Haarp ile ilgili gerçekleri açıklamadan önce, birkaç bin yıl öncesine gidip yaşananlara göz atmakta fayda var: Poseidon, bildiğiniz gibi antik dönemlerde kimi insanların tapındığı deniz ve deprem tanrısıdır. “yeri sarsan” Poseidon diye bilinir, depremler yaratır, denizlere hükmeder, tsunamilerle cezalandırır insanları.

Fakat, gerçekte Poseidon’un bir tanrı değil de, “dünya dışı zeki varlık”lardan (uzaylı anlayacağınız) biri olduğu ve Dünya’da tanrı rolü keserek vur patlasın çal oynasın yaşadığı yönünde gizli tutulan tarihi kayıtlar ve metinler var. Fransız arkeolog Engraing de Taavetti‘nin ulaşıp yayınladığı bu kayıtlara göre, Poseidon’un gücü elindeki ışıklar saçan bir cihazdan geliyormuş. Ne zaman öfkelense, korkudan dehşete düşmüş antik Yunanlıların gözü önünde bu cihaz ışıklar saçmaya başlıyor, yer sallanıyor, denizler kabarıyormuş.

Tabi gerçekte, elindeki cihazın Poseidon’un göklerde gezinen aracının bir kumandası olduğu düşünülüyor. Bu araç da yüksek ihtimalle Poseidon’un yeryüzüne gelmekte kullandığı, uzay yolculuklarını gerçekleştirdiği gemisi. Aletten ışınlar çıkıp yer sallanmaya başladığında, dönemin metinlerinde bu aracın da gökyüzüne yükseldiğinden söz ediliyor.

İçkiye, eğlenceye düşkünlüğünü ile bilinen ahlaksız bir uzaylı olan Poseidon'un, eski Yunan'daki günleri zavallı insanları korkutarak ve büyük partiler düzenleyip çıplak çengi oynatarak geçiyordu...
İçkiye, eğlenceye düşkünlüğünü ile bilinen ahlaksız bir uzaylı olan Poseidon’un, eski Yunan’daki günleri zavallı insanları korkutarak ve büyük partiler düzenleyip çıplak çengi oynatarak geçiyordu…

 

Burada bir konuya dikkat çekmek lazım: Eski Yunanlılar’ın astronomide oldukça iyi oldukları, Dünya’nın yuvarlak olup Güneş çevresinde döndüğünden, yıldızların hareketlerini detaylı bir biçimde hesaplamaya kadar, o çağdaki ilkel teknoloji ile elde edilemeyecek birçok bilgiye sahip oldukları biliniyor. Bu da Poseidon benzeri uzaylı-tanrıların insanlara bu bilgileri verdiğinin açık bir kanıtı. Yoksa böylesi bilgilere sahip olmaları milattan önceki o yıllarda mümkün olamazdı.

Zurnanın zırt dediği yer HAARP Projesi ile Poseidon’un bağlantısı. Poseidon’un, Dünya’dan sıkılıp 2.000 yıl önce çekip gittiğinden ve tanrıcılık oynamayı bıraktığından beri birkaç defa daha gezegenimize gelip gittiği biliniyor. Pen State üniversitesinde nükleer fizik uzmanı olarak görev yapan Dr. Paul Edward Johansen‘ın sızdırdığı Nasa’nın gizli belgelerine göre, Poseidon’un gemisi ile birkaç kez temas gerçekleştirildiği, hatta Poseidon’un Dünyalıların teknolojik ilerlemesinden etkilenip, bazı kilit uzay teknolojilerinde yardım etmeyi kabul ettiği açıkca yazıyor.

Burada asıl önemli olan durum, zaten iyi niyetli olmayan Poseidon’un hava durumu ve depremleri kontrol ettiği teknolojinin temel ilkelerini ABD’ye vermiş olması. Aynı kaynaklara göre; Poseidon, ABD’nin dünyaya hakim olacak teknolojik gelişime ulaşmasını, güçlü fakat kendisine muhtaç bir müttefik haline gelmesini amaçlıyor.

Haarp gibi iklim ve deprem kontrolü sağlayabilen üstün bir teknolojinin, uzaylıların yardımı olmadan geliştirilmesi mümkün değil. Bu işte uzaylı parmağı olduğunu görmemek için çok saf biri olmak gerek.
Haarp gibi iklim ve deprem kontrolü sağlayabilen üstün bir teknolojinin, uzaylıların yardımı olmadan geliştirilmesi mümkün değil. Bu işte uzaylı parmağı olduğunu görmemek için çok saf biri olmak gerek.

 

Dünya üzerinde ABD’nin deprem ve fırtınalar yaratmakta kullandığı HAARP projesinin bir türlü düzgün çalıştırılamaması da, hem HAARP sisteminin oldukça “ilkel” bir prototip olmasından, hem de Poseidon’un verdiği eksik teknolojilerden kaynaklanıyor. tam randımanlı bir çalışma için her seferinde Poseidon’a ihtiyaç duyuyorlar.

Proje tamamlandığında, ABD ve birkaç küçük bölge haricinde, Dünya’nın tamamında büyük deprem ve tsunamiler oluşturarak insanların çoğu yok edilecek, kalanlar da ellerindeki her şeyi kaybetmiş ilkel toplumlar olarak yaşamaya devam edecekler. Deprem ve tsunamiler haricinde insanları “Dünya’ya zarar vermeden” yok etmenin yolu yok malesef. Atom bombası ve kimyasal silahlar hem doğaya, hem de diğer hayvanlara onarılması güç büyük zarar veriyorlar.

Bu yıkım sonrasında, ABD toplumu Dünya’nın tüm kaynaklarından faydalanacağı gibi, Poseidon önderliğinde galakside ciddiye alınabilecek bir güç olma yolunda büyük bir adım atılmış olacak. 

Peki Poseidon bu şeytani plan ve ABD ile müttefikliğinden ne elde edecek? Tabi ki, dışlanmış olduğu kendi toplumuna karşı yanında yer alacak bi güç. Böylece Poseidon, yeniden gezegenlere hakim olabilen güçlü bir kişilik haline dönüşebilecek.

(Görüldüğü gibi gerektiğinde gayet güzel komplo teorileri de uydurabiliyorum. Buraya kadar okuyanlar, hikayenin tamamını benim uydurduğumu, gerçekle hiçbir ilgisi olmadığını, amacımın eğlenmek olduğunu bilsin. Haarp, iklim kontrolü, yapay depremler falan fanteziden ibaret saçmalıklar. Kanmayın böyle şeylere).

Zafer Emecan