Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz bu muhteşem oluşum, IC 4274 ya da NGC 5189 isimleriyle bilinen bir gezegenimsi bulutsu.

Gezegenimsi bulutsuların, eski zamanlarda büyütme gücü düşük teleskoplarla gözlemlendiğinde gezegenlere benzer şekilde göründükleri için bu şekilde adlandırıldıklarını da tekrar hatırlatalım. Orta sınıf bir yıldızın gezegenimsi bulutsu süreci evrensel zaman diliminde yalnızca bir an olarak nitelenebilecek 10 ila 30 bin yıl kadar sürüyor.

1 Temmuz 1826 tarihinde İskoç astronom James Dunlop tarafından keşfedilen bu bulutsu, daha sonra William Herschel tarafından gözlemlendiğinde “S” harfine benzer görüntüsünün çizimiyle birlikte Herschel’in defterine “çok ilginç bir nesne” diye kaydedilmişti.

NGC 5189

“S” harfine benzer şekli nedeniyle “Sarmal Gezegenimsi Bulutsu” gibi özel bir isimle de adlandırılan NGC 5189, bizlere tüm ihtişamıyla hayatının sonuna gelmiş Güneş benzeri bir yıldızın (HD 117622) gaz ve toz kalıntılarını sunuyor. Bulutsunun fotoğraftaki mavi kısımları iyonize oksijeni temsil ederken, kırmızı bölümler ise bulutsudaki nitrojen ve hidrojenin varlığını işaret ediyor.

1960’lara kadar bir salma bulutsusu zannedilen NGC 5189, ilk kez 1967’de astronom ve aynı zamanda bir NASA astronotu olan Karl Gordon Henize tarafından yapılan tayf ölçümleriyle gezegenimsi bulutsu olarak tanımlandı.

Yalnızca güney yarımküreden gözlemlenebilen Sinek Takımyıldızı’nda bulunan NGC 5189, bizden yaklaşık 3.000 ışık yılı uzaklıkta bulunuyor. Bulutsunun yarıçapı ise yaklaşık 1 ışık yılı olarak ölçülmüş. Güney Afrika Büyük Teleskobu (SALT) tarafından gerçekleştirilen gözlemlerle bulutsunun merkezindeki Wolf-Rayet tipi yıldızın etrafında dolanmakta olan beyaz cüce bir yıldız keşfedilmiştir. Merkezde bulunan bu iki yıldız, bulutsunun düzenli, simetrik şekillenmesinin ve dolayısıyla güzelliğinin de nedenini açıklamış oluyor.

Kemal Cihat Toprakçı

Kullanılan fotoğraf Hubble Uzay Teleskobu tarafından 6 Haziran 2012’de elde edilip, amatör astronom Robert Gendler tarafından düzenlenmiştir. 

Dipnot: Bulutsunun ilk gözlemlerinde uzaklık 1.800 ışık yılı olarak ölçülmüşken, daha sonra yapılan ölçümler bu uzaklığı 3.000 ışık yılına kadar çıkarmış.