Evrene baktığımızda, kendi büyük dünyamızın aslında bir hiç olduğunu; yaşadığımız boyutların dahi astronomik ölçeklerde sıfır sayılabilecek düzeyde olduğunu görüyoruz. Bu devasa yapıların içerisinde, çıplak gözle görebildiğimiz yıldızlar… Yaşamın, çeşitliliğin kaynağı. Onlar dahi çok küçükler. Hatta çıplak gözle gördüklerimizin hepsi, kozmik ölçekte tam olarak burnumuzun ucunda yer alıyorlar.

Bugün çıplak gözle görebildiğimiz tüm yıldızlar, içerisinde yüz milyarlarca yıldız barındıran gökadamız Samanyolu’nun bir parçası. Samanyolu gibi ise yine yüz milyarlarca gökada var. Fakat gece gökyüzüne baktığımızda bunların hiçbirini göremiyoruz.

Çok ender örnekleri hariç, bu yüz milyarlarca yıldızı bir arada barındıran gökadaları dahi görmekte zorlanıyoruz. Haliyle bu gökadanın içinde yer alan tek bir tane yıldızı çıplak gözle görmek olanaksız.

double

Samanyolu bizim için oldukça büyük bir yapı. Bunu anlamak için basitçe Dünyamızdan dışarıya doğru açılalım. Ardından yıldızların ve diğer gökadaların bize ne kadar uzak olduklarına bakalım.

Dünya’nın çapı yaklaşık olarak 13 bin kilometre. Çevresinde bir tur atmak isterseniz yaklaşık 40 bin kilometre yol almanız gerekir ki, bu bir insan için oldukça muazzam bir mesafedir. Bugün en hızlı ilerleyen yolcu uçaklarıyla dahi bu mesafeyi kat etmek bir günün üzerinde bir zaman alır. Dünya’nın ona en yakın yıldız olan Güneş’e uzaklığı ise bu değerin yaklaşık 3.750 katı olan 150 milyon kilometredir.

Bize en yakın yıldızın uzaklığından bahsederken bu sayılar öylesine büyür ki, artık farklı bir birim kullanmak zorunda kalırız. Biz buna evrenin en büyük hızı olan ışık hızının, bir yılda aldığı mesafeyi ifade eden “ışık yılı” diyoruz. Bir ışık yılı ise yaklaşık 9,5 trilyon kilometreye eşit. Eh bize en yakın yıldız Alpha Centauri 4,3 ışık yılı uzaklıkta olduğu için, onun aslında 41 trilyon kilometre uzakta olduğunu söyleyebiliriz. Şimdilik söylemesi pek sıkıntı oluşturmuyor. Fakat bu yalnızca en yakın olanı…

Bu mesafe aslında “burnumuzun dibi” sayılabilecek yerleri tanımlıyor. “Komşumuz” diyebileceğimiz yıldızlar bizden öylesine uzaktır ki, “uçakla şu kadar yılda gidilir” demek bile anlamsızlaşır. Çünkü sesten iki kat hızlı yol alan bir savaş uçağı, bize en yakın yıldız Alpha Centauri’ye tam 1.3 milyon yılda ulaşabilir. Dünya göklerindeki en parlak yıldız olan Sirius’a ise bu hızla ancak 2.5 milyon yılda varabiliriz.

12434667_1561149710841867_258430969_n
Bize komşu galaksilerin, bizden kilometre olarak ne kadar uzakta olduklarını burada görebilirsiniz. Farkettiğiniz gibi, rakamlar telaffuz etmekte zorlanacağımız boyutlarda…

 

Samanyolu’nun bir ucundan diğer bir ucu ise yaklaşık 100 bin ışık yılı. Bu değeri kilometre cinsinden söylemek oldukça güç. Dolayısıyla artık boyutlar büyüdükçe bizim hayatımızda uzun mesafeleri ifade eden kilometre birimi, önemsiz bir ölçü birimi olarak bir kenara atılmak zorunda kalıyor. Görüp görebileceğimiz yıldızlar ise, işte bu 100 bin ışık yılı içerisinde yer alıyorlar. Hatta çok çok daha yakınlar.

Gökyüzünde görmeye alışık olduğumuz Vega, 25 ışık yılı, Sirius 8,6 ışık yılı, Betelgeuse 500 ışık yılı, Orion Bulutsusu 1300 ışık yılı uzaklıkta yer alıyor. Yani tanıdığımız tüm objeler, bizim için devasa bir yapı olan Samanyolu içerisinde dahi burnumuzun dibinde yer alıyor. Bir de bizden milyarlarca ışık yılı uzaktaki gökadaları düşünün…

Hazırlayan: Ögetay Kayalı
Geliştiren: Zafer Emecan