
1 Ocak 1801 de İtalyan astronom Giuseppe Piazzi tarafından keşfedilen Ceres (Siris şeklinde okunur), 2006’da Plüton ile birlikte cüce gezegen sınıflandırılmasını almış; uydumuz Ay’ın %4 kütlesine sahip, asteroid kuşağının en büyük ve düzgün küresel şekle sahip tek üyesidir.
Ceres, bütün asteroid sisteminin kütlesinin üçte birini oluşturur ve yaklaşık 950 kilometrelik çapı ile Hindistan boyutlarında bir yüzölçümü vardır.
Ceres’in gezegenler gibi kutuplardan basık ve ekvatordan şiş bir yapısı vardır. Bu da iç yapısında kayasal bir çekirdek ve bu çekirdeği kaplayan 100 kilometre kalınlığında bir buzul manto tabakasından oluştuğu olasılığını desteklemektedir.
Bu buz tabakası yaklaşık olarak 200 milyon kilometre küp temiz su içerebilir. (Kıyaslama yaparsak, Dünya 1.4 milyar kilometre küp su içermektedir ve bunun yanlızca 41 milyon kilometre küpü içilebilir temiz sudur, yani sadece Ceres, Dünyada bulunan temiz suyun 4 katına sahip diye düşünülüyor).

Bazı bilgisayar simülasyonları, Ceres’in yüzeyinin altında sıvı su okyanusu bulunabileceğini gösteriyor. Bu da gezegenin engin su stoklarında yaşamın yeşermiş olma ihtimalini de arttırmaktadır.
Yapılan uzun menzilli gözlemler; süblimleşen yüzey buzu veya buz volkanlarından (erimiş lav halinde sıcak kaya yerine, su, amonyak veya metan püskürten volkan) kaynaklı su buharı bulunduğunu göstermiştir. Eğer yüzey altında bir okyanus bulunuyorsa, ısı değişiklikleriyle basınç artış ve düşüşleri bu olası buzul volkanlarını tetikliyor olabilir.

Bu cüce gezegenle ve oluşumuyla ilgili daha detaylı bilgi toplamak için 2007de fırlatılan Dawn (Şafak) uzay aracı 8 yıllık uzun bir yolculuğun sonunda, 6 Mart 2015’te, Ceres yörüngesine girdi.
Dawn uzay aracı; Güneş Sisteminin ilk oluşumu sırasındaki koşulları, ilk oluşumundan beri el değmeden kalmış Vesta asteroidini ve Ceres’i inceleyerek keşfetmek amacıyla hazırlanmıştı. Vestanın kayalık ve Ceresin buzul yapısı, oluşumları sırasında Güneş sisteminin farklı yerlerindeki koşullara ışık tutmaları için Dawn görevi ekibine bulunmaz bir fırsat sundu. Bu ana görevin yanında Vesta ile Ceres’in oluşumu ve farklı yapısal evrimlerini incelemek de görevin bir parçası.

Dawn yüksek verimlilikli iyon motoruna sahip dördüncü derin uzay aracı. Bu uzun ömürlü itki sistemi sayesinde 2007 Eylülde fırlatılmasını takiben, 2009 Şubatında Mars yörüngesinde yerçekimsel sapan manevrası yaptı. Bu manevra Dawn’u Temmuz 2011’de Güneş sisteminin ikinci büyük asteroidi Vesta ile buluşacağı rotaya soktu.
Temmuz 2011 ve Eylül 2012 arasında Vesta’da çok önemli araştırmalar ve gözlemler yapan Dawn, Vesta’yı terk edip Ceres ile 2015’in Mart ayında buluşmak için yola çıktı.

Dawn Ceres’a yaklaştıkça, daha önce Hubble uzay teleskobu ile yapılan gözlemlerde keşfedilen ve yeni fotoğraflarda boy gösteren 90 km genişliğindeki bir kraterde bulunan iki parlak nokta merakları bu cüce gezegene topladı.
Basın açıklaması yapan JPL görevlisi Carol Raymond; bu parlak noktaların buzul veya tuz içeren yansıtıcılığı yüksek bir madde olabileceğini, buzul volkanı olma ihtimalinin ise volkan benzeri bir yapı veya bulundukları yüzeyde bir çatlak olmaması sebebiyle düşük olduğu fikrinde olduklarını bildirdi. Bu noktaların ışık kaynağı olmadığı ve sadece ışığı yansıttıkları da, Ceres’in dönüşü sırasında, bulundukları krater karanlığa gömüldüğünde parlak bölgelerin kaybolması ile doğrulandı.
Dawn, Nisan ortalarına kadar Ceres’ın gölgesinde kalacak, bu sürede araç yörünge düzeltmeleri yapıp veri toplarken biz de haberleri ve bu makalemizi güncellemek için bekliyor olacağız.
Berkan Alptekin
Bunları da okumalısınız, okumak güzeldir:
Pandora'nın Mavi Yeşil Kutusu 1: Dünya'nın Tarihçesi Üzerine
Çoğunuz mitolojiden aşina, Pandora'...
Neptün'ün "Büyük Kara Leke"si
Mavi gezegen Neptün'e baktığımızda ...
Yaşanabilir Bölge (Habitable Zone) Nedir?
Hemen hepimiz, birçok astronomi ve ...
Bir Buz Dünyası: Enceladus
Enceladus, Satürn'ün en parlak uydu...