Üstte, Jüpiter’in küçük fakat azgın volkanlarıyla ünlü uydusu Io’yu görüyorsunuz. Io (Ayo şeklinde okunur), Galileo Galilei’nin 1610 yılında keşfettiği Jüpiter’in 4 büyük uydusundan biridir (diğerleri; Europa, Ganymede, ve Callisto).

Uydu ismini, mitolojik Yunan tanrısı Zeus’un eşlerinden (aslında sevgililerinden) biri olan Io’dan alır. İlginç bir rastlantı ama, İstanbul Boğazı’nın ecnebilerce kullanılan ismi olan “Bosphorus” adı da Io ile bağıntılıdır:

Zeus’un asıl eşi olan Hera, kocasının kendisinden saklamak için bir öküze dönüştürdüğü Io’dan şüphelenir ve onu rahatsız etmesi için başına bir at sineği musallat eder. Io da at sineğinden kaçmaya başlar ve bu sırada İstanbul Boğazı’ndan geçer. İşte Bosphorus (öküz geçidi) ismi de buradan gelir. Aslında bu hikaye çok daha karışık ama konumuz olmadığı için burada kesmemiz yerinde olur.

painting-io
Çapkınlık ve hovardalıklarıyla ünlü Zeus’un çok sayıda sevgilisi vardır. Ancak karısı Hera, her seferinde bu sevgililerini bulur ve kendince cezalandırır. Io’nun cezası da bir ineğe dönüşüp bıkmak usanmak bilmeyen bir at sineği tarafından kovalanmak olmuştur.

 

Bizim Ay’ımız ile hemen hemen aynı boyutlara sahip olup, ondan birazcık daha büyük ve ağır olan Io, Güneş Sistemi içinde volkanik olarak en aktif gökcismidir. Galileo Uzay Aracı tarafından 1995-2013 yılları arasında alınan görüntülerin birleştirilmesiyle oluşturulmuş bu fotoğrafın üst kısmında Io’nun ünlü dev volkanlarından bir tanesi, aktif haldeyken açıkca görülebiliyor.

Io yüzeyinden 75 km yukarı kadar ulaşan kül ve kükürt püskürtüleriyle, bu yanardağın en az 18 yıldır aktif halde olduğunu biliyoruz. Jüpiter’in güçlü kütleçekim etkisiyle sıkışıp genişlerken çekirdeği ve manto tabakası sürtünmenin etkisiyle sürekli ısınan Io’da, bunun gibi yüzlerce aktif volkan bulunur.

Io ve Jüpiter (Telif: NASA)

 

Dünya’daki volkanlardan yükselen gaz ve toz, en fazla 10 ila 30 km kadar yukarı ulaşabilirken, Dünya’nın sadece %18’i kadar olan düşük kütleçekimi nedeniyle Io’daki püskürtüler çok daha yükseğe ulaşabilirler. Hatta bu püskürtülerin bir kısmı uydunun kütleçekiminden kurtularak Jüpiter’in yörüngesine saçılır.

Uydu, dev gezegen Jüpiter’e sadece 420 bin km uzaklıkta bir yörüngede döner. Bu yakın yörünge, uydunun üzerinde öyle büyük bir çekim gücü oluşturur ki, dolanım süresi boyunca sürekli olarak adeta bir lastik top gibi sıkışıp genişler. Normal şartlarda bizim Ay’ımız gibi iç yapısı çoktan soğumuş olması gereken IO, Jüpiter’in bu acımasız etkisi nedeniyle adeta ocak üstünde kaynayan bir kazan gibi sıcak kalmıştır.

Zafer Emecan