İnsanoğlu olarak yeryüzünde hareketsiz durduğumuza inanmak çok kolaydır. Bununla birlikte çevremizde de hiç hareket olduğunu hissetmeyiz. Ancak gökyüzüne baktığımız zaman hareket ettiğimize dair kanıtları görebiliriz.

Bazı eski astronomlar, Dünya’nın her şeyin merkezi olduğu yer merkezli bir evrende yaşadığımızı öne sürmüşlerdi. Aynı ay ve diğer gezegenlerin hareketleri gibi güneşin de bizim çevremizde döndüğünü ki bunun da gün doğumu ve gün batımına sebep olduğunu söylemişlerdi. Ama bu görüşe göre açıklanamayan belli şeyler bulunmaktaydı. Mesela bir gezegen bazen ileri doğru hareketine yeniden başlamadan önce gökyüzünde geri geri gidiyordu.

Şu anda geri hareket olarak da bilinen ve Dünya’nın diğer bir gezegeni onun yörüngesinde yakalaması ile ortaya çıkan bu hareketi biliyoruz. Örneğin; Mars, Dünya’dan daha uzak bir yörüngede güneşin çevresinde dolanır. Mars’ın ve Dünya’nın kendi yörüngeleri üzerinde bir noktada Dünya, Mars’ı yakalar ve geçer. Bu geçiş esnasında Mars gökyüzünde geriye doğru hareket etmiş olur. Dünya onu geçtikten sonra ise tekrar ileri doğru hareket etmeye başlar.

Güneş merkezli sistemin diğer bir kanıtı da, paralaks veya yıldızların birbirlerine göre olan pozisyonlarındaki görünür değişikliklerine bakılarak anlaşılabilir. Paralaks için basit bir örnek şöyle verilebilir: işaret parmağınızı bir kol uzaklığında yüzünüze doğru tutun. Sağ gözünüzü kapatarak sadece sol gözünüz ile ona bakın. Daha sonra ise tam tersini yapın. Parmağınızın pozisyonu değişmiş gibi görünecektir. Çünkü sağ ve sol gözleriniz parmağınıza oldukça farklı açılardan bakmaktadır.

Aynı şey Dünya’dan yıldızlara bakınca da gerçekleşir. Güneşin çevresinde dönmemiz 365 günümüzü almaktadır. Eğer görece bize yakın olan bir yıldıza önce yaz mevsiminde daha sonra da kış mevsiminde bakarsak, bu yıldızın gökyüzündeki pozisyonunun değiştiğini görürüz çünkü biz de kendi yörüngemizde farklı bir yerde bulunuyoruz. Yani yıldızlı farklı noktalardan görüyoruz ve paralaks kullanılarak yapılacak birkaç basit hesaplama ile yıldızın uzaklığını tespit edebiliriz.

Ne Kadar Hızlı Dönüyoruz?

Dünya’nın dönüşü sabittir ancak, hızı bulunduğu enleme bağlıdır. Mesela, ekvator da dediğimiz Dünya’nın en geniş alanındaki çember yaklaşık olarak 40.070 km genişliğindedir. Eğer çemberin genişliğini bir günün uzunluğuna yani 24 saate bölerseniz, bu sonuç size dünyanın ekvatordaki hızını yaklaşık 1.670 km/saat olarak verir.

Ancak diğer enlemlerde bu kadar hızlı hareket etmezsiniz. Eğer 45 derece enleminde kürenin yarısına gelirseniz  (hem kuzeyden hem güneyden) enlemin kosinüsünü kullanarak hızı hesaplayabilirsiniz. 45’in kosinüsü 0.707’dir ve böylece 45 derecedeki dönüş yaklaşık 0.707 x 1037 = 733 mph (saatte 1.180 km) hızında olmaktadır. Daha kuzeye veya daha güneye gidildiğinde hız azalmaktadır. Kuzey veya Güney kutbuna ulaşırsanız dönüşünüz oldukça yavaş olacaktır (tek bir yerdeki dönüş bir günü alır).

Uzay ajansları, Dünya’nın dönüşünden avantaj sağlamayı severler.  Örneğin, eğer Uluslararası Uzay İstasyonu’na astronot gönderilecekse onları ekvatora yakın bir yerden göndermeyi tercih ederler. Bu yüzdendir ki Uluslararası Uzay İstasyonu kargo görevleri genelde Florida’dan fırlatılır. Bu sayede Dünya’nın dönüşü ile aynı yönde fırlatılan roketler, onların uzayda yol almasını sağlayacak hız artışını edinmiş olurlar.

Peki Dünya, Güneşin Etrafında Ne kadar Hızla döner?

Dünya’nın dönüşü tabi ki de uzaydaki tek hareketimiz değildir. Güneş etrafındaki yörüngesel hızımız yaklaşık 107,000 km/saattir. Bunu da basit bir geometri ile hesaplayabiliriz.

İlk önce Dünya’nın ne kadar uzaklığa seyahat ettiğini bulmamız gerekir ki, bunu gayet iyi biliyoruz. Dünya’nın Güneş etrafındaki dönüşü yaklaşık 365 gün sürer. Yörünge bir elips şeklindedir ancak, matematiği basit tutmak adına ona çember diyelim. Yani, Dünya’nın yörüngesi bir dairenin çevresidir.

Dünya’nın güneşe olan uzaklığı ise (ki bir astronomik birim diyoruz buna) Uluslararası Astronomlar Birliği’ne göre 149,597,870 kilometredir. (r) yarıçapı belirtir. Buna göre dairenin çevresi, 2 x π x r denklemine eşittir. Böylece Dünya’nın bir yılda yaklaşık 940 milyon kilometre yol kat ettiğini bulabiliriz.

Hızın zamanla alınan uzaklığa eşit olmasından dolayı, Dünya’nın saatteki hızı, 940 milyon kilometreyi 365.25 güne bölerek ve bu sonucu da 24 saatte bölerek hesaplanabilir. Yani bu durumda Dünya bir günde; saatte 107,627 km hızla 2.6 milyon kilometre yol almaktadır.

Güneş ve Galaksimiz de Hareket Etmektedir.

Güneş’in de Samanyolu üzerinde kendi yörüngesi vardır. Güneş, galaksinin merkezinden yaklaşık 25.000 ışık yılı uzaklıktadır ve Samanyolu da en az 100.000 ışık yılı genişliğindedir. Güneş ve beraberinde bizler, saniyede 200 kilometre veya saatte 720.000 km hızla hareket ediyor gibi görünmektedir. Bu inanılmaz hıza rağmen Güneş Sistemi, Samanyolu’ndaki tüm yörüngesini yaklaşık 230 milyon yılda dolanmaktadır.

Samanyolu ise uzaydaki diğer galaksilere bağlı şekilde hareket eder. Yaklaşık 4 milyar yıl içerisinde Samanyolu, en yakın komşusu olan Andromeda Galaksisi ile çarpışacak. İki galaksi de birbirlerine saniyede yaklaşık 112 km hız ile yaklaşmaktadır. Yani evrendeki her şey hareket halindedir.

Eğer Dünya Dönmeyi Bırakırsa Ne Olur?

Şu anda uzayda bizlerin uzaya savrulmasının hiçbir yolu yoktur. Çünkü Dünya’nın yer çekimi, dönme hızına kıyasla daha fazladır. (Son harekete merkezcil ivme denir.) Ekvatorda gerçekleşen en güçlü noktasında bu merkezcil ivme, Dünya’nın yerçekimine sadece yaklaşık yüzde 0.3 oranında karşı koyabilmektedir. Diğer bir deyişle, kutup bölgelerinde ekvatora göre daha ağır olursunuz ancak bunu fark etmezsiniz bile.

Ancak Dünya birden bire durursa bunun etkileri korkunç olabilir. Çünkü atmosfer, Dünya’nın orijinal dönüş hızı ile Dünya’nın çevresinde dönmeye devam edecek. Bu da karada bulunan insanlar, binalar ve hatta ağaçlar, yüzey toprağı ve kayalar dahil her şeyin süpürülüp gitmesi anlamına gelmektedir.

Peki ya bu süreç, yani ge aşamalı olarak gerçekleşirse ne olur?

Bu durum insanlara, hayvanlara ve bitkilere değişmek için biraz zaman tanımaktadır. Fizik kurallarına göre Dünya’nın en yavaş halindeki hızı, her 365 günde 1 kere dönecek şekilde olacaktır. Buna “kütle çekim kilidi” (tidal locking)” denir ve bu durum gezegenimizin bir yüzünün sürekli Güneşi görmesine diğer yüzünün ise sürekli karanlıkta kalmasına neden olur. Karşılaştıracak olursak bizim uydumuz Ay da Dünya senkronlu bir dönüş sergiler ve ayın bir yüzü her zaman bize baktığı gibi diğer yüzünü hiç görmeyiz.

Ancak ikinci dönüş olmayan senaryoya geri dönersek: eğer Dünya dönmeyi tamamen bırakırsa bunun Dünya üzerinde başka tuhaf etkileri de olabilir. Mesela Dünya’nın dönmesinden kaynaklandığı düşünülen manyetik alan muhtemelen kaybolacak. Bu sebepten dolayı da o güzel aurolarımızı, Dünya’yı kuşatan Van Allen radyasyon kuşaklarını kaybederiz.

Daha sonra ise Dünyamız, Güneş’in hiddetine açık bir hale gelecektir. Ne zaman taç küre kütle atımı gerçekleştirip Dünya’ya yüklü parçacıklar gönderirse, bunlar Dünya’nın yüzeyini vuracak ve her yeri radyasyona boğacaktır ki bu da önemli bir biyolojik tehlikedir.

Çeviri: Burcu Ergül

https://www.space.com/33527-how-fast-is-earth-moving.html