Uzay boşluğuna koruyucu kıyafetleriniz olmadan çıktığınızda, filmlerde gösterildiği gibi anında gözleriniz pörtleyip damarlarınız patlayarak ölmez, yahut anında buz tutmazsınız.

Not: Yazımızı “sesli makale” olarak, Youtube kanalımızda bu linkten ya da aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz. Veya, aşağı kaydırarak okumaya devam edebilirsiniz. .

Dünya’da alışmış olduğumuz atmosfer basıncı ile uzay boşluğu arasında öyle aman aman bir basınç farkı yok. Zaten kayda değer atmosfer sahibi olan Venüs ve Titan gibi gökcisimlerine oranla oldukça ince ve düşük basınçlı bir atmosferde yaşadığımız için insan vücudu vakum ortamını tolore edebilecek güçtedir.

Rahatlıkla 1 dakikaya kadar uzayda hayati zarar görmeden kalabilirsiniz (Ama nefesimizi tutmuyoruz, tümünü veriyoruz. Çünkü ciğerlerimizdeki hava uzay boşluğunda aniden genleşerek zarar verebilir). Elbette daha uzun süre kalırsanız, beyniniz oksijen yetersizliğinden dolayı geri dönüşü olmayacak biçimde zarar görecektir ve öleceksiniz.  

a4ebf90f1b386f91c94c1fe703b8fc7a
Suyun altındaki yüksek basınçta, oksijen sorunumuzu çözdüğümüz sürece saatler, günler, hatta yıllar boyu kalabiliriz.

 

İnsan derisi, vücudumuzu sıkı bir şekilde saran bir “basınç kıyafeti” gibidir. Sadece uzay boşluğundaki sıfır basıncı değil, deniz altındaki 3-4 kat fazla basınçtan da bizi korur. Yani, basınç sıfıra düşünce kanınız kaynamaz, gaz haline geçmez.

Derimiz bir basınç kıyafeti gibi bizi sıfır basıncın etkisinden korur demiştik. Unutmayın, uzay boşluğu ile Dünya yüzeyindeki basınç farkı sadece 1’dir. Oysa denizin 30 metre altında 4 kat fazladır. Aynı mantıkla dalgıçların basınçtan içe doğru ezilerek ölmesi gerekliydi. Ama derimiz bizi koruyor. Zaten bu sayede, okyanuslardaki petrol kuyularının inşasında; denizin yüzlerce metre altında yüzeyin onlarca katı basınca alıştırılıp çalışan insanlar var.

Uzayda aniden donma meselesine gelince; evet, uzay boşluğu soğuktur, hem de çok soğuktur, bizim buralarda gölgede -200 santigrat derece kadar. İnsan vücudu ise 36 derece sıcaklığa sahip. E Güneş ışığı var, radyasyon var diyeceksiniz; haklısınız. Ancak, kısa sürelerde onun da pek bir zararı bulunmuyor. Belki teninizde biraz güneş yanığı oluşur, kanser riskiniz artar, o kadar.

total-recall uzay
Total Recall filminde, Mars’ın uzay boşluğuna yakın düşük basınçlı atmosferinde kalanlar, gözleri pörtleyip damarları patlayarak ölüyordu.

 

Normalde insanı aynı sıcaklığa (-200 derece) sahip bir sıvının içine atarsanız, anında donarak ölürsünüz. Yahut yine aynı sıcaklıktaki bir hava ortamında tümüyle donmanız birkaç dakikayı geçmez. Ancak, boşlukta vücudunuz hiçbir şeye temas etmediği için, sıcaklığınızı kaybetmeniz öyle kolay değil.

Vücut ısınızı kaybetmeniz için teninizin birşeylere “temas” etmesi gerekir. Ancak ne hava var, ne de su. Neye temas edeceksiniz ki? Bu konuda detaylı bilgi için uzay boşluğu ve soğuk hakkındaki şu makalemize göz atabilirsiniz.

Boşlukta ancak “ışıma” yoluyla ısı kaybedileceği için, bir insanın bırakın donmayı, bir iki derece soğuması bile dakikalar, hatta saatler alacaktır.

Uzay

İnsanlığın 60 yıldan uzun süredir devam eden uzay macerasında, astronot ve kozmonotların boşluktaki sıfır basınca maruz kaldığı anlar defalarca yaşandı. Kısa süreli bu kazalarda, hızlıca yapılan müdahaleler sayesinde şimdiye kadar hiçbir ölüm veya kalıcı vücut hasarı yaşanmadı. Elbette, insanoğlu yüzünden başı dertten kurtulmayan zavallı hayvanlar üzerinde (hem yeryüzünde, hem de uzay boşluğunda) vakum ortamına maruz kalma deneyleri yapıldığını da belirtmemiz gerekiyor.

Her ne kadar tehlikeli de olsa, gelecekte üstteki fotoğrafta yer alan hanım kıza benzer bazı manyakların “uzay atlayışı” gibi sporlar adı altında yalın ayak başı kabak uzay boşluğuna atlayıp eğleneceğini, “of ne adrenalin salgıladık ha” diye hava atacağını düşünüyorum.

Zafer Emecan

Kapak Fotoğrafı: Lily Allen | Air Balloon
İlk olarak Şubat 2015 tarihinde yayınlanmış olan bu yazımız, güncellenip genişletilerek tekrar yayına sunulmuştur.