Geride bıraktığımız 2019 yılında gerçekleşen önemli astronomi olaylarını derlediğimiz yazı dizimizin ikinci ve son kısmı ile tekrar birlikteyiz. Bakalım daha başka neler olmuş astronomi dünyasında.

Yazı dizimizin ilk bölümünü buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.

6) Hubble Uzay Teleskobu’nun uzaya ağır metaller sızdıran yumurta şeklindeki bir gezegen keşfetmesi.

Görsel Telif: NASA/ESA/J.OLMSTED/STScl

 

Ötegezegen çağının başlamasından bu yana astronomlar güneş sistemi dışında ötegezegenler bulmaya başladılar. Ancak WASP-121b bu gezegenlerden çok daha farklı bir gezegen. Çünkü gezegenin en üst atmosferi şu ana kadar bulunan gezegenlerin atmosferinden 10 kat daha fazla sıcak. Astronomlar, WASP-121b’nin sıcaklığını ölçmek için Hubble uzay teleskobunu kullandılar ve bulgularına göre gezegen o kadar sıcaktı ki sanki gezegen merkezde bulunan yıldızını arkasından kırbaçlıyormuş gibi yıldıza doğru ağır metaller sızdırıyordu. Ve bilim insanları ilk defa böyle bir olay ile karşılaştılar.

Wasp-121b, Dünya’dan yaklaşık 900 ışık yılı uzaklıkta ve bizim güneşimizden daha geniş ve daha sıcak bir yıldızın çevresinde dönmektedir. Yakınındaki yıldızı onun bir marşmelov gibi kabarmasına sebep olmak ile beraber bu kabarıklık, gezegenin dış katmanları üzerindeki yer çekimsel kontrolünün daha az olduğunu ve yıldızının da gezegendeki maddeyi sürüklemeye başladığını gösteriyor. Bu sebep ile de WASP-121b yörüngesinde dönerken astronomlar, gezegenin gerilerek yumurta gibi göründüğünü ve aktif bir şekilde madde kaybettiğini görebildiler.

7) Karanlık madde içermeyen ikinci hayalet galaksinin de keşfedildiğinin doğrulanması.

NGC 1052-DF2, geniş ve bir o kadar dağınık halde bulunan bir galaksidir ve yaklaşık 60 milyon ışık yılı uzaklıktadır. Gözardı edilebilir miktarda karanlık madde içerdiği düşünülen galaksinin bu görüntüsü ise Hubble Uzay Teleskop’unda bulunan Advanced Camera for Surveys kamerası ile alındı. Görsel Telif: NASA/ESA/P.van Dokkum (Yale University)

 

27 Mart’ta “The Astrophysical Journal Letters” dergisinde yayınlanan bir çalışmada bizden 60 milyon ışık yılı uzaklıkta ve NGC 1052-DF2 (kısaca DF2) adı verilen bir hayalet galaksinin varlığı doğrulandı. Bu galaksinin özelliği ise içerisinde hemen hemen hiç farkedilebilir miktarda karanlık madde olmaması idi. İşin daha da ilginç tarafı, aynı dergide 20 Mart’ta da buna benzer başka bir makale daha yayınlanmış ve burada da DF4 isimli diğer bir sönük ve yine karanlık madde içermeyen başka bir galaksinin varlığı doğrulanmıştı.

İki çalışmayı birlikte değerlendirecek olursak DF2’nin yalnız olmadığı, bunun yerine bu iki hayalet galaksinin karanlık madde bağlarından kendilerini kurtarmış gibi görünen daha geniş ve önceden bilinmeyen galaksi gruplarından birinin parçası oldukları sonucunu çıkarabiliriz. Ayrıca bu yeni araştırma, karanlık maddenin gerçek doğasını anlayabilmenin yanında galaksilerin oluşumu ve evrimi konusundaki yaygın teoriler için önemli katkılar yapabilir.

8) Gezegen oluşum disklerini birbirleri etrafında döndüren bebek yıldızların tespit edilmesi.

ALMA’nın kozmik tozun içine dikkatli bir şekilde bakmasıyla birlikte araştırmacılar bu genç yıldız çiftinin hareketlerini görüntüleyebildiler. (Görsel Telif: ALMA (ESO/NAOJ/NRAO), Alves et al.)

 

Astronomlar, gezegen oluşum disklerini krakere benzer bir şekilde döndüren ve yer çekimsel olarak birbirlerine bağlı olan iki yıldızın görüntüsünü almayı başardı. Atacama Large Millimeter/submillimeter Array (ALMA) tarafından elde edilen bu görüntü, astronomlara yeni oluşan ikili yıldız sistemlerini inceleyebilmek için eşsiz bir yol açtı. Bu keşif, ikili halde bulunan yıldızların ve gezegenlerinin zamanla nasıl oluştuğu ve nasıl evrimleştiği konusuna ışık tutacak.

9) Yengeç Bulutsusu’ndan gelen çok yüksek enerjili fotonların kaydedilmesi.

X ışınları ile görüntülenmiş bu Yengeç Bulutsusu fotoğrafında bulutsunun merkezinde dönen pulsar rahatlıkla görülebilir.

 

Tibet AS- gama Deneyi’ni kullanan astronomlar, bu zamana kadar rastlanılmamış en yüksek enerjili ışığı tespit ettiler. Yengeç Bulutsusu’ndan gelen bu fotonların 100 tera-elektronvoltluk bir enerji taşıdığı ölçüldü. Bu enerji miktarı da Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nın düzenlediği çarpışmalarda ulaştığı maksimum miktarın tam 10 katıdır.

Bilim insanları bu enerjinin kaynağının Yengeç Bulutsusu’nun kalbinin derinliklerinde gizlenen ve yaklaşık bin yıl önce süpernova olarak patlayan bir yıldızdan kalan yoğun ve hızla dönen bir pulsar (atarca) olduğunu düşünüyor. Aslında bulutsunun bizden 6,500 ışık yılı uzaklıkta olması ve patlamanın da yaklaşık 7,500 yıl önce gerçekleşmesine rağmen, patlamadan çıkan ışık Dünya’ya MS. 1054 yılına kadar ulaşmadı ve patlama gerçekleştiğinde bizim gökyüzümüzde sadece parlak yeni bir yıldız gibi görülebiliyordu.

Birkaç hafta sonra süpernovanın ışığı sönükleşti ancak kalıntıları büyüyüp yayılmaya devam etti ve şu anda bile gece gökyüzünde neredeyse her dalga boyunda müthiş bir şekilde parlıyor. Düşük radyo dalgaları, yüksek enerjili gama ve X ışınları yaymakta ve görülebilir dalga boylarında da parlamaktadır. Ancak buna rağmen yeni tespit edilen bu çok yüksek enerjili fotonlar Yengeç Bulutsusu için bile ilk sayılabilir.

10) Olay Ufku Teleskopu’nun (Event Horizon Telescope) ilk defa bir kara deliğin görüntüsünü elde etmesi.

Bu görüntü, M87 galaksisinin tam kalbinde yer alan süper kütleli kara deliğin gölgesini göstermektedir. (Görsel Telif: Event Horizon Telescope Collaboration)

 

2019 yılının astronomi dünyasında en çok ses getiren olayı kuşkusuz ki bir kara deliğin olay ufkunun on yıllar boyunca yapılan çalışmaların ardından nihayet görüntülenmesiydi. Bu ikonik görüntü, maddenin sonsuza dek yok olduğu bölgenin çevresinde dolanan gaz ve kalıntıların var oluşunun ilk kanıtıydı. Ve bilim kurgunun bu favori cisminin gerçekten neye benzediğini de görmüş olduk.

Bu görüntüyü elde etmek için hedef alınan galaksi, M87 galaksisi ve onun sahip olduğu 6,5 milyar güneş kütlesine denk süper kütleli kara delikti. Boyutlarına rağmen bu kara delik dünyadan o kadar uzaktaydı ki (53 milyon ışık yılı kadar) bu görüntüyü elde etmek için gezegenimiz büyüklüğünde bir teleskoba ihtiyacımız vardı.

Ve bu muazzam başarı Olay Ufku Teleskopu (Event Horizon Telescope) ile mümkün oldu. Bu görüntüyü oluşturacak veriler aslında 2017 yılında alındı ancak bilim insanlarının verileri birleştirip bu görüntüyü elde etmeleri iki yıl sürdü. Bunun sebebi ise Olay Ufku Teleskopu’nun dünya geneline dağılmış sekiz bağımsız gözlemevinden oluşup tek bir devasa teleskop gibi davranmasıydı.

Hazırlayan: Burcu Ergül Emecan

  1. http://astronomy.com/news/2019/08/hubble-spots-a-football-shaped-planet-leaking-heavy-metals-into-space
  2. https://astronomy.com/news/2019/03/ghostly-galaxy-without-dark-matter-confirmed
  3. http://astronomy.com/news/2019/10/baby-stars-found-twisting-planet-forming-disks-into-a-pretzel
  4. http://astronomy.com/news/2019/07/the-crab-nebula-just-blasted-earth-with-the-highest-energy-photons-ever-recorded
  5. http://www.astronomy.com/news/2019/04/event-horizon-telescope-releases-first-ever-black-hole-image