Haber sitelerinde (ve bilim sitesi olduğu iddiasında olan bazı yerlerde) eski bir astronot olan Edgar Mitchell’ın sözleri paylaşılıyor sık sık.

Mitchell’ın iddasına göre, ABD’nin New Mexico eyaletindeki White Sands çölünde bulunan nükleer deneme alanları uzaylılar tarafından sırf “meraktan ötürü” ziyaret edilmiş. Mitchell ayrıca uzaylıların askeri becerilerimizin ne düzeyde olduğunu sınamak için geldiğini de iddia ediyor.

Bununla yetinmeyip, uzaylıların insanların birbirleriyle savaşmasını engellemek ve Dünya’da barış ortamı yaratmak istediklerini anlatıp ve ekliyor: “Soğuk Savaş döneminde birçok test alanında çalışan havacılarla konuştum UFO’ların devamlı gözüktüğü ve füzelerin onlar tarafından etkisiz hale getirildiğini anlattılar” diyor.

nuclear-bomb-explosion

Öncelikle bu savın yer bölge verilmesi bakımından ne kadar zayıf bir iddia olduğunu irdeleyelim:

Bu eski astronot bize çok eksik ve yetersiz bilgiler veriyor. Bunlardan birincisi, uzaylılar öncelikle direkt olarak neden White Sands çölünde bulunan nükleer deneme alanını ziyaret ediyor? O zamanlarda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne ait “Semey” olmak üzere, birçok ülkenin sırf silahlarını denemeyi amaçladığı buna benzer birçok bölge vardı. Hatta Amerika’nın White Sands çölünde bulunan nükleer deneme alanı dışında birçok deneme bölgesi de bulunuyor. Bunların dışında uzaylılardan “haberdar” olan Amerika, gizli tuttuğu bu bölgeyi uzaylılardan nasıl gizleyemiyor? Hadi gizleyemiyor diyelim, neden büyük bir cesaret ve aymazlıkla bol bol nükleer silah denemesi yapıyor?

Şimdi gelelim nükleer meraka…

Öncelikle yapılan gözlemlerde Güneş Sistemimiz içinde olası “akıllı yaşam” pek mümkün görülmüyor ve gözlenemiyor. Bu da bizi diğer yıldız sistemlerinde akıllı canlılığı aramaya yönlendiriyor. Bize en yakın yıldız (Güneş bizim sistemimizdedir) Proxima Centauri‘dir ve uzaklığı 4.24 ışık yılıdır. Yani bir madde ışık hızında hareket ederse 4.24 senede oradan buraya varması alamına gelir. Yanlız ışık hızında hareket etmek maddeleri kütlesizleştiriyor (veya sonsuz kütle sahibi olmasını gerektiriyor). Yani buraya ışık hızında bir uzaylı kütlesiz olarak gelir. Kütlesiz olarak buraya gelecek olan bir uzaylı, gezegenimize vardıktan sonra kütle kazandırılması için uygun bir teknolojiye “burada” sahip olması gerekir. Çünkü yanında o teknolojiyi getirse bile, o teknoloji de aslında kütlesiz formda olacağı için ona da kütle kazandıracak farklı bir teknolojik alete ihtiyaç duyar bu da bir paradoks doğurur.

90867861
Standart bir ABD vatandaşı, ineği bile kaybolsa bunu UFO’lara ve uzaylılara yorabilecek mantığa erişebilir.

 

Bu paradoksun oluşmaması için o teknolojik aletin buraya ışık hızından daha düşük bir hızla kütleli madde halinde gönderilmesi gerekli. Sonrasında bu alet aracılığı ile gezegenimize gelen kütlesiz uzaylıların burada kütle kazanması sağlanabilir. Fakat daha düşük hızlarla hareket etmek binlerce hatta milyonlarca yıl yolda olmaları buraya “sağ salim” varamamaları anlamına gelir. Diyelim ki daha önceden buraya ışık hızında gelebilmek için teknolojik aletleri gönderip geldiler.

Not: Işık hızına ulaşmak veya aşmak için başka yöntemler geliştirmiş olabilirler. Örneğin warp drive veya solucan delikleri gibi. Ama biz şimdilik böyle geldiklerini düşünelim. Çünkü geliş biçimleri, aşağıda anlatacağımız konuyu geçersiz kılmıyor.

Böylesi bir yüksek teknoloji şu anlama geliyor: Onlar nükleer silah bulma ve kullanma konusunda bizden fersah fersah daha öndeler. Kaba tabirle; biz atomu henüz yeni zenginleşirip parçalamayı bulmuşken onlar “bir atom olup” buralara gelebiliyorlar. Yani bizim sistemimizi şaşkınlık ve hayretle izlemeleri çok saçma ve sığ bir düşünce. Ayrıca o kadar teknolojik açıdan üstünseniz, bir deneme üssüne gitmez, gezegenimizi yörüngeden bile rahatlıkla -ve tüm detaylarıyla- gözlemleyebilirsiniz. Nasılsa müdahale etmiyorsun, ortalıkta elinde fotoğraf makinasıyla herşeyi görüntüleyen Japon turist gibi gezmenin ne gereği var?

Şimdi de biraz iletişime değinelim…

Uzaylıların geldiğini ve bizim gibi geri kalmış bir yaşam formunu sırf merak ve hayretle izlediğini düşünüp ve kabullenelim. Öncelikle bizimle nasıl iletişime girdiler? İngilizce mi konuştular veya farklı bir sayı taban sisteminde mi haberleştiler? Mitchell bunlar hakkında hiçbir bilgi vermiyor. Buna rağmen işi ileriye götürüp Dünya’daki sosyo-ekonomik felsefik ve politik tüm bilgilerimize sahip olduklarını iddia ediyor. Yetinmeyip; soğuk savaşın felaketle sonuçlamaması için nükleer silahı kullanmamayı bizden istediklerini dile getiriyor.

roswell-aliens-pictures-1536
Nükleer müzakereler için geldikleri Washington’da müze gezisi yapan bir grup uzaylı (!)

 

Dünya’yı izlemek tahlil etmek ve soğuk savaş sürecini anlamak için bir gözlem süresi gerekli. Bu gözlem sürecinde onlarca felaket boyutunda savaş yaşanırken (1. ve 2. Dünya savaşları) Dünya barışı için kılını kıpırdatmayan uzaylılar,  insanların bir kısmının (ve hamamböceklerinin) rahatlıkla kurtulabileceği bir savaşı neden engellesin?

Dahası da var; ABD birkaç on yıl önceye kadar muazzam miktarda (23 kez) nükleer deneme yaptığı Bikini Adaları’nın ve orada yaşayan halkın canına ot tıkarken, bizim uzaylılar galiba Mars’ta nargile içme molası vermişler. Ya da çöldeki nükleer üste Amerika başkanı ile muhabbet ediyorlardı. Yine, Sovyetler Birliği Japonya’ya atılan nükleer bombaların 6500 katı güce sahip Tsar Bomb’u 1961’de denerken, uzaylılarımız patlama önünde selfie çektiriyor olmalılar. Ya da Cezayir’i nükleer bombaları için atış sahası olarak kullanan Fransızlar ile Paris’te entellektüel sohbetlere girişmiş olmaları çok daha büyük olasılık. Çünkü 1990’lı yılların sonuna kadar Fransızlar ellerinde pipo, bol bol nükleer bomba patlattılar Pasifik adalarında.

Yani görüyoruz ki, uzaylıların “yapmayın arkadaşlar” demesi pek işe yaramamış. Öyle ki, 1998 yılında Pakistan bile nükleer silah denemesi yapmış ama uzaylılarımız ortalıkta görünmemişler. Yani uzaylı dostlarımızı Pakistanlı kardeşlerimiz bile iplememiş.

nasa-astronaut-edgar-mitchell
Apollo 14 ile Ay’a gitmiş olan astronot Edgar Mitchell.

 

Bu soruların hiçbirine cevap veremeyen astronotumuz soğuk savaş döneminde birçok UFO’nun Dünya’yı ziyaret ettiğini söylerek yeni bir tartışma konusu açıyor. (Uzaylıların ziyaret iddialarıyla ilgili gerekli bilgiler sitemizde bol bol veriliyor, arayıp okuyabilirsiniz.)

Ve nihayet gelelim astronotumuza…

Edgar Mitchell’ın paranormal olaylara parapiskolojiye tutkulu olduğunu bu tarz işler yaptığını, Apollo 14’le Dünya’ya dönerken kutsandığını, farkındalık yaşadığını (ruhun bir üst seviyeye çıkması falan) söylediğini görürsünüz. Dünyada görülen tanınamayan uçan cisimlerin çoğunun uzaylı olduğundan da emin. NASA; “Mitchell iyi bir Amerikalı’dır fakat, onun bu konudaki görüşlerine katılmıyoruz. Bu gezegende veya evrenin başka bir yerinde uzaylı bulup da gizlemişliğimiz falan yok” diyor. (NASA’nın uzaylıları bilip de gizlediği hakkındaki bir diğer şehir efsanesi için şu yazımızı okumanızda fayda var.)

Evet bu spekülasyon hakkındaki düşüncelerimizi sizinle paylaştık. Bu söylediklerimiz doğrultusunda soğuk savaş döneminde uzaylıların nükleer savaşı durduruklarını düşünmenin saçmalıktan öte olmadığını düşünüyoruz. Fakat güzel bir reklam olduğu düşüncesindeyiz. İnanıp inanmak tabii ki size kalmış.

Süleyman Yeşil