Bilim kurguda sık rastlanan konulardan biri zamanda yolculuktur. H.G Wells’in klasik öyküsü “Zaman Makinesi” ve benzerlerinde genellikle ücra bir laboratuvarda çalışan yalnız bir bilim insanı küçük bir makine yapar. Geçmişte ya da gelecekte bir zamanı makinenin kadranına yazar, sonra bir düğmeye basar ve kendisini arzu ettiği tarihte bulur.

Zamanda yolculuk öykülerinde sık görülen özelliklerden biri, kişinin yıllarca önceki gençliğine rastlaması gibi mantıksal çelişkilerdir. Ayrıca, binlerce yıl öncesinde olan bir olaya karışmak, yanlışlıkla Prekambriyen devrine ait bir kelebeğin üstüne basmak gibi olaylar da sık konu edilir; zamanda yolculuk yapan kişi, genellikle tarihin akışını değiştiren olaylara neden olur.

zaman makinesi
İngiliz yazar H.G Wells’in hayali olarak tasarladığı makinenin, yazarın yazdığı “Zaman Makinesi “ adlı eserin bir basımına ait bir görselin, bir dergide yayınlanan bölümü.

Geleceğe doğru yolculuk yapmanın kuşkulu bir yanı yoktur. Normal hızla yaşlanırken bu yolculuğu sürekli yapıyoruz. Ancak daha ilginç olasılıklar vardır. Einstein’ın Özel Görelilik kuramını hepiniz duymuşsunuzdur. Einstein uzay, zaman ve eşzamanlılık konularındaki görüşlerimizin mantıksal bir incelemesini yaptı. Görelilik Kuramı, geleneksel önyargı ve körü körüne bağlılık alışkanlıklarından kurtulmuş bir akıldan çıktı.

Görelilik kuramının getirdiği bazı sonuçlar, herkesin öğrendiği bilgilere uymaz. Örneğin, kuram bir cetvelin, hareket ettiği doğrultuda kısaldığını söyler. Koşan kişi koştuğu doğrultuda, ağırlık kaybetmesi söz konusu olmaksızın, incelir. Koşucu durduğu anda eski boyutuna döner. Bu durumda, koşan insan durduğu ana göre daha yoğundur. Koşma hızında etki büyüklüğü ölçülemeyecek kadar küçük olduğundan bu cümleler saçma gibi görünebilir. Ancak ışık hızına yakın hızlarda (300.000 km/saniye) koşabilseydik, bu etkiler belirgin olacaktı.

Elektrik yüklü parçacıkları ışık hızına yakın ölçeklerde hızlandıran pahalı senkroton makineleri bu etkilerden faydalanır ve Özel Görelilik teorisi doğru olduğu için çalışır. Görelilik kuramına yabancılık çekmemizin nedeni, aslında ışık hızıyla yolculuğa alışkın olmamamızdır. Eğer ki, yaşadığımız çağda ışık hızına yakın hızlara ulaşabileceğimiz teknolojilere sahip olsaydık, görelilik bizim için sıradan ve anlaşılır, doğal bir olgu olacaktı.

the-time-machine
“Bilimle uğraşanlar gayet iyi bilirler ki, zaman sadece bir tür mekandır. Nasıl ki mekanda ileri geri hareket edebiliyorsak zamanda da ileri geri hareket edebiliriz. Bu teoriyi kanıtlamak için zamanda seyahati mümkün kılan bir “zaman makinesi” tasarladım. Bir kumanda kolunu çekerseniz makine zamanda ileri geri gidiyor. Bir başkasını çekerseniz makine geleceğe doğru yola çıkıyor. Bu makineyle zamanı keşfe çıktım.” -H.G WELLS- Burada ise eserin 1960 yılında sinemaya uyarlanmış bölümü ve Wells’in hayali makinesinin filmde tasvir edildiği sahne görülmektedir.

Görelilik kuramının, sadece ışık hızına yaklaşırken ortaya çıkan önemli bir sonucu daha vardır: Zaman genleşmesi denen olay. Işık hızına yakın bir hızla yolculuk yaparken, kolumuzda bulunan saate ya da kalp atışlarımıza göre zaman daha yavaş geçer. Bu olayı da günlük yaşantımızda yaşamıyoruz, ama kendi içlerinde “bozunma süresi” dediğimiz bir saat taşıyan nükleer parçacıklar ışık hızına yaklaşarak seyahat ettiklerinde söz konusu olayı gözlemleyebiliyoruz.

Zaman genleşmesi, evrenin ölçülmüş ve kanıtlanmış, üzerinde tartışma olmayan bir gerçeğidir. Bu da bize, geleceğe yolculuğun olası olduğunu gösteriyor. Işık hızına yakın yol alabilen bir uzay aracında zaman, “Dünya’ya göre” istenildiği gibi yavaşlatılabilir. Örneğin galaksimizin çapı yaklaşık 80 bin ışık yılıdır. Işık hızıyla galaksimizi bir uçtan ötekine kat etmek 80 bin yıl alır. Ancak bu geçen 80 bin yıllık zamanı, galaksimizde sabit duran (ya da kayda değer bir hıza sahip olmayan) bir gözlemci ölçmektedir. Oysa, ışık hızına yakın yol alabilen bir uzay aracı, galaksiyi bir insan ömründen daha kısa sürede kat eder.

Işık hızına yaklaşabilecek bir uzay aracını üretmenin mühendislik açısından büyük sorunları var. İnsanoğlunun şimdiye kadar yaptığı en hızlı araç Pioneer 10, ışıktan on binlerce defa daha yavaş yol alıyor. Geleceğe yolculuk insanlar için yakın dönemde gerçekleşecek bir olasılık değil, ancak -eğer varsa- başka yıldızların ileri teknolojik toplumları için olasıdır.                                                                       

Kaynak: Carl SAGAN – Kozmik Bağlantı

Yazan ve Düzenleyen: Mesut Özkan