Ben küçükken, bildiğimiz tüm gezegenler Güneş Sistemi’mizdekilerden ibaretti. Astronomlar gökyüzündeki yıldızların bir çoğunun da birer gezegeni olduğunu varsaydılar fakat, bu sadece yapılmış bir tahmindi.

Mantıken bunu kesin olarak bilemezdik, çünkü bu gezegenler gülünç derecede küçük ve solgundu. Onları görebilmek ya da üzerlerinde çalışmak tamamen ihtimal dışı görünüyordu. “Güneş sistemi dışı gezegenler” ya da “ötegezegenler” profesyonel astrofiziğin değil, bilim kurgunun konusuydu.

Bir zamanlar böyle düşünülüyor olduğuna inanmak güç. Bir ötegezegenin ilk tam tespiti 1991’de; bir yıldızın, çevresinde dönen ötegezegenin etkisiyle, belli belirsiz sallanmasıyla oldu ve o günden sonra bu alan çok ilerledi. Şu anda 1.600 doğrulanmış ve neredeyse 4 bin aday ötegezegen var. Bazıları Merkür’den küçükken, bazıları Jüpiter‘den büyük olabiliyor. Ana yıldızların etrafındaki dönüşlerini tamamlamaları bazılarının birkaç saatini alırken, bazılarınınki birkaç yüzyıl sürüyor. Ve bizim bildiklerimiz, Samanyolu Galaksisi’ne yayılmış olduklarını düşündüğümüz yüzlerce milyar ötegezegenin sadece küçük bir kısmı.

Fakat ötegezegenlerin altın çağı yeni yeni başlamışken başka bir bölüm de şekilleniyor: “Öteuydu“ları avlamak.

Dünya Benzeri Gezegenlerden Öteuydulara

Öteuydu; bir yıldızın çevresinde dolanan bir gezegenin etrafında dönen uydularına denir. Daha önce öteuyduları duymamış olabilirsiniz, fakat Avatar, Jedi’nin Dönüşü, Prometheus gibi filmlerin hayranıysanız bu sizin için tanıdık bir alandır. Üçünde de olayların büyük çoğunluğu bir öteuyduda geçiyor.

Öteuydu
Üzerinde yaşam olmayacağını düşündüğümüz dev gezegenlerin çevrelerindeki uydular yaşam için dost canlısı yerler olabilir.

Peki ya gerçek hayat? Kaç tane öteuydu hakkında bilgimiz var? An itibariyle sıfır! Fakat Endor ve Pandora’nın gerçek hayattaki benzerlerini bulmak için araştırmalar devam ediyor.

Yüzlerce veya binlerce ışık yılı uzaklıktaki solgun yıldızların etrafında dönen uzak gezegenlerin yörüngesinde küçük kayalar aramanın, belirsiz bir akademik meşgalenin çok kesin bir örneği olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat öteuydu konusu büyük bir mesele haline gelmek üzere.

Ötegezegenlerin bu kadar heyecan verici olmalarının sebebi; en büyük sorulardan birinin cevabına giden yol üzerinde olmalarından kaynaklanır: ‘Yalnız mıyız?’. Daha fazla ötegezegen buldukça şu soruları sorarız: ‘Orada hayat olabilir mi?’,’Dünya ile benzer bir şeyi var mı?’. Fakat şu ana kadar ne Dünya’ya eş değer bir ötegezegen bulabildik ne de içlerinden herhangi birinin, Dünya benzeri olsun veya olmasın, canlılığa ev sahipliği yapıp yapmadığı sorusunu cevaplayabildik.

Hayat Arayışında Öteuydulara Giriş

Öteuyduların, bu küçük uzak dünyaların, hayat umudu taşıyor olmasının çeşitli nedenleri var. İlk olarak şöyle bir gerçek var ki; Ay’ın oynadığı göz ardı edilemez rol olmasa Dünya’da hayat hiç var olmayabilirdi.

Dünya’nın ekseni, Güneş etrafındaki dönüşüyle bağlantılı olarak 23.5 derece eğiktir. Bu eğiklik bize mevsimleri verir ve eğiklik göreceli olarak küçük olduğu için Dünya’daki mevsimler ılımandır: Çoğu yer asla aşırı sıcak ya da dayanılamayacak kadar soğuk olmaz. Yaşam için can alıcı olan şeylerden biri bu eğikliğin çok uzun zaman boyunca aynı kalmış olmasıdır: Milyonlarca yıldan beri bu eğikliğin açısı sadece birkaç derece oynamıştır.

Ay, gezegenimizde şekillenen hayatın gidişatına yön veren en önemli unsurlardan biri. Eğer Ay olmasaydı, belki şu an çok farklı bir Dünya ve üzerinde çok daha farklı yaşam şekilleri olabilirdi.

Dünya’yı bu kadar istikrarlı tutan nedir? Ay’ın çekim gücü…

Aksine Mars’ın, göz ardı edilebilir çekim gücüne sahip iki küçük uydusu vardır. Dengeleyici bir etki olmadan Mars, milyonlarca yılda eksen eğikliği 0 ile 60 derece arasında değişerek öne arkaya savrulup durmuş, bu durum iklim koşullarında aşırı değişimlerle sonuçlanmıştır. Bu koşullarda Mars’ta var olmuş herhangi bir yaşam formu sürekli değişen son derece çetrefilli koşullara adapte olmak zorunda kalırdı.

Ay olmadan Dünya’mız; fosil kayıtlarıyla doğrulanan mevsimlerin göreceli sabitliği yerine, kaotik iklim koşullarına maruz kalırdı.

Kozmik Anafor’un notu:
Makale yazarının burada dile getirdiği Ay’ın Dünya üzerindeki yaşamı şekillendirici etkisi, spekülasyona açık bir konudur ve tartışılmaktadır. Ay’ın hiç olmadığı bir Dünya’da yaşamın var olamayacağını söyleyemeyiz. Yine, Ay’ın yokluğunda canlıların uzun dönemli radikal iklim değişikliklerine adapte olup olamayacakları hakkında da net çıkarımlar yapamayız. Hatta Ay’ın varlığı, yeryüzündeki canlı çeşitliliği üzerinde sınırlandırıcı bir etkiye dahi sebep oluyor olabilir. 

Ay’ın çekim gücü ayrıca denizlerde gelgitleri meydana getirir. Milyarlarca yıl önce, okyanuslardaki gelgitler antik kayalık kıyılarda değişen tuz oranı döngüleri meydana getirdi. Bu tekrar eden döngüler, ilk DNA benzeri moleküllerin üretimi için gerekli olan benzersiz kimyasal süreçlerin oluşmasını sağlamış olabilir.

Öteuyduların Dünya Benzeri Ortamları Olabilir

Görünen o ki; başka bir Dünya arayışımıza devam ederken, Ay gibi bir uydu tarafından eşlik edilmeyen, Dünya’nın ikizi diyebileceğimiz bir gezegen olası değil. Kendi gezegenimiz gibi bir yer bulmanın anahtar bileşeni öteuydular.

Exoplanet

Fakat; şimdiye kadar bulduğumuz ötegezegenlerin çoğunun, konuksever ortamların aksine, en azından bizim bildiğimiz tarzda bir yaşamı desteklemekten uzak, şişman gaz kütleleri olduğu gerçeği cesaretimizi kırmamalı. Henüz bilmediğimiz şey bu ötegezegenlerin uyduları olup olmadığı. Bu olasılık umut verici, çünkü öteuyduların muhtemelen okyanuslara ve atmosfere ev sahipliği yapan daha küçük, kayalıklı ya da buzlu yapıda olmaları bekleniyor.

Titan (Satürn’ün uydularından biri) Dünya’nınkinden bile daha yoğun, kalın bir atmosfere sahipken; tahminen Enceladus (Satürn’ün başka bir uydusu), Europa ve Ganymede‘in (Jüpiter’in uyduları) yer altı okyanuslarına ev sahipliği yaptığı düşünülüyor. Dolayısıyle eğer dışarıda bir yerde hayat varsa; bunun uzak bir gezegende değil uzak bir uyduda olması muhtemel.

Av devam ediyor. Herhangi bir öteuydu, doğrudan görülmek için çok solgun olduğundan, gök bilimciler araştırmalarında ustaca dolaylı teknikler kullanıyorlar. Bu uyduların milyarlarcası kesin olarak dışarıda bir yerlerde ve biz onları bulacağız. Bu küçük dünyaların, devasa soruları yanıtlamak için bize yardımcı olmaları çok sürmeyecek.

Bryan Gaensler, Dunlap Astronomi ve Astrofizik Enstitüsü Müdürü, Toronto Üniversitesi

Çeviren: Merve Yağmur Şahin

Ek okuma: Gaz devi gezegenlerin uydularında yaşam ihtimali
Kaynak: Space.com