Büyük Gölcük depremi olduğunda ben henüz çocuk yaşlardaydım. O zamanlara dair çok fazla hikaye anlatılır. Benim hatırladığım anılardan birisi de kızıl gün batımıydı.

Birçok kişi o gün Güneş’in çok kırmızı battığını söyler. Bu olayın depremin işareti olduğu kanısı da oldukça yaygındır. Aradan yıllar geçti, ben o manzarayı hala unutamadım. Benimle beraber o gün manzarayı seyreden babaannem hala o gün batımının kızıllığını anlatır durur. O kızıllığın neden olduğunu ben çok sonradan öğrendim.

Aslında o güne özgü bir kızıllık yoktu. Güneş, gün batımı esnasında hep bir miktar kızıllaşır. Nadiren gökyüzüne baktığımızdan bunun pek farkına varmayız. Yani bu olayın depremle veya başka hiçbir bir olayla ilişkisi yoktur, sürekli olan bir şeydir. Böyle düşünülmesinin sebebi, çaresizlik içerisinde kaldığımız bir durumu, doğadaki güçlere ithaf etme çabamızdır. Nadiren baktığımız gökyüzünde, nedenini bilmediğimiz bir olayı öğrenmektense, onu bir şey ile ilişkilendirmek insanoğlu için her zaman daha kolay yol olmuştur.

Meadow-Sunrise-HD-Desktop-Wallpaper

Bir diğer yanlış nokta ise, olayın gün batımı ile sınırlı olduğu yanılgısıdır. Halbuki bu olay gün doğumlarında da gerçekleşir. Bu yanılgının sebebi sabah gün doğumu sırasında büyük bir çoğunluğun uykuda olması ve ülkemizin coğrafi konumundan ötürü doğu kesimlerin çoğunlukla dağlarla kaplı olmasından ötürü pek gözlem yapılamaması olabilir.

Makalenin devamını rasyonalist.org sitesindeki bu linkten okuyabilirsiniz.