Dünya’nın iki katı büyüklüğünde olan Süper Dünya 55 Cancri’nin yüzeyinde lav akışı olduğu düşünülüyordu. Gezegen; yıldızına çok yakındır ve kütleçekim kilidi nedeniyle gezegenin aynı tarafı daima yıldızla karşı karşıyadır; öyle ki gezegenin değişmeyen daimi gece gündüz yarıküreleri vardır.

55 Cancri e, bizden yaklaşık 40 ışık yılı uzakta yer alan Güneş’e çok benzeyen G tayf sınıfı bir yıldıza 2.4 milyon kilometre gibi çok yakın konuda dolanan, yaklaşık 8.5 Dünya kütlesinde ve 2 Dünya çapında olan, “süper dünya” sınıfında niteleyebileceğimiz dev bir karasal gezegendir (Dünya, Güneş’e yaklaşık 150 milyon km uzakta dolanır).

NASA’nın Spitzer Uzay Teleskobu‘ndan alınan verileri kullanarak yapılan 2016 araştırmasına dayanarak bilim insanları; lavların gezegenin yıldıza bakan kısmında serbestçe akacağı, sürekli karanlık kısmında da sertleşeceği yorumunda bulundular. Gezegenin gün ışığı alan tarafındaki lav, gezegenin gözlemlenen tüm sıcaklığına katkıda bulunarak yıldızdan gelen radyasyonu yansıtacaktı.

55 Cancri
55 Cancri e gezegeni ile Dünya’nın boyutlarının kıyaslanması. Gezegen, 8 Dünya kütlesinden fazla olmasına rağmen, çap olarak yaklaşık 2 katımız kadardır. (İlüstrasyon telif: NASA)

 

Şimdi aynı Spitzer verilerinin daha derin analizleri; bu gezegenin, bileşenlerinin Dünya’nın atmosferindekilere benzeyen, ancak daha kalın olan bir atmosfere sahip olabileceğini ortaya koymaktadır. Bilim insanları, lav göllerinin atmosfer olmadan uzaya doğrudan maruz kalmasının yüksek sıcaklıktaki yerel sıcak noktalar oluşturabileceklerini bu yüzden de bunların Spitzer gözlemleri için en iyi açıklama olmadığını belirttiler.

Pasadena, Kaliforniya’daki NASA Jet İtki Laboratuvar’ında astronom olarak görev yapan ve “The Astronomical Journal”da yayımlanan çalışmanın ortak yazarı olan Renyu Hu, “Eğer bu gezegende lav varsa, bunun bütün yüzeyi kaplaması gerekecekti. Ancak bu lav, kalın atmosfer yüzünden görüş alanımızdan da gizli olacaktı” diye açıklama yaptı.

Araştırmacılar, enerjinin gezegen boyunca nasıl dolaştığı ve nasıl uzaya tekrar saçıldığı ile ilgili gelişmiş bir model kullanarak gezegenin gece olan kısımlarının önceden düşünüldüğü kadar soğuk olmadığını ortaya çıkardılar. “Soğuk” taraf, Dünya standartlarına göre ortalama 2400 ila 2600 fahrenayt (1300 ila 1400 santigrat) derece sıcaklık ile hala oldukça sıcak olmakla birlikte sıcak tarafı ise 4200 fahrenayt (2300 santigrat) dereceye ulaşmaktadır. Eğer bir atmosfer olmasaydı sıcak ve soğuk taraflar arasındaki farkın daha aşırı olması gerekirdi.

55 Cancri e
Yıldızına çok yakın konumda yer alan 55 Cancri e, yakınlığın getirdiği yoğun gel-git etkileri ve yıldızdan yayılan sıcaklık nedeniyle lavlarla kaplı çıplak bir gezegen olmalıydı. Ancak, son araştırmalar gezegenin bir de atmosfer sahibi olabileceğini gösteriyor. (İlüstrasyon telif: NASA)

 

Hu ayrıca; “Bilim insanları, bu gezegenin Dünya ve Venüs gibi bir atmosfere sahip olup olmadığını veya Merkür gibi sadece kayalık bir çekirdeğe sahip ama atmosfere sahip olmadığını tartışıyorlardı. Atmosferin bulunma durumu, şu an her zamankinden daha güçlü” diye de ekledi.

Araştırmacılar, bu gizemli gezegenin atmosferinin gezegenin tamamında çok daha yüksek sıcaklıklarda bile olsa bizim atmosferimizde de bulunan moleküller olan nitrojen, su ve hatta oksijeni bile içerebileceğini belirtmektedirler. Gezegenin yoğunluğu da Dünya’nınkine benzer ki, bu durum onun da kayalık bir gezegen olduğu savını güçlendirmektedir. Esas yıldızdan gelen yoğun sıcaklığın yaşamı desteklemesi için çok çok uzakta olması gerekmektedir ancak, buna rağmen yine de üzerindeki sıvı suyu koruyamayabilir.

Hu, ötegezegen atmosferlerini ve yüzeylerini incelemek için bir yöntem geliştirdi ve bunu önce sadece sıcak Jüpiterler olarak adlandırılan aşırı sıcak, devasa gaz gezegenlere uyguladı. Çalışmanın ilk yazarı ve Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’nde üst düzeyde görev yapmakta olan Isabel Angelo, JPL’deki stajının bir parçası olarak bu çalışmada çalışmış ve Hu’nun modelini 55 Cancri e’ye uyarlamıştı.

Bir seminerde 55 Cancri e’nin potansiyel olarak karbon zengini bir gezegen olduğunu öğrenmişti ve bunun sonucunda yüksek sıcaklık ve basınçta bu gezegenin iç kısımları çok büyük miktarda elmas barındırıyor olabilirdi. “Bu, doğasının tartışmaya açık olduğu ve bunun  heyecan verici olduğunu düşündüğüm bir gezegen” diye açıklıyor Angelo.

Spitzer, 15 Haziran – 15 Temmuz 2013 tarihleri arasında, insan gözleri için görünmeyen kızılötesi ışığı izlemek için özel olarak tasarlanmış bir kamera kullanarak 55 Cancrie’yi gözlemledi. Kızılötesi ışık, ısı enerjisinin bir göstergesidir. Spitzer’in gözlemlediği enerji akışı modellerindeki parlaklık değişimlerini karşılaştırma yoluyla araştırmacılar, atmosferdeki değişken maddelerin sıcaklıkları en iyi şekilde açıkladığının farkına vardılar.

55 Cancri E hakkında birçok açık uçlu soru var, özellikle de: Yıldızın tehlikeli radyasyon ve yıldız rüzgarı ortamı göz önüne alındığında, atmosfer neden gezegenden uzaklaştırılmadı?

Hu, bu gezegeni anlamanın kayalık gezegenlerin evrimi hakkındaki daha büyük soruları ele almamıza yardımcı olacağını dile getirdi.

Çeviri: Burcu Ergül

https://www.nasa.gov/feature/jpl/lava-or-not-exoplanet-55-cancri-e-likely-to-have-atmosphere