Dünya coğrafyasına büyük oranda hakimiz. Bunun yanında, karasal gezegenlerin coğrafyaları hakkında da bir miktar bilgi sahibiyiz. Merkür gezegeni de, bunlardan biri.

Genel kültür yarışmalarından aşina olduğumuz birtakım sorular vardır ve bunların cevaplarını çoğumuz biliriz. Mesela Dünya’nın en büyük denizi, en uzun nehri, en yüksek dağı vb. Peki aynı yıldızı paylaştığımız diğer gezegenler hakkında bu tip sorulara ne kadar çabuk cevap verebiliriz? Güneş sisteminin en yüksek dağı Everest olabilir mi? Bu sorunun cevabı, hayır!

Malumunuz Merkür, Güneş’e en yakın konumdaki gezegendir. Güneş’in etrafını 88 gün gibi kısa bir periyotta döner. Bundan olacak ki, adını biz Romalıların mitolojisindeki ticaret ve yolculuk tanrısı ve tanrıların habercisi olarak bilinen Merkür’den alır.

Roma mitolojisinde Merkür, haberci tanrıdır ve "hızlı" olmasıyla bilinir. Antik Yunan mitolojisinde ise Merkür'ün adı Hermes olarak geçer.
Roma mitolojisinde Merkür, haberci tanrıdır ve sandaletlerindeki kanatları sayesinde “hızlı” olmasıyla bilinir. Antik Yunan mitolojisinde ise Merkür’ün adı Hermes olarak geçer.

İlk bakışta Merkür’ün hırpalanmış yüzeyi sevgili uydumuz Ay’ı anımsatır. Merkür yüzeyi hakkındaki bilgilerimizin önemli bir kısmını NASA’nın Mariner 10 isimli uzay aracının 1975-75 yıllarında gerçekleştirdiği uçuşlardan ve Messenger uzay sondasının 2008-2015 yılları arasında gönderdiği verilerden elde ettik.

Merkür’ün yüzeyi oldukça yaşlıdır. Belirgin bir atmosfer, tektonik hareket ya da su olmadığı için gezegenin şimdi gördüğümüz engebeli manzarası hemen hemen gezegenin bütün yüzeyinin yüzde seksen-seksen beşini oluşturmaktadır. Merkür, Güneş’i dolanan eski bir fosil olup, sarp kraterli yüzeyi gezegenlerin oluşma sürecinin son aşamalarını tanımlayan ağır meteor bombardımanlarına bir kanıttır.

Kraterli dağlık bölgeleri en eski yapılarıyken, alçak ovaları yani Planitia düzlükleri biraz daha gençtir. Bunlarla birlikte en genç yüzey yapıları yüzlerce kilometre uzunluktaki Rupes adı verilen geniş uçurumlardır. Şimdi bu yapılara ve özelliklerine yakından bakalım:

PLANITIA

Sıklıkla kraterleri gözümüze çarpan Merkür’ün Planitia adı verilen engin alçak arazileri ya da düzgün ovaları da gezegenin tipik topografik özelliğidir. Bu yapıları açıklayan iki görüşten ilkine göre; Merkür’ün havzalarını oluşturan çarpmalar sırasında ergiyen yüzey kayalarından oluşmuş örtülerdir. Diğer bir görüşe göre ise Ay’daki Maria oluşumlarına benzer şekilde büyük çarpmaları takiben yüzeyi dolduran lavların zemini altına hapsederek oluştukları şeklindedir.

Merkür'deki Odin Planitiası...
Merkür’deki Odin Planitiası…

Başlıca Planitialar, diğer mitolojilerde Merkür’e denk düşen tanrıların isimleri adlandırılmışlardır:

• Budh Planitia (Hint)
• Odin Planitia (İskandinav)
• Sobkou Planitia (Antik Mısır)
• Suisei Planitia (Japon)

En tipik Planitialar ise gezegenin kuzey kutbuna yakın konumdaki Borealis Planitia ve Caloris Planitia’dır. Caloris Planitia 1550 km. çapı ile en büyük planitiadır. Borealis’in, Romalıların dili Latince’de Kuzey, Caloris’in ise Sıcak anlamında geldiğini de yeri gelmişken ekleyelim.

RUPES

Merkür’ün yüzeyi sayısız “rupes” ile yani uçuruma ev sahipliği yapmaktadır. Merkür’e özgü bu oluşumların bir krateri boydan boya kestikleri olmaktadır. Rupeslerin olduğu yerde kraterler genelde uçurumlara paralel yönden çok, dik yönde daha kısa çaplara sahiptir. Bu durumun en muhtemel açıklaması; uçurumların yanal sıkışmalar sonucu kabuk kısmını birbiri üzerine iterek, Merkür’ün kabuğunu çatlattığı yönündedir.

Peki bu sıkışmalara neden olan etken ne?

Kabul edilen en olası görüş, Merkür’ün mantosu soğudukça çürüyen bir meyvenin kabuğuna benzer şekilde yüzeyin bölünerek ve buruşarak küçüldüğü yönündedir.

Merkür'ün Victoria uçurumları... Fotoğraf, yörüngedeki Messenger uzay aracı tarafından çekildi.
Merkür’ün Victoria uçurumları… Fotoğraf, yörüngedeki Messenger uzay aracı tarafından çekildi.

Rupeslerin (uçurumların) hiçbirinin Planitiaların (düzlüklerin) malzemesinden içermemesi gerçeği karşında, Büyük Bombardıman çarpışmalarından daha sonra oluştukları ve Planitia yapılarından daha genç oldukları da not edilmelidir. Rupeslerin adlandırılması ise Coğrafi Keşifler’in ünlü kaptanlarının komuta ettikleri gemilerden gelmektedir:

• Adventure Rupes – HMS Adventure, Kaptan Cook’un gemisi
• Astrolabe Rupes -Astrolabe, Jules Dumont d’Ürville’in gemisi
• Beagle Rupes -HMS Beagle, Charles Darwin’in yolculuk yaptığı gemi
• Discovery Rupes -HMS Discovery, Kaptan Cook’un başka bir gemisi
• Endeavour Rupes -HM Bark Endeavour, Kaptan Cook’un bambaşka bir gemisi
• Fram Rupes -Fram, Güney Kutbu kaşifleri Fridtjof Nansen, Otto Sverdrup ve Rald Amundsen’in gemileri
• Santa María Rupes -Santa María, Kristof Kolomb’un gemisi
• Victoria Rupes -Victoria, Ferdinand Magellan’ın gemisi

YAZIMIZI BU NOKTAYA KADAR OKUYANLARA BONUS: MERKÜR’DEKİ TÜRKLER

Merkür'deki "Sinan Krateri"...
Merkür’deki “Sinan Krateri”…

Olur da hani bir gün elinize Merkür haritası alırsanız,

• 15.5 Kuzey enlemi ve 29.8 Batı boylamına bakarsanız ünlü mimarımız Mimar Sinan’ın adı verilen krateri
• 13.6 Güney enlemi ve 333.5 Batı boylamına bakarsanız ressamlarımızdan Sabri Berkel’in adı verilen krateri bulabilirsiniz.

Hazırlayan: Yavuz Tüğen

En üstteki kapak fotoğrafı, Merkür’ün gerçek renkleri değildir. Yüzey yapılarını bilimsel araştırmalarda kullanılmak üzere belirginleştirmek adına yapay olarak renklendirilmiştir. Merkür gezegeninin asıl rengi gri ve grinin tonlarıdır. Bu yazımız sitemizde ilk olarak 8 Aralık 2015 tarihinde yayınlanmış, güncellenerek tekrar yayına sunulmuştur.