Daha önce bazı ülkelerin uzay faaliyetleri konusunda yazılar hazırlamıştık. Şimdi de biraz komşu ülkemiz İran’ın uzay faaliyetlerinden bahsedelim.

İran, 1959 yılında kurulan BM UBAKK komitesinin kurucuları arasındadır. Bu komiteyi o zaman 24 ülke kurmuştur. İran, aynı zamanda OST (Dış Uzay Anlaşması: Outer Space Treaty)’nin ilk imzacılarından biridir. 1970’lerin başından itibaren uzaya dair projeleri yoğunluk kazandı. Şah Muhammed Rıza Pehlevi döneminde uzay konusunda Amerika ve İsrail ile çalışıyorlardı. 1978 yılında Tahran yakınlarında Mahdeşt şehrinde uydu veri toplama ve işleme merkezi kuruldu. Ancak 1979 devriminden sonra bu işler sekteye uğramıştır. 1990’ların sonlarında tekrar toparlanmaya başlamışlar ve dışarıdan alınan teknik destekle uydu ve roket projeleri yapmışlardır. Devrim sonrası ambargo olmuş ve yıllar süren İran-Irak savaşı sebebiyle bazı faaliyetleri uzamıştır.

Roketler konusunda Şah Rıza Pehlevi döneminde başlayan çalışmalar olmuştur. 1977 yılında İsrail ile petrol karşılığı silah tedarikini öngören altı anlaşma yapılmıştır. Bunlardan biri de Project Flower idi. Taktik balistik füze geliştirilecek, İran’ın güneyinde bir füze test merkezi kurulacaktı. İran devrimi ile bu proje durdu. Bundan sonra Rusya, Çin, Kuzey Kore, Libya ve Suriye ile ilişkiler geliştirildi. Libya’dan Scud-B tipi füzeleri temin etti. Sonrasında roketler konusunda ciddi aşamalar kaydetmişlerdir.

Scud-B Füzesi

Şu an İran’ın uzay faaliyetleri aslında kıtalararası balistik füze (ICBM: Intercontinental Ballistic Missile) geliştirmek için bir kılıf olarak algılanıyor. Uzay endüstrisi gelişmiş ülkelere göre zayıf ve geliştirdikleri teknoloji genelde Ruslardan ve Kuzey Kore’den alınma. Çin ile birlikte çalıştıkları alanlar da var.

Geliştirilen Uydular ve İran Uzay Ajansı

İlk geliştirdikleri uydu Misbah, 65 kg ağırlığında deneysel bir uydu idi. Bunu İtalyan Carlo Gavazzi Space şirketi ile yapmışlardır. Ancak fırlatma olmamıştır. 2004 sonrası İran Uzay Ajansı kurulmasının ardından Rusya ile ilişkiler çok gelişmiştir. Sina-1 mikro uydusunu Ruslarla birlikte geliştirmişlerdir ve bu uydu Rus Kosmos-3 roketi ile 2005 Ekim ayında yörüngeye yerleşmiştir. İran’ın yörüngeye giren ilk uydusudur. Ruslarla Zühre isimli bir haberleşme uydusu geliştirmek istemişler ancak uluslararası baskılardan dolayı Rusya geri adım atınca bu iş ilerlememiştir.

İran Uzay Ajansı (ISA: Iranian Space Agency) 2004 yılında kuruldu. ISA, Bilgi ve Haberleşme Teknolojileri Bakanlığı altında faaliyet göstermektedir. Fakat direk talimatları Yüksek Uzay Konseyinden alır. Bu konseyin başkanı İran Cumhurbaşkanıdır ancak Savunma Bakanı da başkanlık yapabilmektedir. Uzay Ajansı başkanı ise bu konseyin sekretaryasını yapar. Ajans başkanı aynı zamanda bahsettiğim bakanlığın bakan yardımcısı konumunda.

İran Uzay Ajansı haricinde İran Uzay Araştırma Merkezi (Iranian Space Research Center) var. Teknolojiyi bunlar geliştiriyor. Konuyla ilgili üniversiteler de var. Amirkabir Teknoloji Üniversitesi gibi.

İran Uzay Araştırma Merkezi

İran şimdiye kadar çeşitli balistik füzeler geliştirdi. Kendi yaptıkları ilk roket Safir’dir ve ilk denemesi 2008 Ağustos ayında başarısız olmuştur. 3 Şubat 2009 tarihinde ise yine kendi yaptıkları ve 26 kg olan Omid (Ümit) ismini verdikleri uyduyu Safir-2 füzesi ile uzaya gönderdiler. İran, böylelikle yörüngeye bir uyduyu yerleştirme kapasitesine ulaşmış oldu. Zaten Safir-2 füzesi uzaya uydu taşımak için geliştirildi.

  • Bir sonraki görev ise 15 kg’lık Rasad-1 deneysel gözlem uydusudur ve 15 Haziran 2011 tarihinde yörüngeye yerleşmiştir.
  • Üçüncü görev 50 kg’lık Navid adlı gözlem uydusudur ve 3 Şubat 2012 tarihinde yörüngeye yerleştirilmiştir.

Fırlatma Üsleri ve Füzeler

İran’ın kuzeyinde Semnan ilinde iki ayrı yerde fırlatma tesisi var. Ayrıca Kazakistan’daki Baykonur Uzay Üssü‘nü kullanmak için anlaşmaları var.

İlk geliştirdikleri füze Safir, 2008 yılında başarısız olmuştu. Sonraki denemelerde de kazalar yaşadılar. Ancak İran işin peşini bırakmadı. Safir-2 isimli füzeyi geliştirdi ve ismini Simurg füzesi olarak değiştirdi. Bu füze, 3 kademeli, 27 metre uzunluğunda ve 87 ton ağırlığında bir füzedir.

Simurg füzesinin ilk denemesi 19 Nisan 2016 tarihinde olmuştur. Ağır yükleri yörüngeye götürmek için geliştirildi. Dört denemenin dördü de başarısız olmuştur. En son denemesi 9 Şubat 2020 tarihinde olmuş ve füzenin yeterince hız kazanamamasından dolayı Zafer-1 adlı uydunun düşmesiyle sonuçlanmıştır.

İran, 2025 yılına kadar uzaya insan götürmeyi planladığını duyurdu. Bazı canlıları (fare, kaplumbağa, solucanlar gibi) uzaya götürüp, canlı şekilde geri getirdiler. 2013 yılında maymun götürüp getirdiklerini ifade ettiler. Böylelikle uzaya canlı götüren 6. ülke oldular.

Şahab-1‘den itibaren Şahab-6‘ya kadar geliştirdikleri orta menzilli balistik füzeleri var. Nükleer başlık taşıyabildiği sanılıyor. Bunu Kuzey Kore’nin Nodong-1 füzesinden aldıkları düşünülüyor. Bu konularda İran ile Kuzey Kore birlikte çalışıyor.

İran askeri uzay uygulamaları konusunda da çalışmalar yapıyor. Uzayı yerden radar ve elektro optik sistemler ile izleme konusunda çalışmaları var. Hangi uydunun üstümüzden geçtiğini bilmek önemli.

İran, İHA’ları da daha uzun menzilde kontrol etmek için uyduları kullanıyor. Ayrıca uydu sistemlerini köreltici lazer ve jammer sistemleri geliştirdikleri biliniyor. Bu teknolojiyi Rusya veya Çin’den aldıkları düşünülüyor.

İran’ın ASAT silahları geliştirdiğine dair bir bilgi yok ancak balistik füzeleri sayesinde böyle bir yetenek geliştirebilecek durumda. Bununla birlikte öncelikleri ASAT silahından çok, nükleer başlıklı ICBM geliştirmek.

İran’ın uplink jamming, downlink jamming ve spoofing üzerine epey bir çalışması ve başarıları var. Özellikle GPS spoofing konusunu kendileri kamuya açıklamışlardır. 2011 yılında bir Amerikan dronunu uydu sinyalini karıştırarak ve GPS spoofing kullanarak başka bir yere indirmişlerdir. Benzer bir olay geçen yıl (2019) tekrar etmiştir. İlk yaptıkları Omid uydusu 3 Şubat’ta fırlatıldığı için bu günü ulusal uzay teknolojileri günü olarak kutluyorlar.

Hazırlayan: Prof. Dr. Lokman Kuzu