Bir kısmınız biliyordur aslında; ufoculuğun bir üst basamağı, “uzaylı dini” oluyor. Başka bir deyişle, New Age inançlar…

Yani, insanlar inanç olarak uzaylıların bizi yarattığına, tanrısal varlıklar olduğuna veya evrenin “kozmik enerji”si ile yükselişe geçileceğine falan inanıyorlar. Kişilerin inancıdır, saygı duyarız. Ancak duyduğumuz bu saygı, saçmaladıkları gerçeğini değiştirmiyor.

Basında ve sosyal medyada sık sık gündeme getirilen bir haber şöyle: “Nasa açıkladı, Güneş seyri insan üstü güçler kazandırıyor!” Her zamanki gibi, haber sitesi adı altında faliyet gösteren oluşumlar da bu haberin üstüne atlayıp yayılması için seferber olmuşlar. Elbette, onların derdi zaten doğru haber kaynağı olmak değil, biraz daha “tık” alıp kasayı doldurmak.

Güneş seyri şöyle oluyormuş: Her gün, Güneş’in doğuşu veya batışı sırasında çıkıp yalın ayak bir yere oturup izliyorsunuz. 10 saniye ile başlıyor, her gün bunu 10 saniye artırarak devam ediyorsunuz. Zırvalık öyle noktaya varıyor ki, yayılan haberde: “Güneşi izleyerek yeme içme ihtiyacı ortadan kalkan” kişilerden bahsediliyor. Zeka seviyesi 2.5 yaşında bir çocuktan yukarı olan herkesin gülüp geçeceği bu saçmalık, Ufocular ve mistikçiler arasında gerçek olarak kabullenilmeye başlanmış.

Güneş Seyri
Tibet rahipleri gibi turuncu çarşaflara bürünüp Güneş’in karşısına oturmak, size fiziksel ve zihinsel açıdan hiçbir şey kazandırmaz.

 

Hatta devam ediyorlar, “Nasa, yaptığı bilimsel deneylerle bunu ispatladı”… Açıkcası diyorlar ki, “fotosentez yaparak yaşayan insanların varlığı bilimsel olarak kanıtlandı”. Nereden tutsak elimizde kalan bu uzaylı dini mensuplarının söylemleri elbette ki gerçekle uzaktan veya yakından ilişkili değil. Çünkü, ne Nasa’nın, ne de herhangi başka bilim kuruluşunun ya da bilim insanının böyle bir araştırması, deneyi vs yok. Güneş ışığından insanın -eser miktarda bile olsa- besin elde etmesinin mümkün olmadığı, 100 küsür bin yıllık insanlık tarihinde yeterince denenip test edilmiş bir gerçek.

Tabii bir de internette böyle haberler yayıp insanları trolleyen, ardından kahvesini yudumlayıp sigarasını tüttürerek “ne şapşal insanlar yahu” diyerek keyifle izleyenler de var. Doğrusu, ne kadar anlamsız olursa olsun her söylentinin bir inananı olduğu için, bu insanların eğlence anlayışlarını yargılamamız hata olur. Sorun onlarda değil, bizlerde.

Elbette Güneş ışığı yararlıdır. Aşırıya kaçıp Güneş altında kavrulmadığınız sürece cildinize iyi gelir, sağlık kazandırır. Bunun dışında, başka bir faydası yok. Güneş’te fazla kalmayın, cildinizi yakmayın, gün batımı veya doğumu sırasında olsa bile Güneş’e fazla bakmayın, gözlerinizi kaybetmeyin.

Bir de; antik Mısır, Maya ve Tibet görselleri ile süslenmiş bu tür uydurma haberleri ve yeni uzaylı dini söylevlerini ciddiye almayın. Bizim yaptığımızı yapın, gülün geçin…

Zafer Emecan