Öyle görünüyor ki Jüpiter’de tahmin edilen miktardan fazla su var. Bu fikri, Jüpiter’in yörüngesindeki Juno sondasından yeni gelen verilerden ediniyoruz.

Bu veriler, Jüpiter’in ekvatoru üzerindeki atmosferde bulunan moleküllerin %0.25’ini suyun oluşturmuş olabileceğini gösteriyor. Suyun bileşenleri olan hidrojen ve oksijenin varlığına dayanılarak yapılan hesaplara göre bu bileşenler, Jüpiter’de Güneş’ten üç kat daha fazla su bulunduğunu gösteriyor.

Bu sonuçların üzerine bilim insanları, gezegene 1990’larda gönderilen ve 2003 yılında Jüpiter’in atmosferine düşürülerek kasıtlı olarak görevine son verilen Galileo aracından gelen az sayıdaki veriyi de detaylıca incelediler. (Görev süresinin sonlarına doğru Galileo’nun yakıtı azalmıştı ve yaşam barındırma ihtimali olan buzlu uydulara yanlışlıkla çarpıp onlara zarar vermesin diye araç Jüpiter’in atmosferine sokularak görevine son verildi.)

Elde ettiği şaşırtıcı bilimsel ölçümlere ek olarak Juno, Jüpiter görevinde bize  muhteşem görüntüler de gönderiyor.  Görsel Telif: © NASA/JPL-Caltech/SwRI/MSSS/Kevin M. Gill)

 

Bu incelemelerin sonucunda Galileo ve Juno’dan gelen verilerin örtüşmesi, bilim insanlarının Güneş sistemimizin nasıl bir araya geldiği konusunu daha iyi anlamaları için bir anahtar olabilir. Çünkü Jüpiter büyük bir olasılıkla Güneş Sistemi’nde oluşan ilk gezegendir ve Güneş’in oluşurken arkasından bıraktığı gaz ve tozun büyük bir kısmını Jüpiter’in topladığı düşünülüyor. Jüpiter’in ne kadar suyu bünyesine topladığı ise bilim insanlarına Jüpiter’in oluşumu konusunda daha olası teorileri ortaya koyma fırsatı verebilir.

Jüpiter’in oluşumunu anlamak, bilim insanlarının ayrıca gezegenin rüzgar akımlarını ve bu akımların hangi bileşenlerden oluştuğunu anlamaya da yardımcı olacak. Bu sayede bilim insanları, bu bulguları genelleyerek diğer Jüpiter tarzı büyük ötegezegenlerin nasıl bir sistem oluşturduklarını anlayabilir.

Galileo’dan gelen sonuçlar, 1990’lı yıllarda bile bilim insanlarını şaşırtıyordu. Aracın gönderdiği verilerde, bilim insanlarının tahminlerinin aksine gezegende on kat daha az su olduğu görünüyordu. Ancak tuhaf olan şey ise Galileo’nun Jüpiter’in derinliklerinden gönderdiği az sayıda veride bu su miktarının artmasıydı. Bilim insanları da bunun sebebinin aracın veri göndermeyi bıraktığı noktada, yani yaklaşık 120 km derinlikte, gezegenin atmosferinin daha iyi karışmış ve değişmeyen bir durumda olması olduğunu düşünüyorlardı.

Ancak bu sırada yeryüzünde bulunan kızılötesi teleskoplar, Galileo’nun dalışı sırasında Jüpiter’deki su yoğunluğunu ölçebildiler ve Galileo’nun kazara kuru bir noktaya çarptığını ve bu suyun Jüpiter’in atmosferinin derinliklerinde olmadığını gösterdiler. Juno uzay aracının ilk sekiz yakın geçişi de atmosferik bir karışım göstermedi. Ancak daha sonra aracın radyometresi, Galileo’nun veri topladığı derinlikten daha fazla derinliği yani yaklaşık 150 km aşağıyı inceleyebildi ve Galileo’nun bulduğundan daha fazla su buldu.

Bilim insanları, şu anda Juno’nun ekvatorda yaptığı ölçümler ile gezegenin kuzey bölgesinde yaptığı ölçümleri karşılaştırmayı bekliyor. Çünkü Juno’nun 53 günlük yörüngesi yavaş yavaş kuzeye kaymakta ve bu sayede gezegenin kuzey bölgesini her yakın geçişte daha fazla inceleme fırsatı bulacaklar.

Hazırlayan: Burcu Ergül Emecan

https://www.space.com/juno-finds-jupiter-water-mystery.html