Hem NASA, hem diğer ülkelerin uzay ajansları, hem de özel uzay şirketleri Mars’a insan göndermek için yarış halindeler. Ancak çok büyük bir problemleri var. Bu problem ise teknolojik değil psikolojik.

Dünyadan kalkacak uzay Aracının Mars’a varması şu anki teknolojilerle en az 6-7 ay sürüyor. Korkuları ise küçücük uzay aracının içinde bulunan bu kadar yolcunun nerdeyse burun buruna yolculuk yapacak olması. Bu durumda yemek ve ihtiyaç molaları saatte 60 bin km hızla giden uzay aracının içinde olacak. Yedi gün 24 saat beraberler.

Gerçi dünyadan dışarı çıkınca gün ve saat kavramı değişiyor. Gece yok, gündüz yok. Gün yok, Ay yok. Mars yolcuları ise daha ilk gün dünya ve ay sisteminin dışına çıkacaklar. Saat yok. 6-7 ay boyunca aynı yerde yatıp, aynı yerde kalkıp, aynı yerde yemek yiyip, aynı yerde sohbet edecekler. Hal böyle olunca yolcuların birbirleriyle kavga edip, birbirlerini yemelerinden korkuluyor.

ornan
Dr. Rachelle Ornan

Boeing şirketi ise psikoloji üzerine doktora yapan Rachelle Ornan isimli bir hanımı uzaya gidenlerin psikolojisini araştırması için görevlendirmiş. Biz Boeing’i uçak şirketi olarak biliyorduk. Habuki 2017’de uzay aracı üretimine de geçiyorlarmış ve en büyük müşterileri Amerikan Hava Kuvvetleriymiş. Ornan şimdiye kadar uzaya gidip gelen 530 astronotun hepsiyle görüşüp, röportaj yapmış. Bir uzay konferansında karşılaştığımız Rachelle Ornan ile de ben röportaj yaptım. Kendisinden öğrendiğim o kadar ilginç vakıalar var ki… Konuşmamız öyle bir noktaya geldi ki en sonunda bir sırrı benimle paylaştı. Ben de sizinle paylaşıvereyim de kimseciklere söylemeyin.

Boeing çalışanı bu bayanın bana söylediklerine göre uzaya gidenlerin çoğu daha dindar olarak dönüyorlarmış. Çünkü hayat için Dünya’nın ince ince ayarlandığını, bir üst aklın bu gezegeni hayatımız için tasarlamış olduğunu düşünmeye başlıyorlarmış. Bu sebeple dindarlaşıyorlarmış.

Uzay yolcularında en önemli mesele ise tuvalet ihtiyacının giderilmesi mevzusu imiş. Bir zamanlar Fransızların tuvalet kültürü kazanmadan önce ihtiyaçlarını evlerinde yapıp üzerine tavuk tüyü diktiklerini ve bir müddet bekletip kuruttuklarını ve en sonunda o tavuk tüyünden tutup balkondan ve pencerelerden dısarı fırlattıklarını ve bu sayede atılan pisliklerin kafalarına çarpmaması için şapkanın icat edildiğini anlatmıştım. İşte uzay araçlarının pencelerini açıp fırlatabilecekleri bir durum yok. Ayrıca onun içindeki su çok değerli. İdrar, ter ve diğer atıklar toplanıp arıtılıp yeniden içiliyor. Değilse o kadar yolcuya 7.5 ay yetecek kadar su bulmak ve uzaya fırlatmak çok zor.

Dr. Ornan’dan öğrendiğim ikinci önemli sır ise uzay teknolojilerindeki bilimin bizim şu an bildiğimizden çok daha ilerde olduğu ancak Amerikan Hükümeti tarafından halka ve dünyaya henüz açıklanmadığıydı. Boeing şirketi bu teknolojileri yeni uzay araçlarında kullanıyormuş fakat sırlarını açıklamalarına izin verilmiyormuş. Yani halktan ve bilim adamlarından devletin menfeati için bilgiler sansürleniyormuş ve bu bilgiler 15 yıl sonra açıklanacakmış. Tıpkı İnternetin (Arpanet) 1958 yılında icat edildiği ancak insanlığın 1983’te öğrendiği gibi.

Mevzumuza girişi yine haylice uzattık. Bunlar yaşlılığın belirtileri. Adam bir mevzu anlatacak. Uzatıyor da uzatıyor bir türlü sadede gelmiyor. Bende kendimde bu belirtileri görmeye başladım.

Kozmonot Yury Usachev 1957 yılında SSCB’nin Donetsk şehrinde dünyaya geldi. Uzay Bilimleri Enstitüsünü bitirdikten sonra Rusya’nın uzay Ajansı Roscosmos’da işe başladı ve MIR uzay Istasyonunun yapmında çalıştı ve 670 gün uzayda kaldı. NASA bile kendisinden yardım istedi ve Uluslararası Uzay İstasyonuna ABD bölümlerinin kurulması için görevlendirildi. Expedition 2 uçuşunda Uzay İstanyonunun komutanı olarak da görev yaptı.

Rus Kozmonot Yury Usachev
Rus Kozmonot Yury Usachev

Dr. Alexander Sled Uluslararası Uzay İstasyonu’nda yaşayan Rus kozmonotların psikolojisinden sorumluydu. Moskova’daki Biologise Institut Viyana’da yaşayan Türk asıllı sanatçı Gülay ve Müzik grubu “Gülay Princess & The Ensemble Aras” ın “Colors of Silk” isimli albümünü bilimsel araştırmalar sonucu “Ruhu dinlendiren bir ses” olarak seçti ve uzay istastonundan görev yapan Kozmonot Yury Usachev’e uydu telefonu ile dinletti. Usachev şarkılara ve sese hayran kaldı bir sonraki Soyuz uzay aracıyla müzik albüm CDsi Uzay İstasyonu’na gönderildi. O gün bu gündür Astronaut, Kozmonot ve Takyonotlar uzayda egzersiz yaparken Gülay’ın şarkılarını dinleyip ruhlarını dinlendiriyorlar.

Gülay ise bir gün derin derin düşünürken gökyüzüne bakıp çok içten Sesimi yukarıya, uzaya kadar göndermek istiyorum diye dilekte bulunmuştu. Bu dileği kabul oldu ve gerçekleşmiş oldu. Ayrıca bazı konserlerinde baskı altındaki Uygur Türklerinin yerel şarkılarını söylemesi nedeniyle Çin’le diplomatik krizlere neden oldu.

Kozmonot Yury Usachev Dünya’ya döndükten sonra “Gülay Princess & The Ensemble Aras” müzik grubu Moskova’da kozmonot Usachev onuruna bir konser verdi. Konserden sonra konuşan kozmonot Usachev doğu ve batı müziklerinin böyle bir arada bulunmasının kendisini çok etkilediğini ve egzersiz yaparken hep Gülay’ın şarkılarını dinlediğini söyledi. Yuri Usachev Moskova’da Gülay ile özel sohbetlerinin birinde uzaydan Dünya’ya bakarken, Dünya’nın nefes alır gibi hareket etiğini ve onu görünce kendisinin birden dindar olduğunu ve yüce bir bilincin varlığına inandığını anlatmıştı.

Gulay ve Kozmonot Yuri Usachev
Gulay ve Kozmonot Yuri Usachev

Gülay hanım tam 21 dilde şarkılar söylüyor. İpek Yolu’ndaki ülkelerin yerel müziklerini seslendiriyor. Ben de kendisi ve Müzik Grubuyla 2006 yılında Los Angeles’ta verdikleri bir konserden sonra tanıştım. Almanca’dan Farsça’ya, Türkçe’den Japonca’ya, Rusça’dan Çince’ye 21 dilde şarkı söylüyorlardı. Önce Pasadena Rose Bowl’da sonra Lancaster’da konserlerini izledim. Konser sonrası kuliste kendileriyle görüşüp hatıra fotografı çektirdik.

Henüz bir Türk astronotumuz olmasa da, ileride olacak astronotumuz uzay istasyonuna giderse “Ilgaz Anadolunun sen yüce bir dağısın” şarkısı uzay istasyonunda onu bekliyor olacak.

Hazırlayan: Zafer Acar