Bir sonbahar – kış yıldızı olan beyaz ışıltılı Sirius, Kuzey Yarımküre’nin en parlak yıldızıdır. Ekim – Kasım ayı itibarıyla gecenin erken saatlerinde Orion takımyıldızı ile birlikte gökyüzünde görünmeye başlar.
Çok Önemli Bilgi!
Sirius yıldızı (Akyıldız, Köpek), yılın herhangi bir zamanında gün doğumu ve gün batımlarında gördüğünüz, aşırı parlak ve ışıltısı titreşmeyen gökcismiyle ilintili değildir. Bu gördüğünüz Sirius’tan çok daha parlak gök cisimleri yıldız değil, konumları diğer yıldızlara göre mevsimlik olarak değişen gezegendir (çoğunlukla Venüs, Satürn, Mars veya Jüpiter’dir). Sirius yıldızı, ufuk çizgisine yakın değilse, nadir durumlar haricinde ışığı titreşmez! Eğer bu yazıyı sonbahar kış ayları haricinde (bazen sonbahar ve kış aylarında bile), gün doğumu ve batımlarında yahut herhangi bir zamanda gördüğünüz aşırı parlak yıldıza benzeyen gökcisimleri hakkında bilgi edinmek için aramış ve okuyorsanız, doğru bilgi edinmek için aşağıda linkini eklediğimiz yazılarımızı okumalısınız:
• Gün doğarken görülen parlak yıldız
• Gün batarken görülen parlak yıldız
Bu çok parlak yıldız karışıklığını giderdiğimize göre, Sirius yıldızı hakkında bilgi vermeye devam edelim:
Dünya’ya yaklaşık 8.6 ışık yılı uzaklıkta yer alan ve Güneş’e en yakın yedinci yıldız olan Sirius, beyazımsı yüksek parlaklığı nedeniyle çok dikkat çekici olduğu için, Ufo hikayelerinde insanları inandırabilmek adına bolca kullanılıyor. Benzer biçimde, Vega, Betelgeuse gibi yıldızlar da parlak ve dikkat çekici olduklarından benzer uydurma hikayelere yahut bilimkurgu filmlerine konu ediliyorlar.
Kış aylarında doğrudan göze çarpan Sirius, Orion (Avcı) Takımyıldızını takip eden Canis Major (Büyük Köpek) takım yıldızının alfa yıldızı olup, ufka daha yakın bir konumda yer alıyor. Orion Takımyıldızı’nın üyeleri olan avcının kemerinde yan yana dizilmiş olan üç yıldızın (Alnitak, Alnilam ve Mintaka) hemen arkasından onları takip ediyor (bu üç önemli yıldız hakkında detaylı bilgi edinmek için bu linkteki yazımızı okumanızı öneririz).
Kuzey yarımküreden görülebilen en parlak yıldız olan Sirius, tekil değil, bir çift yıldız sistemi aslında. Parlak olanı alfa yada A daha sönük olan ise beta yada B olarak isimlendirilir. Sistem, Sirius A adı verilen normal bir yıldız ve Sirius B isimli bir beyaz cüceden oluşuyor.
Eski uygarlıkların kültürlerinde büyük yer edinmiş olan Sirius, mevsim geçişlerinde, gemicilerin pusulalarında ve mitolojilerde de bol bol kullanılmıştır. Mavimsi beyazımsı bir yıldız olmasına karşın atmosferimizdeki etkileşimler sebebiyle sürekli göz kırpar ve hafif renk değişimi algısı yaratır.
Sirius bir çift yıldız sistemi demiştik. 1800 ‘lerin ortalarında Sirius A yıldızını inceleyen astronomlar, yıldızın hareketinin hafif bir salınım yaptığını gördü. Böylesi periyodik salınımlar, yakın kütleye sahip yıldız çiftlerinin birbirlerinin çevresinde dönüşü nedeniyledir. Böylece Sirius A’ nın görünmeyen bir bileşeni olduğu sonucuna varıldı. (Bkz: Çift yıldız sistemlerini nasıl keşfediyoruz)
Sirius B olarak isimlendirilen bu bileşenin keşfi, ilk olarak teleskopla değil, aksine matematiksel hesaplamalarla ortaya konulmuştur. Daha sonra teleskoplarla yapılan detaylı gözlemlerle bu bir bileşen yıldızın varlığı kesinleşti. Şu an üçüncü bir bileşenin daha olduğu düşünülse de henüz kesinleşmemiştir. Sirius A çok parlak bir yıldız (görünür kadiri -1.47) olmasına karşın Sirius B çok çok sönüktür (görünür kadiri 8.44) ve gözle görülemez. Bu arada belirtemiz gerekir ki, kadir bir yıldız parlaklık birimidir. Kadir olarak belirtilen sayı ne kadar küçükse, yıldız o kadar parlaktır.
Sirius Yıldız Sistemi
Sirius A, yaklaşık iki Güneş kütlesinde, Güneş’in çap olarak yaklaşık 1.7 katı büyüklükte deli dolu bir yıldızdır ve ömrünü tamamlamasına sadece 500-600 milyon yıl kadar kalmıştır. 9 bin santigrat dereceyi aşan yüzey sıcaklığıyla, Güneş’ten 25 kat daha fazla enerji yayar.
Çıplak gözle görülemeyen eşi ise, şu anki kütlesine bakılarak yapılan hesaplara göre, başlangıç kütlesi yaklaşık beş Güneş kütlesine sahip bir yıldızın anakol evresini tamamlayıp öldükten sonra geride kalmış olan çekirdeği olan Sirius B yıldızıdır. Artık enerji üretemeyen bu ölmüş yıldız çekirdeklerine beyaz cüce deniliyor. Ayrıca Sirius B, keşfedilen ilk beyaz cüce yıldızlardan biri olarak nitelenebilir.
Beyaz cücenin şu anki kütlesi Güneş’in yaklaşık %85 ila %97’si kadardır. Yüzey sıcaklığı ise yaklaşık 25 bin santigrat derecedir, yani Güneş’ten çok çok fazladır. Ancak, Güneş’in kütlesine çok yakın ve böylesi büyük bir yüzey sıcaklığı ile çok parlak olsa da, yaydığı toplam ışınım günü Güneş’in yaklaşık olarak sadece 0.0024’ü kadardır. Çünkü, bir beyaz cüce olduğu için çapı neredeyse Dünya kadar küçüktür. (Güneş 1.4 milyon km çapında, Dünya ise sadece 13 bin km çapındadır.)
Çıplak gözle görebildiğimiz Sirius A ile ortak bir kütle çekim merkezi etrafında yaklaşık 50 yıllık bir yörünge periyoduna sahip olan Sirius B’nin görkemli yıldız günlerinin çok kısa sürdüğü biliniyor. Kütlesi fazlasıyla büyük olduğu için maalesef sadece 150 milyon yıl kadar parlayabilmiş, daha sonrasında dış katmanlarını uzaya salarak bugünkü haline gelmiştir. Sirius sisteminin oluşmasının üzerinden geçen 150 milyon yılın ardından Sirius B bir kızıl dev yıldıza dönüşmüş, bu sırada ortalıkta ne var ne yok silip süpürmüştür.
Bugün yaklaşık 250 milyon yaşında olan Sirius sisteminin ilk 150 milyon yılını birbirine çok yakın A ve B yıldızlarının çılgın attığı bir dönem olarak nitelemiştik. Daha açık ifade etmek gerekirse, bu ilk 150 milyon yılda yaşananlar; değil burada yaşam oluşması, yaşama izin verebilmesi muhtemel gezegenlerin, henüz yolun başındayken kavrulup yok olması için yeterlidir. Çünkü Sirius B yıldızı ölmeden önce bir kırmızı dev yıldıza dönüşmüş, Güneş’in yaydığının binlerce katı enerji yayarak sistemdeki her şeyi kavurmuştur.
Olası Yaşam
Bir an için buradaki gezegenlerin çok ama çok şanslı olduğunu ve sağlam kalabildiğini düşünelim: Sistemin şu anki 250 milyon yıllık yaşı düşünüldüğünde, bu yıldızların çevresindeki olası gezegenlerin henüz bir yerkabuğu oluşturabilecek kadar bile soğuyamamış olduğunu görebiliriz. Bu gezegenlerin tamamı şu an hala oluşum aşamasında alev alev yanıyor. Devasa volkanlar patlıyor, göktaşları tarafından bombardımana uğruyorlar ve yüzey sıcaklıkları bin santigrat derece civarlarında.
Normalde gezegenlerin yüzey sıcaklıklarının düşmesi, volkanik aktivitelerin kabul edilebilir seviyelere inmesi ve tam anlamı ile soğuk ve katı bir yüzey oluşturabilmeleri için “en az” 1 milyar yıllık bir zamana ihtiyaç duyuluyor. Fakat bu sistem henüz sadece 250 milyon yaşında, yani çok çok genç. Üstelik, olası gezegenler daha yerkabuklarının soğumasına fırsat bulamadan, sistemin şu anki A yıldızı da beyaz cüceye dönüşerek ölecek.
Bizim güneşimizle kıyaslarsak, Güneş şu anda beş milyar yaşındadır ve beş milyar yıl daha yaşayacaktır. Bu da demek oluyor ki, yeryüzünde dinozorlar ilk gezinmeye başladığında, Sirius A ve B yıldızları henüz oluşmamışlardı bile.
Hazırlayan: Merve Yorgancı
Geliştiren: Zafer Emecan
Görsel kullanım notları: Yazı içindeki Sirius çift yıldızının yörünge simülasyonu http://astronomersgaze.blogspot.com.tr/2015/04/do-stars-move.html adresinden alınmıştır. Yazının başındaki kapak fotoğrafı ise, Sirius Sistemi’nin bir sanatçı tarafından tasviridir. Solda Sirius A yıldızı, sağda ise beyaz cüce Sirius B yıldızı betimlenmeye çalışılmıştır.
Kaynaklar ve İleri Okuma:
https://www.constellation-guide.com/sirius-the-dog-star/
https://www.space.com/21702-sirius-brightest-star.html
https://www.solarsystemquick.com/universe/sirius-star
https://www.britannica.com/place/Sirius-star
https://astronomy.com/magazine/ask-astro/2020/05/when-sirius-a-expands-into-a-red-giant-could-white-dwarf-sirius-b-go-supernova
Bunları da okumalısınız, okumak güzeldir:
Dünya Dışı Yaşam mı, Utangaç UFO'lar mı?
Evrende yaşamın sadece dünya ile sı...
Gezegenimsi Bulutsu: Gezegen mi Nebula mı?
Planetary Nebula, ya da Türkçesi "g...
Atbaşı Bulutsusu (Horsehead Nebula)
Üstteki amatör bir astrofotoğrafçı ...
RS Ophiuchi (RS Yılancı) Yıldızı
RS Ophiuchi, görece yakınımızdaki o...