Daha önceki yazımızda evrenin temel özelliklerinden izotropik oluşuna değinmiştik. Bu yazımızda ise evrenin homojenlik özelliğini ele alacağız.
Bu özellik, evrenin bir bütün olarak homojen bir yapı sergiliyor oluşudur. Evren’in hemen her bölgesi ve her köşesi birbiri ile benzer özellikler teşkil eder. Yani Evren’in diğer tüm noktalarından farklılık gösteren özel bir noktası yoktur. Dolayısı ile bir bütün halinde homojen bir yapı sergiler.
Bu hususta yazımızda yine evrenin bütünlüğü üzerinden hareket ediyoruz çünkü bahsettiğimiz bu özellik, daha önceki yazımızda bahsettiğimiz evrenin izotropik olma özelliği gibi yine büyük ölçeklerde hissedilebilecek bir durumdur.
Öyle ki, konuyu küçük ölçekler nazarında ele alalım dersek, evrenin hiç de homojenlik sergilemediği gerçeği ile karşı karşıya geliriz. Evren’i bir bütün halinde meydana getiren devasa gökada kümeleri, kendi içlerinde çok farklı yapılanmalar şeklinde karşımıza çıkarlar.
Evrenin bir bilgisayar programı olduğunu farz edersek eğer ve şu anda bahsettiğimiz bu gökada kümeleri içerisinde yer alan Gökadalardan farenin tekerleğini döndürerek çok hızlı bir şekilde uzaklaşıp ekranımızda görebildiğimiz ölçeği yüz milyonlarca ışık yılı kadar artırdığımızda karşımıza bu sefer homojen bir yapı çıkacaktır.
Evren’in homojen ve izotropik olma özelliği, Kozmoloji İlkesi adı verilen bir ilkeyle ortaya konmaktadır. Bu ilkeye göre, evrende yer alan gökadaların yoğunlukları evrenin her köşesinde aynıdır. Gökadaların konumlarına ve yönlerine göre bu durum kesinlikle değişmez. Yani her yer birbirine eşittir. Evrenin hiçbir noktası başka bir noktaya göre özel ya da ayrıcalıklı değildir. Albert Einstein bu durumu şu sözleriyle gayet güzel özetlemiştir;”Evren’de her yer birbirinin benzeridir”.
Kozmoloji ilkesi bize bir başka gerçeği daha hatırlatıyor aslında. Evrenin bir merkezinin ve kenar noktalarının olmadığı gerçeğini… Eğer durum bu şekilde olmasaydı, evrenin merkeze yakın noktaları ile kenar bölgelerine yakın noktaları birbirleri arasında gözle görülür bir farklılık sergileyecekti. Fakat gözlemlenen veriler bize bunun tamamen tersini söylemektedir.
Burada kesinlikle unutmamamız gereken en önemli hususlardan biri de, büyük patlama olarak nitelediğimiz evrenin başlangıç anının gerçekleştiği özel bir noktanın bulunmadığı gerçeğidir. Bunun da yine en güçlü kanıtı, şu anda evrenin tümünü kaplamış olan ve büyük patlamadan günümüze değin varlığını sürdüren Kozmik Mikrodalga Arkaplan Işımasıdır.
Hazırlayan: Sinan Duygulu