NASA tarafından bugün yayınlanan, Plüton‘un ekvator bölgesinin yakınlarından alınmış detaylı bu görüntü, büyük bir sürprizi de beraberinde getirdi: yüzeyinden 3.500 metre yüksekliğe kadar ulaşan genç dağlar var!
Görünen o ki dağlar 100 milyon yıldan daha yaşlı değil (tıpkı himalaya dağları gibi) ve hala yeni yüzey şekili oluşumları gerçekleşmeye devam ediyor. Görüntüde görünen bölge Plüton’un %1’lik kesiminden daha az bir alanı gösteriyor. Fakat buna rağmen cüce gezegenin jeolojik olarak aktif olabileceğini bize söylüyor.
Yeni Ufuklar Jeofizik ve Görüntüleme Takımından Jeff Moore, “Bu görüntüde gördüğümüz yüzey şu ana kadar Güneş sistemde gördüğümüz en genç yüzey” diyor.
Jüpiter gibi büyük gaz devlerinin uyduları aksine, Plüton kütle çekimsel etki sebebiyle sıcak bir çekirdeğe sahip değil. Dolayısıyla yüzeyinde bu genç yapıların oluşmasına sebep olan başka bir şeyler olmalı.
Bu “dağ oluşum” mekanizmasının ve Plüton’un yüzeyinin jeolojik olarak genç olmasının sebebi, yüzeyde süregelen “azot (nitrojen)” döngüsü. Cüce gezegen Plüton’un bulunduğu uzaklıkta Azot, yörünge döneminin büyük bölümünde “kaya gibi sert” olacak yapıda, katı haldedir. Ancak, gezegenin 248 yıllık yönünge dönemi boyunca Güneş’e yakınlaşıp uzaklaştıkça azotun sıvı ve gaz hale geçebileceği döngüler yaşanır.
Bizler için azot, atmosferimizin %70’inden fazlasını oluşturan bir gazdır. Fakat, Güneş Sistemi’nin dış kesimlerinde, -220 santigrat derecenin altındaki sıcaklıklarda, yani Neptün ve ötesindeki aşırı soğuk ortamlarda bu gaz katı özellik gösterir. Aynı zamanda küçük sıcaklık değişimlerine bağlı olarak tıpkı “su” gibi sıvı ve gaz özelliğine de bürünür. Yani, bu uzak gezegenlerde Dünya’daki su neyse, azot da odur.
Suyun Dünya’daki “katı halinde” şekillendirici özelliği için, kutup bölgelerdeki devasa buzulları örnek olarak değerlendirebilirsiniz.
Bu dağ biçimli jeolojik oluşumlar ve Plüton’un neredeyse Dünya kadar genç yüzeyi, bu azot döngüsü sonucunda şekillenir. Azot döngüsünün bu güçlü şekillendirici özelliği, bize aynı zamanda Plüton’un yüzeyinde niçin Mars ve Merkür gibi yoğun krater oluşumları görmediğimizi de açıklıyor.
Böylesi atmosfer korumasından yoksun yalnız başına takılan bir gezegenin yüzeyi, Merkür veya uydumuz Ay gibi milyarlarca yıl boyunca yağan krater nedeniyle delik deşik görülmeliydi. Ancak, alınan ilk görüntüler de dahil olmak üzere, cüce gezegenin yüzeyinin krater bakımından çok fakir olduğu net biçimde görülüyordu.
Fotoğraflardan ve Yeni Ufuklar aracının gönderdiği diğer verilerden anlıyoruz ki, Plüton tıpkı Neptün’ün uydusu Triton ve sistemimdeki Jüpiter ile Satürn gibi gaz devlerinin uyduları Enceladus ve Europa‘ya benzer aktif bir yüzey yapısına sahip. Yani, Plüton ölü değil; jeolojik açıdan aktif, yaşayan bir gezegen!
Hazırlayan: Ögetay Kayalı
Geliştiren: Zafer Emecan