Bizim gibi kuzey yarımküre ülkelerinden görülemese de, güney yarımkürede yaşayan herkes için rahatlıkla çıplak gözle görebildikleri en yakın komşu galaksilerimiz Büyük ve Küçük Magellan (Macellan) bulutlarıdır.

Bu iki “cüce galaksi” güney yarımküre ülkelerinde, rahatlıkla çıplak gözle bile gözlenebilecek parlaklıkta gökyüzünü süslüyor. Yaklaşık 180 bin ışık yılı uzaktaki Magellan Bulutları, bize oldukça yakın, hatta galaktik ölçüler düşünüldüğünde burnumuzun dibinde sayılabilir.

İsimlerini, tahmin edilebileceği üzere ünlü kaşif Magellan’dan almış olsalar da, 900’lü yıllarda İranlı gökbilimci Al Rahman al Sufi tarafından ilk kez kayıtlara geçirilmişler. Gökyüzünde çıplak gözle bir bulut biçiminde göründüğü için isimlerinin sonuna “bulut” kelimesi eklenmiş olsa da, artık onların bir bulut değil, birer yıldız adası, yani galaksi olduklarını biliyoruz.

Küçük Magellan Bulutu
Küçük Magellan Bulutu (Telif: Stephane Guisard).

 

Samanyolumuzun bu iki güzide “uydusu“, kendilerine “cüce” sıfatı layık görülse de gerçek boyutlarıyla düşünüldüğünde pek de cüce değil: Büyük Magellan Bulutu, 15-20 bin ışık yılı genişliğinde ve 1 milyarın üzerinde yıldız içeriyor. Küçük Magellan bulutu ise biraz daha mütevazı olup, 7-10 bin ışık yılı genişliğiyle birkaç yüz milyon kadar yıldıza ev sahipliği yapar. 

Küçük Magellan Bulutu, sıradan diyebileceğimiz düzensiz bir cüce galaksidir. Bizden yaklaşık olarak 197 bin ışık yılı uzakta yer alır ve Samanyolu’nun kütleçekim etkisi nedeniyle iyice biçimsizleşmiştir. Kimi gökbilimciler, Küçük Magellan Bulutu’nun bir zamanlar zarif bir çubuklu sarmal galaksi olduğunu dile getirirler.

Küçük Magellan
Küçük Magellan Bulutu’ndaki yıldız oluşum bölgelerinden biri (NASA/ESA Hubble).

 

Bu “zarif çubuklu galaksi” tanımlaması doğru olabilir, çünkü gökadanın merkez çubuk yapısı hala belli belirsiz biçimde görülebiliyor. Gaz bakımından zengin olan gökadada yıldız oluşumları, galaksimizin kütleçekiminin de etkisiyle güçlü bir biçimde gerçekleşiyor.

Bize daha yakın olan Büyük Magellan Bulutu, yaklaşık 157 bin ışık yılı uzağımızda yer alıyor. Büyük görünmesinin sebebi elbette daha yakın olması değil, yoldaşı Küçük Magellan Bulutu’na kıyasla epeyce iri olmasından kaynaklanıyor. Yerel kümemizdeki galaksileri büyüklük açısından sıralar isek, AndromedaSamanyolu ve Triangulum Galaksisi‘nden sonra dördüncü sırada geldiği düşünülüyor.

Büyük Magellan
Büyük Magellan Bulutu (NASA/ESA Hubble).

 

Yapılan hesaplar, gaz bakımından çok zengin olan bu gökadanın yaklaşık 10 milyar Güneş kütlesine eşdeğer madde içerdiğini gösteriyor. Bu büyük kütlesi nedeniyle de yakın çevremizdeki en hızlı ve büyük yıldız oluşumlarının gerçekleştiği yer konumunda.

Örneğin bu gökadada bulunan “Tarantula Bulutsusu”, 500 ışık yılını bulan genişliği ile evrende şu an bildiğimiz en devasa yıldız oluşum bölgelerinden biri konumunda. Bu bulutsuda, şimdiye kadar gözlemlediğimiz en büyük kütleye sahip olan dev yıldızların bir kısmı da yer alıyor.

Bu iki cüce galaksinin de kaderi aslında şimdiden belli. Galaksimiz Samanyolu’na çok yakınlar ve sürekli biçimde galaksimizin güçlü kütleçekim gel-git etkisine maruz kalıyorlar. Bu nedenle her iki galaksi de yavaş ama süreklilik arzeden biçimde parçalanıyor ve içerdikleri gaz gökadamız tarafından yutuluyor.

Tarantula
Büyük Magellan Bulutu’ndaki “Tarantula Bulutsusu” (NASA/ESA Hubble).

 

Radyo dalga boylarında yapılan araştırmalarda görüyoruz ki, Magellan Bulutları’yla aramızda Magellan Akıntısı denilen bir “gaz köprüsü” bile kurulmuş durumda. Cüce galaksilerin içerdiği gaz, bu gaz köprüleri yoluyla Samanyolu’nun bünyesine ekleniyor.

Büyük ve Küçük Macellan Bulutlarının içerisine gömülü olduğu bu devasa akıntı, dağılmış hidrojen gazından meydana gelmektedir. Oluşum şekli ile ilgili tam anlamı ile kesin bir tahmin yürütülememiş olsa da Macellan Akıntısı denen bu gaz oluşumu ile ilgili en fazla kabul gören ihtimal, gökadamız Samanyolu ile Macellan bulutları arasında meydana gelen ve kütleçekimsel değişimlerin sebep olduğu gel-git etkileridir.

Magellan Akıntısı
Magellan Bulutları’ndan galaksimize doğru bir köprü oluşturmuş olan “Magellan Akıntısı” (Telif: Belirsiz / Anonim).

 

Tıpkı uydumuz Ay gibi Samanyolu’nun etrafında dönen Bulutsular, gelgit etkileri ile Samanyolu’nun en uzak dış katmanındaki kolların şeklinde deformasyona sebep olabilmektedir. Keza aynı şekilde Samanyolu’nun devasa kütleçekim kuvvetinin yarattığı gelgit etkisi ile uydu gökadalardan kopan gaz kütleleri bu akıntıların oluşmasına sebep olabilmektedir.

Bazı gökbilim uzmanlarının tahminlerine göre ise, bu şekilde uydu gökadalardan kütle çekimsel olarak kopan gaz akıntıları, çevresinde döndükleri ana gökadanın sarmal kollarının oluşmasında küçük de olsa yardımcı bir etki yaratabilmektedir. Evrende uyduları bulunan sarmal gökadaların büyük kısmının çok düzgün sarmal kollara sahip olması, bu tezi bir nebze de olsa destekler niteliktedir diyebiliriz.

Birkaç milyar yıl içinde her iki galaksinin sadece içerdiği gazlar değil, yıldızları da Galaksimiz Samanyolu tarafından ele geçirilecek ve ikisi de gökadamız ile birleşecekler. Geride, birleşme sürecinde kütleçekim etkileriyle uzay boşluğuna fırlatılmış birkaç yıldızdan başka hiçbir iz kalmayacak.

Zafer Emecan

Kapak fotoğrafı: Belirsiz / Anonim astrofotoğraf üzerine; NASA/ESA Hubble kareleri)