bir yakınlaşma/uzaklaşma halindedir.

 

İşin doğrusu şudur; Her yıldızın kütlesine ve parlaklığına göre değişen, suyun yüzeyde sıvı halde kalmasının mümkün olduğu bir “yaşam kuşağı” bulunur. Güneş’in yaşam kuşağı, kendisine yaklaşık olarak 110 milyon kilometre uzaktaki bir yörüngeden başlayıp 250 milyon kilometreden biraz daha uzak bir yörüngeye kadar devam eder. Yaklaşık 140 milyon kilometre genişliğe sahip bu yörünge aralığında, Dünya gibi uygun fiziksel ve kimyasal yapıya sahip gezegenler üzerinde yaşam için gerekli şartlar sağlanabilir.

Yıldızların yaşam kuşağı (habitable zone) hakkında bu linkteki yazımızda çok daha detaylı bilgi bulabilirsiniz.

Bir gezegenin “yüzey sıcaklığı”, yıldızına olan yakınlığı kadar; atmosferinin yıldızından aldığı ışığı nasıl koruduğu ve sakladığı ile de sıkı sıkıya bağıntılıdır. Gezegenimiz Dünya, Güneş’e olan şu anki uzaklığı ile gezegen genelinde ortalama 15 santigrat derecelik (ekvatorda yaklaşık +25, kutuplarda -25 küsür derece civarı) bir sıcaklığı koruyabilecek atmosfer kalınlığına sahiptir. Eğer atmosferimiz biraz daha kalın olsa veya “sera etkisi” yaratabilecek gazların miktarı daha fazla olsaydı, gezegenimizin ortalama sıcaklığı 15 değil, 25 santigrat dereceye hatta daha fazlasına yükselebilirdi.

global-T-1987
Gezegenimizin mevsimlere göre sıcaklık dağılımını gösteren animasyon. Bu sıcaklık dağılımının ana nedeni, gezegenimizin Güneş’e yaklaşıp uzaklaşması değil, ekliptik eğimi nedeniyle yörüngedeki yolculuğu boyunca Güneş ışığı alan bölgelerinin açısal değişim göstermesidir.

 

Benzer biçimde Mars gezegeni aslında ortalama 8-10 santigrat derecelik bir sıcaklığa sahip olabilecekken, çok ince atmosferi nedeniyle ortalama yüzey sıcaklığı çok düşüktür. Mars’ı şu an alıp Dünya’nın bulunduğu yere yerleştirmiş olsaydık, yine ince atmosferi nedeniyle yüzey sıcaklığı düşük kalmaya devam edecekti.

Mevsim değişiklikleri, yani gezegenimizin farklı bölgelerinde yıl içinde yaşanan sıcaklık artış ve azalışlarının Güneş’e yaklaşıp uzaklaşmamızla ilgisi bulunmaz. Bu, tümüyle gezegenimizin yörünge eğikliği (ekliptik) ile ilintilidir. Bu eğim nedeniyle, yörüngemiz boyunca kimi zaman kuzey yarımküre, kimi zaman da güney yarımküre Güneş’e doğru “eğilir”. Bu da, her iki yarımkürenin yıl içinde farklı miktarda Güneş ışığına maruz kalmasına yol açar. İşte mevsimler böyle oluşur.

Bilim dışı bazı çevreler bu iddiayı; “yaklaşma ve uzaklaşma oranı sabit. Hep aynı miktarda yakınlaşıp uzaklaşıyor, eğer öyle olmasaydı yeryüzünde yaşam  mümkün olmazdı” şeklinde dile getiriyor. Oysa bu da doğru değil, çünkü Dünya Güneş’ten her yıl giderek uzaklaşıyor. Bu uzaklaşmanın miktarını ve nedenleri bu linkteki yazımızdan okuyabilirsiniz.

Özetle anlatmaya çalıştığımız şu; şimdi Dünya’yı alıp Güneş’den 50 milyon kilometre uzaklaştırsanız da donmayız. Evet, ortalama sıcaklık biraz daha az olur, mevsimler biraz daha farklılaşır ama donmayız, buna da alışır, mutlu mesut yaşamaya devam ederiz.

Zafer Emecan


teleskoplar-2254-2-meade

Amacınıza en uygun ve en kaliteli teleskop ya da dürbünü, en uygun fiyata sadece Gökbilim Dükkanı‘nda bulabilir, satın alma ve kullanım sürecinde her zaman bize danışabilirsiniz
GÖKBİLİM DÜKKANI’NA GİT