Kimi zaman üstad İlber Ortaylı’nın muhataplarının cahilliğinden dem vurup, bu cehalet üzerinden onlara yüklenmesini kaba bulsam da, öyle büyük cehalet örnekleriyle karşılaşıyoruz ki, kendisine hak vermek zorunda kalıyorum.

Cahil UFO’cu takımının “NASA uzaylıları biliyor ama halktan gerçekleri gizliyor” savı da bu katıksız cehaletin en bilinen örneklerinden biri. (UFO, yani uzaylı uydurmalarına “iman etmiş” insanlara cahil dediğimiz için bizi kınayabilirsiniz, duyarlı olmamakla, kaba davranmakla suçlayabilirsiniz. Ancak, bu insanların gerçekten cahil olduğu gerçeği değişmiyor).

Burada şunu aklınızda tutmanız gerekiyor. Bizler bilim insanlarıyız ve evrende bizim haricimizde birçok gezegende yaşamın gelişebileceğini, bu gelişen yaşamın bizim kadar, hatta çok daha fazla zeki olabileceğini kabulleniyoruz. Evrende bizim haricimizde yaşamın var olamayacağını iddia etmek bilimsel düşünce ile bağdaşmaz.

Dolayısıyla bizler de evrende yalnız olmamızın “düşük bir ihtimal” olduğu bilincindeyiz. Ancak, konu “zırt pırt Dünya’ya gelip giden, ışıklar saçarak dolaşan uzaylılar” olduğunda, yine aynı bilimsellikle hareket etmek durumundayız. Konuyu fazla uzatmadan anlatacaklarımıza dönelim…

Aslında en sevdiğim UFO’cu klişelerinden biridir bu. Şaşırmasam da, seviyorum bunu. Çünkü bana çok naif, çok saf ve temiz geliyor bu söylem. Niye? Biliyorsunuz, UFO söylentilerinin ve UFO hikayelerinin büyük bir kısmı ABD kaynaklı. İşte Amerika’ya inen uzaylılar, düşüp otopsiye gönderilen cesetler, uzaylıların kaçırdığı insanlar falan genelde ABD’den çıkar.

Dolayısıyla tahmin ettiğiniz gibi bu klişenin çıkış yeri de ABD. Eeee adamların ulusal uzay ajansları NASA. Evrim Teorisi’ni kabullenme konusunda Türkiye’den daha kötü bir üne sahip olan ABD halkı, kalkıp “Ruslar uzaylıları biliyor ama gizliyor” hikayesi yazacak değiller herhalde?

NASA_imgroup01
Uzaylıların Dünya’yı ziyaret ettiğini bilen, gözlemleyen ve bunları raporlayan bir gurup Nasa çalışanı. Oysa ne kadar da normal insan gibiler. Hiç sır saklıyormuş gibi bir halleri yok.

 

Tam da tahmin edebileceğiniz gibi, bu söylenti uzaya çıkan, uzayı gözleyen tek kurumun NASA olduğu yanılgısını içeriyor. Eğer uzaylı varsa; NASA bilir, yoksa yine onlar bilir, var da gizliyorlarsa kesin onlar gizliyordur.

NASA her ne kadar bağımsız hareket etse de, bir devlet kuruluşudur ve bizde de olduğu gibi, uluslararası askeri güvenliği ilgilendiren devlet sırrı anlamında bir şeyler gizlediği düşünülebilir. Böyle söyleyenler kendilerince haklı olur ve bu yönde üretilen komplo teorileri karşısında pek bir şey diyemeyebilirdik.

Ancak, söz konusu uzaylılar, düz dünya, zombi istilası, Haarp, chemtrails vs olduğunda Amerikan malı Hollywood filmlerinin insanların kafasına kazıdığı bir sanrı bu.

4534
Heyecanla Türkiye sahillerinde, gördükleri UFO’yu görüntülemeye çalışan bir grup vatandaş…

 

Çoğu televizyon ve belgesel çocuğu olan UFO’cu tayfası, tıpkı filmlerdeki gibi bütün uzaylıların ABD’ye indiğini, ABD derin devletinin uzaylı uygarlıklarla al takke ver külah anlaşmalar içinde olduğunu düşünmelerini normal karşılıyoruz.

Bununla beraber, NASA (Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi) uzay araştırmaları, gözlem veya astronomi alanında “tekel” olmadığı gibi, en yetkin” veya onay mercii kurum değil, bunun iyi bilinmesi gerekiyor. Fakat, bilim üretmeyen ve ürettiği bilim çoğunlukla “tercüme”den ibaret olan bir ülkede böyle sanılması şaşırtıcı değil. Bu arada NASA’yı itham da etmiyoruz, yargılamıyoruz, suçlamıyoruz; sadece “yalnız onlar yok” demek istiyoruz.

NASA haricinde ESA (Avrupa Uzay Ajansı), RSA (Rusya Uzay Ajansı), CNSA (Çin Ulusal Uzay Ajansı), JAXA (Japon Uzay Dairesi) gibi “sadece en önemlilerinin” adını andığımız onlarca uzay araştırma kurumu var. Bu ismini verdiğimiz kurumlar, özellikle ESA ve RSA, son derece ileri teknolojilere, dev yer ve uzay teleskoplarına, ayrıca Dünya’nın en iyi astronomlarına sahipler. NASA’dan aşağı kalır hiçbir yönleri yok, hatta bazı konularda NASA’nın önünde yer alıyorlar. Gizlenecek bir şey varsa, bunların da gizlemesi, binlerce bilim insanının ve yüzlerce üniversitenin “susması” gerekiyor.

63654614
Rusya’nın sahip olduğu muazzam uzay gözlem kapasitesine küçük bir örnek. Sibirya’daki ucu bucağı olmayan devasa radyo teleskop dizgesi.

 

Hadi bunlar da bir şekilde “devlet kurumu” ve diğer küçük ülkelerin (İspanya, Güney Kore, Şili, Brezilya, İtalya, İran, Hindistan, İsveç veya Macaristan) uzay ajansları da ciddiye alınamayacak kadar küçük bütçeli, dandik kurumlar ve zaten bir şey görmeleri mümkün değil diyelim. Mesela bizim TÜBİTAK’ın Beydağları’ndaki gözlemevi ile bırak uçan daireyi, eşek kadar Marduk’u bile görmek mümkün değil diye kendi kendimizi kandıralım. (Sahi bu arada 2012’de gelecek olan bir Marduk vardı ne oldu ona?)

Ya da tüm bilim insanlarını “devletin adamı”, olmadı “ajan” ilan edelim. Bakın ne kadar kolay oldu. Yoksa, fazla Kurtlar Vadisi izlemenin yan etkilerini mi yaşıyoruz şu an?

İnsanlar sanmaya devam ediyor ki; astronomi ve uzay bilimleri sadece “devlet”lerin kontrolünde bir şey. Üniversitelerin hepsi de zaten “küresel” bir gizli oluşuma bağlı, tüm bilim insanları da ya sus payı ödenerek, ya da tehdit edilerek kontrol altında tutulabiliyor.

daf60baron
UFO’culara göre, Dünya dışı uygarlıklarla ilgili neyin söylenip neyin söylenmeyeceğine karar veren karanlık bir örgüt var ve bunlar bütün Dünya’daki bilim insanlarını ve kurumları kontrol altında tutuyorlar. Şu an bana bu yazıyı yazdıran da arkamda durup beni buna zorlayan kırmızı kukuletalı karanlık bir tip.

 

Okyanusun ortasında küçük bir adadaki dev yeraltı tesisinde, yuvarlak bir masanın etrafında toplanmış birkaç karanlık tip, neyin gizlenip neyin söyleneceğine karar veriyor.

Sayıları 100 bini aşan bağımsız amatör astronomlar ne durumda peki? Onlar hiçbir şey görmüyor mu? Dikkat ettiniz mi, hiçbir amatör astronomdan UFO ihbarı, UFO videosu, Marduk fotoğrafı, galaksi hizalanması animasyonu falan gelmez.

Sabahlara kadar gökyüzünü tarayan, en ufak detayı (mesela 50 milyon km uzaktan geçen çok soluk bir kuyruklu yıldızı) çat diye bulup Tarkan’ın imzasını almayı başarmış 17 yaşında ergen kız çocuğu gibi bütün basın organlarına, sosyal medyaya, uzay ajanslarına çığlık çığlığa neşe içinde servis eden bu kişiler nedense bir tane UFO fotoğrafı, bir tanecik Nibiru, foton kuşağı, gizemli x gezegeni veya düz Dünya haberi geçmezler kimselere.

aulani-activities-explore-the-stars-stargazing-sc
UFO’culara ve komplo teorisyenlerine göre amatör astronomlar uzaylılarla ilgili hiçbir şeyi göremezler. Görseler de söylemezler, çünkü devlet bunlara para verip susturur. Para kabul etmeyenler de gizli servisler tarafından derdest edilip ortadan kaldırılırlar.

 

Ama elinde kameralı cep telefonuyla Büyükçekmece kıyısında piknik yapan amcamız, hemen titrek ve bulanık bir UFO videosu çekip televizyonlara ve UFO’culara servis edebilir. UFO’ların çok süper gizlenme özellikleri sadece astronomların kullandığı ekipmanlar için geçerlidir, cep telefonlarının kameraları bu görünmezlik kalkanını aşabilirler. Yani en azından komplo teorisyenlerinin düşüncesi bu yönde.

Amatör astronom dediğimiz bu kişilerin elindeki “teçhizat“a baktığımızda ise dudak uçuklatan şeyler görürüz. 1,5 metrelik teleskoplu gözlemevi kuranı mı ararsın, 50 ışık yılı uzaktaki yıldızda gezegen bulabilecek binlerce dolarlık ekipmana sahip olanı mı istersin, yoksa tüm gece tam zamanlı yüksek çözünürlüklü gökyüzü kaydı yapıp 10 milyon km öteden geçen asteroidi uzay ajanslarından önce keşfeden mi dersin, ne ararsan var.

Bir UFO eksik sadece! Amatör astronomlarımız Kaliforniya semalarından, Uşak köylerine yaldır yaldır ışıklar saçarak süzülen uzaylı filosunu bir türlü göremezler…

287234_4123910349510_702376478_o
Bir astronomi gönüllüsü olan arkadaşım Mavi, cahil cühela UFO’cuların bakış açısına göre gizli bir teşkilatın karanlık bir üyesi!

 

Ama yok, millet NASA videolarında uzaylı arar, arkadan geçen uçan daireyi görür, Güneş’in kıyısına dev uzay gemisi gelir… Kimse bilimsel bir iki makale okumaya tenezzül etmeden NASA onu saklıyor, Ay’a kimse gitmedi, videolara baktım “kesin ip var”, bütün bunlar yalan, hepsi komplo geyiği yapıp kendi kendini tatmin edebiliyor.

Bu UFO’cu cahil tayfanın biraz daha akıllıları Marduk gelecek diye kitap yazıp milyon dolarları hüpletir, daha da akıllıları ışık ve sevgi tarikatları kurarak paranın ve cinselliğin dibine vurur, azıcık ticari zekası olanları da otu boku kozmikle, kuantumla birleştirip mağazalar zincirleri açarken; kimileri de “hacı öyle bir şey olsa açıklar mı adamlar, Dünya’da panik çıkar, akıl var izan var” gibi argümanlarla yaştan bağımsız ergen zekanın kabiliyetlerinden örnekler sunmaya devam eder.

Zafer Emecan