Hepiniz bilirsiniz, Merkür ve Venüs hariç, gezegenlerin doğal uyduları vardır. Hatta kimi dev gezegenlerin onlarca uydusu vardır ki, bu uydulardan bazıları neredeyse bir gezegen büyüklüğündedir. Acaba, bu uyduların kendilerine ait birer uydusu olabilir mi?

Sorunun cevabı; teoride bunun mümkün olduğu yönünde. Ancak, pratikte bir uydunun kendi uydusuna sahip olması oldukça güç.

Her gökcisminin bir kütle çekim alanı vardır. Bu kütle çekim alanı, daha büyük diğer kütle çekim alanlarıyla sürekli bir savaş halindedir. Ve, her gökcisminin bu savaşı kazandığı, kendi kütle çekimini baskın kıldığı bir bölge vardır.

Güneş, muazzam kütleçekimi nedeniyle, Güneş Sistemi’nin tümünde baskındır. Diğer gezegenler Güneş’in kütle çekim alanında kendi yörüngelerinde dönerler. Ancak, herbiri kendilerinden belli bir uzaklığa kadar Güneş’in kütle çekiminden daha güçlü kütle çekim alanlarına sahiptirler.

Ay'ın yanıbaşında minik bir uydusu daha olsa fena mı olurdu?
Ay’ın yanıbaşında minik bir uydusu daha olsa fena mı olurdu?

 

Örneğin Dünya, yaklaşık 1.5 milyon km çapında bir küresel alanda, Güneş’in kütle çekimine baskın çekim gücü uygular. Bu alan içerisinde yer alan herhangi bir gökcismi, Güneş’ten çok Dünya’nın çekim gücünün etkisi altındadır ve uygun hıza sahipse, Dünya’nın yörüngesine bir uydu olarak girer. Ancak, bundan daha uzakta yer alıyorsa, Güneş’in yörüngesinde dolanacaktır.

Jüpiter, sistemimizin en büyük kütleli gezegenidir ve Güneş’e baskın olduğu kütle çekim küresi de doğal olarak Dünya’dan çok daha büyük; 53 milyon km çapındadır. Jüpiter bu mesafeye kadar kendi hakimiyet alanını kurmuştur ve her türlü gökcismine Güneş’ten daha fazla etki eder.

Aynı biçimde Ay da kendi kütle çekiminin hakimiyetinde olan bir kütle çekim küresine sahiptir. Ancak, düşük kütlesi nedeniyle bu kürenin çapı sadece 60 bin km kadardır. Bu rakam size küçük görünmesin, bu mesafe yaklaşık 13 bin km’lik Dünya’nın çapından tam 5 kat daha büyüktür. Yani, Ay’ın bir uydusu olacaksa, kendisinden 60 bin km uzaklığa kadar bir yörüngeye girebilir.

Ancak burada bir sorun vardır; Dünya’nın uyguladığı gel-git etkisi bu uydunun yörüngesini bozacak, zaman içinde Ay’a yakınlığına göre uydu ya giderek küçülen bir yörünge ile Ay yüzeyine düşecek, ya da Ay’ın çekiminden kurtulup Dünya’nın yörüngesine girecektir.

Bu durum Güneş Sistemi’ndeki tüm uydular için geçerlidir. “Uydunun uydusu”, zamanla malesef yok olmaya veya gezegenin yörüngesine girmeye, yahut uzay boşluğuna savrulup Güneş’in yörüngesine girmeye mecbur kalır. Bu nedenle, sistemimizde hiçbir uydunun kendi uydusu yoktur.

uydu
Ay’ın geçmişte bir uydusu olmuşsa bile, bizler bunu görebilmek için birkaç milyar yıl kadar geç kaldık.

 

Burada aklınıza şu gelebilir: Bizler Ay’ın yörüngesine uydu gönderiyoruz, uydular da gayet güzel biçimde Ay yörüngesine girip görevlerini yerine getiriyorlar. Peki bu nasıl oluyor?

O gönderdiğimiz uyduların tamamı önünde sonunda gel-git etkileriyle açısal momentumunu yitirmeye ve yörüngeden çıkmaya mecburdur. Burada kilit nokta, uydunun yörüngesini ne kadar süre koruyabileceğidir. Bu süre (yörünge yüksekliğine bağlı olarak) bazen birkaç 10 yıl, bazen ise birkaç milyon yıldır. Ancak sonuç bellidir; uydu ya Ay yüzeyine düşer, ya Dünya’nın çekim alanına girip bizim uydumuz olur, yahut uzay boşluğuna savrularak Güneş’in hakimiyetine girer.

Sistemimizin oluşumunun üzerinden geçen 4.5 milyar yıl boyunca büyük kütleli uydular olan Ay’ın, Titan’ın veya Ganymede’in geçici süreler uyduları olmuş olabilir. Fakat kaçınılmaz olarak bu uydular yok olmuştur.

Burada son bir açıklama yapmamız gerekiyor, çünkü şu sorunun cevabını vermedik: “Madem Güneş Sistemi’nde Güneş en büyük kütle ve herşey onun çevresinde dönüyor, Güneş’in diğer gezegenlerin uydularını bir şekilde ellerinden almış olması gerekmez miydi?”

Hayır. Güneş, sistemimizi bir arada tutar. Büyük bir kütleçekimi vardır. Fakat, gezegenlerin uydularını koparabilmesi için bazı özel şartlar gerekir. Öncelikle o gezegenin Güneş’e ciddi oranda yakın olması şarttır. Merkür ve Venüs örneğindeki gibi, eğer yeterince yakındalarsa, uydularını “gel-git etkileri” sayesinde ellerinden alır. Ama, yeterince uzaktaysanız, Güneş’in üzerinizde kaydadeğer bir gel-git etkisi olmaz. İşte; Dünya, Jüpiter, Mars, Satürn, Neptün, Uranüs, hatta Plüton Güneş’ten yeterince uzak oldukları için bu gel-git tehlikesinden uzakta, uydularını kendi yörüngelerinde tutabiliyorlar.

Zafer Emecan 


Amacınıza en uygun ve en kaliteli teleskop ya da dürbünü, en uygun fiyata sadece Gökbilim Dükkanı‘nda bulabilir, satın alma ve kullanım sürecinde her zaman bize danışabilirsiniz
GÖKBİLİM DÜKKANI’NA GİT