Uzun bir zamanın ardından tekrar makaleme hoşgeldiniz!!  Bu zaman içerisinde biriken Kristal çalışmalarımın daha ötesine geçerek, sıradışı kristal yapılar üzerinde yaptığım deneylerler hakkında bir yazı yazmaya karar verdim.

Baştan söylemem gerekir ki, bu yazıda anlattıklarım ve kullandığım kanlı fotoğraflar hasas okurlarımızı olumsuz yönde etkileyebilir. Bu yüzden okuyup okumamayı iyi değerlendirin.

Kristaller hakkında daha derin araştırma ve yeni deneyimlerim her ne kadar araştırmaları genişletebileceğim uygun ekipman ve ortama sahip olmadığım için ağır gitse de, bu sorunumu olabildiğince yaratıcılığım ile çözümlüyorum. Birçoğunuz beni tanımıyor, tanıyanlar ise ilgilendiğim şey ne olursa olsun  onun hakkında bolca araştırmayı, genişletmeyi ve geliştirmeyi, kısaca üzerine gitmeyi ne kadar çok sevdiğimi biliyor. Artık sizde biliyorsunuz. Biraz hayal gücü, biraz merak ve üretmeye karşı duyduğumuz aşk bizi geliştiren ve ileriye iten güzel etkenler.

Aslında başlarda bilinen bir şey bulmaktan çok, yapısal olarak farklı kristaller üretmek istiyordum. Lakin Türkiye’de olmayan ve ülkeye sokamadığım çok fazla kimyasal madde olduğu için çoğu projem yarıda kalıyordu. Yine de kendimce çözümler ürettim, sonuçta bu hobimdi  ve eğlenceli olmalıydı. Kristal yapıları çeşitlidir.

Bunu basitçe açıklamam gerekirse: Sivri yapılı, yuvarlak yapılı vb. Yani bu yapıları yuvarlak iken sivri, Sivri iken yuvarlak yapamazsınız ancak, şeklillerini ve koşşularını değiştirirseniz, sivriler ve yuvarlakları birleşmeye ikna edebilirsiniz. Ancak bu zorlama değil, doğal olarak yapılmalıdır. Bu durumda ya doğa ana olamayacağım için, doğa anayı taklit etmeye karar verirseniz sizi çözüme zor da olsa ulaştırır. Peki tıpkı pırlanta yapımı gibi yapay olarak yapılamaz mıydı? Evet. Ancak bu seferde bütün ruhu ölür ve işlevi gerçekleşiremezdi.

Şimdiye kadar yazdıklarım sizce çok havada kalmış cümleler içeriyor olabilir. Nerede kanıt, nerede deneyler. Öncelikle ilk yazım olan evde kristal yapımı hakkındaki yazımı okumanızı ve bir sure kristal yapmaya devam etmenizi ardından bu deneye geçmenizi tavsiye ederim.

Kristaller canlıdır. Bunu sadece müziğe verdiği tepkiler ile ortamlarını değiştirerek değişen yapılarında gözlemleyebilirsiniz. Ve şimdi gelelim en hasas deneyimize.

Kafamdaki sorular;

Kristal Kan
Evet, bu kendi kanım…

Ölümsüz olmakla ilgili bir beklentim var ancak, ölümsüz olabilirmiyiz? Evet. Bio-makine olarak ölümsüz olabilirmiyiz? Ölmeyi erteleyebiliriz veya genlerimizi ileriye taşıyabiliriz.

Biolojiklik uzun ve etkili bir sure değil. Aslında Biolojikliğin avantajları tartışılır. Ama şahsen ben DNA’mı sabitleme ihtiyacı hissettim ve bunu kristaller yolu ile yapabileceğimi keşfettim.

Peki nasıl?

Kendi kanımdan kristaller oluşturmaya başladım. Bu deneyim için doktorumun gözetimi altında kanımı kullandım. Diğer kristallerden farkı, daha keskin yapılı olmaları. İkinci fotoğrafta parmağımın ucunda görünen ufak kesik kan kristalimin işi. Doğru yaparsanız tam olarak elde edeceğiniz bu. Tabii sonradan dondurucuda saklamalısınız.

Burada amaç su yerine kendi kanınızı kullanarak, kristal özelliği gösteren her yapıyı toz haline getirip denemek. Size doğrudan söylemektense, deneme yanılma yönteminiz ile eğlenceli bir uğraş bırakmak istiyorum. Çünkü çoğu şey kristal yapılıdır.

Unutmayın onlara doğal bir ortam sunarak olabildiğince birleşmeye ikna etmek bura asıl noktamız. Ve şu solda gördüğünüz de farklı bir kan kristalim. Yüzük yaptım bunu sonradan. Çünkü kokoş bir kızım 😀

Yazımı okudunuz için teşekkür ediyorum. Bir sonraki süreçte, size hem daha ayrıntılı doğal ortam yapımı kristal çeşitleri, hem de birleşme yolu ile nasıl melez kristaller elde edeceğiniz ile ilgili en kısa sürede yazmayı planlıyorum. Örnek olarak ametist ve inciyi kullanıp size daha sevimli bir görüntü verme hazırlığındayım merak etmeyin. Çıkan sonuçlar için beklemede kalın sonraki deneyimizde görüşürüz.

Nisan Azizoğlu