Aslında Plüton devasa bir kuyruklu yıldız olabilir. Araştırmacılar, Plüton’un ünlü “kalbi”nin sol tarafını oluşturan ve azot buzu içeren geniş bir buzul olan Sputnik Planitia’ya yakından baktıktan sonra cüce gezegenin kökeniyle ilgili yeni bir teori geliştirdiler.

San Antonio’da bulunan Southwest Araştırma Enstitüsü’nde çalışan bir bilim insanı olan Chris Glein açıklamasında, buzul içindeki tahmini azot miktarı ile, eğer Plüton Rosetta’nın incelediği 67P kuyruklu yıldızındaki kimyasal bileşenlerle benzer bir yapıya sahip olan yaklaşık bir milyon kuyruklu yıldız ile veya Kuiper Kuşağı‘nda bulunan diğer cisimler ile oluşturulsaydı o zaman sahip olacağı tahmini azot miktarı arasında merak uyandırıcı bir tutarlılık bulduklarını söyledi.

Avrupa Uzay Ajansı’nın Rosetta aracı,  2014-2016 yılları arasında 67P/Churyumov-Gerasimenko kuyruklu yıldızının yörüngesinde dolandı. Yörüngedeki ana araç, kuyruklu yıldızın buzlu gövdesine ilk yumuşak dokunuşu yapmayı başaran Philae adlı iniş aracını yerleştirdi. Kuiper Kuşağı ise, Neptün’ün yörüngesinin ötesinde yer alan donmuş cisimlerden oluşmuş bir halkadır ve Plüton da bu kuşağın en büyük sakinidir.

Plüton’da bulunan azotlu bir buz ovası olan Sputnik Planitia’nın bu görüntüsü,  2015 yılının Temmuz ayında cüce gezegene yakın geçiş yapan New Horizons (Yeni Ufuklar) uzay aracı tarafından çekildi. (Telif: NASA/JHUAPL/SwRI)

 

Glein ve meslektaşı  Hunter Waite, Rosetta’dan ve Temmuz 2015’te Plüton’a yakın geçiş yapan NASA’nın New Horizons (Yeni Ufuklar) görevinden gelen verileri analiz ettikten sonra yeni bir Plüton oluşum senaryosu tasarladılar. Glein, “araştırmamız, Plüton’un kuyruklu yıldızların yapı taşlarından miras aldığı ilk kimyasal yapısının – belki de yer altı okyanuslarında – kimyasal olarak sıvı su ile değiştirilmiş olduğunu öne sürmektedir” diye açıkladı.

Glein ve Waite, Plüton’un kökenini kesin olarak ortaya attıklarını iddia etmiyor: İkili, Güneş’tekine yakın kimyasal bileşimlerle soğuk buzların birleştiği cüce gezegenin yer aldığı  “Güneş modeli”nin de oyunda kaldığını belirtiyorlar.

Glein, ayrıca bu araştırmanın Yeni Ufuklar ve Rosetta misyonlarının Plüton’nun kökeni ve evrimi konusundaki anlayışımızı genişletmeye yönelik fantastik başarılarına dayandığını belirtiyor. “Kimyayı dedektiflik aracı olarak kullanarak bugün Plüton’da gördüğümüz bazı özellikleri uzun zaman önce oluşum süreçlerine kadar takip edebiliyoruz” diye ekledi.

Çeviri: Burcu Ergül

https://www.space.com/40687-pluto-formation-1-billion-comets.html