Hayalgücü, bilgiden daha önemlidir. Bilgi sınırlıdır, hayalgücü ise tüm dünyayı kapsar

-Albert Einstein

Yazımızın ilk bölümüne öncelikle “kurgu” teriminin tanımı ile başlamak istiyoruz. Kurgu, kılgı (eylem, pratik) alanına geçirilmeyip sadece bilmek ve açıklamak amacını güden düşüncedir. Bu tanımın, kuramla yakın bağı vardır diyebiliriz. Kurgu, eyleme geçmek amacını taşıyan düşünceye karşıttır. Kuram ise, düşünce alanındaki bilgiye gönderme yapar ve eylem alanındaki bilgi anlamını dile getiren pratik değerin karşıtıdır.

“Bilim kurgu”yu tanımlayacak olursak, yakın ya da uzak gelecek ile ilgili öykülerin bugünkü şartlarda gerçekleşmesi pek mümkün olmayan bilim ve teknoloji unsurlarını da kullanarak oluşturulmasıdır. Bilim kurgu, geleceği kurguladığı gibi bazen geçmişi de kurgulayabilir ve kitap, sanat eserleri, televizyon, film, bilgisayar oyunları, tiyatro eserleri ve diğer kitle iletişim araçlarında bulunabilir.

Yapısal ve pazarlama bağlamında bilim kurgu güncel gerçeklik içinde bulunmayacak kurgusal öğeler içeren yaratıcı çalışmaları tanımlamak için kullanılabilir. Bu tanımlama fantastik, korku ve ilgili türleri de içerir. Bilim kurguyu, bilimin ve teknolojinin gelecek yıllardaki gelişimini ve bunun insanları bireysel ve toplumsal olarak nasıl etkileyebileceğini tahmin eden bir yazın türü olarak tanımlayabiliriz.

bilimkurgu-633514

Bilim kurgu eserlerinin fantastik eserlerden farkı, hikâye kapsamındaki kurgusal öğelerin çoklukla doğa kanunları üzerine yapılmış bilimsel önermeler ya da ispatlar dahilinde olmasıdır (yine de hikâyedeki bazı öğeler hala tamamen yaratıcı kurgulardan ibarettir). Böyle farklılıkların sonuçlarını keşfetmek bilim kurgunun, onu “fikirlerin edebiyatı” yapan geleneksel amacıdır. Bilim-kurgu genellikle, bilinen gerçekliğe aykırı kurgulamalar içindeki alternatif olasılıklar hakkında eğlendirici ve rasyonel olarak yazmak üzerine kuruludur.

Bilim kurgu, bilim ve teknolojideki ya da sözde bilim ve sözde teknolojideki bazı yeniliklerden türetilmiş bir anlatım tarzıdır.

Bilim kuramı ise, bilimsel olan konuları ve bilgileri içine alarak kapsayan bir bilim dalıdır. Amacı bilimsel pratik üzerine söylemde bulunmaktır; kesinlikle bilimsel yöntem üzerine düşünülmez.

Kurgulamaya başladığımızda, akıl kendi yaratma sürecini işletmeye başlar. Kuram boyutundaysa, fantastik öğeler içeren bu bilgileri sistematik bir düşünceyle tutarlı bir evren modeli çıkarmaya çalışır. Bilim kurgu, bir model tasarlayarak bilim kuramına ilerici bir katkı sağlıyor.

startrek-aquatic
Bilimkurgu, olasılıkları sorgular. Tamamen suda yaşayan bir canlı, uzay yolculuğu yapacak kadar teknoloji geliştirebilir mi? Bunu alır ve size bir realite olarak sunar. (Star Trek Enterprise dizisinden alıntı bir sahne)

 

Bilim kurgunun çabaları daha bağımsız düşünmeye dayanır. Tutarlı olmak zorunda değildir; Dünya’nın nesnelliğine bağlı değildir. Tamamıyla öznenin kendi yaratıcı süreci ile ilgilidir. Nesneyi aklı zorlayan biçimlere sokabilir bu düşünce. Bilim kuramında ise, akıl daima nesneye bağlıdır ve nesnenin kendiliğini bütün özellikleriyle ele geçirmeyi dener ve düşsel öğeleri pek tutarlı bulmaz. Kurgunun fantastik öğelerini cımbızla ayıklar gibi seçer ve dışarıda bırakır.

Bilim Kurgunun Tarihi

18. yüzyılda bilimin ve teknolojinin gelişmesi ve modernliğin kendisini göstermeye, insanları temelden etkileyip, yaşam ve düşünce tarzlarını değiştirmeye başlaması, bilimkurgunun bunlara bir tepki olarak doğmasına yol açtı. Tabii o zamanlar bu gelişen teknoloji bilim kurgunun sinemada yoğun bir şekilde işlenmesini sağlayacak kadar ilerlememişti. Oysa bilim kurgu, türünün öncüleri için edebiyatta geniş bir uygulama alanı buldu.

Dünyanın ilk bilimkurgu filmi kabul edilen, 1927 yapımı Metropolis filminin kamera arkası.
Dünyanın ilk bilimkurgu filmi kabul edilen, 1927 yapımı Metropolis filminin kamera arkası.

 

Bilim kurgunun sinemada daha geniş bir uygulama alanı bulması için ise, 1920’li yılları beklemesi gerekti ve o zamanlar bilim kurgunun sinemada ayrı bir tür olarak var olduğu söylenemezdi.

Bilim kurgu türünün, gelecekte olması muhtemel, bilimsel, dünyayı, insanlığı ve yaşamın gidişatını büyük ölçüde etkileyecek olaylara karşı takipçilerini uyarma özelliği vardır. Hatta takipçisini yaşanan ya da yaşanabilecek olaylara, felaketlere karşı tetikte olması için dürtüp uyandırma gibi bir derdi olduğu bile söylenebilir.

Kurgu ve Kuram İlişkisi

Düşünsel aşamada zihin tarafından kurulan imgeler, düşler, modeller daha özgür biçimde oluşur. Kurgu gerçeğe bağlı olmak zorunda olmadığı için, bireyin kendi düş gücünün sınırları ile ilgilidir. Bizden bağımsız olan gerçekliğin bireyin kendi zihnindeki yansıması, gerçekliğin biçimlerini olası başka şekillere dönüştürebilir. Bireyin, gerçekliği düş gücüyle dönüştürmesinin gerçek dünyadaki gibi sınırları yoktur.

f

Düş gücünün formları katı değil, esnektir. Birey, gerçekliği dilediği gibi kurgulayabilir; fakat bu, gerçekliğin kendisini somut olarak etkilemez. Kurgunun ne zaman ki kurama dönüşmesi anı geldiğinde, işte o zaman gerçekliği dönüştürme daha da nesnelleşir. Kuram, var olan nesnel dünyayı daha somut sistemli bir şekilde açıklamaya çalışacağı için gerçeklikle olan sıkı bağını yitirmez. Lakin kurgunun tasarım olanaklarını değerlendirebilir.

Kuram ve kurgu bu düzlemde birbirleriyle ilişki içindedirler; fakat kurgunun anlatmaya çalıştığı kurama dönüşmek için değildir. Kuram ve kurgu, tasarım ve modelleme alanında çok yakın dururlar. Hatta kurgunun öğeleri kuramın da işine yarar. Kuram, bu öğeleri modelleme yapmak için kullanabilir; çünkü düş gücü modelleme için gereklidir. Herhangi bir şeyi kurgulamaya başladığımızda kuramsal olarak zihin aktif hale gelir. Bilim-kurgu modelleri kuram için görülebilir yeni ve düşsel seçenekler sunar. Bilim-kurgunun tasarladığı modeller, her zaman olmasa da kurama dönüşebilir.

Bilim Kurgudan Bilim Kuramına

Bilim kurgunun tasarımları bir olanak gibi ortada durur ve bu düşsel seçenekler olası gelecekle ilgili bir fikir verir. Geleceğin biçimlerini kurgulamak, insan için bir model taslağıdır. Kurgular daima elimizin altında bulunan mimari projeler gibidir, bilimsel kuramlar bu projelerden yola çıkarak geleceğin inşası ve uzayın henüz bilinmeyen yönlerine dair ufuk açıcı düşsel verileri değerlendirmek amacıyla kuramsal çalışmanın izlediği yöntemleri yararına kullanabilir.

Fake_Moon_Landing_by_carlosnumbertwo

Kurguda düşsel öğeler ağırlıklıdır, gerçekliğe bağlı kalmak bireyin tasarımlarının sınırsız çabasına bağlıdır. Kuram ise, temeli olan bilimsel verilere bağlı kalarak kurgunun işlevini de kullanarak evrenin “sırlarına” dair açık ve seçik olmayan yanlarına dair bilgiler geliştirir, çığır açıcı yeni fikirler ortaya atar.

Einstein’ın Tasarım Örneği: Kurama Götüren Hayalgücü

Albert Einstein, henüz 16 yaşındayken kariyerine damgasını vuracak düşünce deneylerine başlamıştı. Bir ışık demetinin üzerine binip uzayda ışık hızında hareket ederseniz veya bir ayna ile ışık hızında hareket ederken aynaya ya da ışık demetine baktığınızda ne görürsünüz?

isik-hizi-kosucu

Einstein bunu merak ediyordu. Aradan geçen 10 yılın ardından, Einstein uzay, zaman ve ışığın doğası üzerine sorular sormaya devam etti ve birbiri ile göreli bir şekilde hareket eden cisimlerin bütün durumları ele alınsaydı fiziğin nasıl değişeceğini sormaya devam etti.

Şaşırtıcı bir şekilde Bern patent ofisinde üçüncü sınıf bir teknik uzman olarak çalışırken Einstein fizikte ve evrene bakışımızda devrime neden olacak bir çalışmaya imza attı. Akademiden uzakta, Avrupa’nın saygın üniversitelerindeki seçkin profesörlerin duymadığı Albert Einstein zaman kavramını ve ışık hızı ile bir gözlemcinin hızı ile ilişkiyi insanlara yeniden düşündürdü.

Einstein’ın bu tasarımı kuramını oluşturmada düş gücünü ne kadar etkin kullandığının kanıtıdır. Einstein’ın bu kurgusu, kurama giden yolu açmıştır.

Seda Yüce

Kaynakçalar:
http://www.kuark.org/2013/12/einsteinin-ozel-gorelilik-ilkesi/
https://en.wikipedia.org/wiki/Science_fiction
http://www.bilgiustam.com/bilim-kurami-nedir/