Haumea, Güneş Sistemi’nin dış sınırlarında yer alan Kuiper Kuşağı sakinleri arasındaki bir cüce gezegendir.

2004 ve 2005 yıllarında biri ABD’li, diğeri İspanyol iki ayrı ekip tarafından bağımsız biçimde keşfedilen ve 2008 yılında varlığı onaylanan bu gezegencik, tahmin edeceğiniz üzere canımız ciğerimiz Plüton’un başını yakıp gezegenlikten atılmasına neden olanlardan biri.

Cüce gezegenin ismi, Hawaii mitolojisinden geliyor. Ada yerlilerinin inancına göre baş tanrıça olan Haumea’nın adı gezegene verilmiş. Uyduları olan Hi’iaka ve Namaka ise tahmin edeceğiniz gibi baş tanrıça Haumea’nın kızlarının ismi.

Hawaii yerel halkının inancına göre tanrıça Haumea böyle tasvir ediliyor.
Hawaii yerel halkının inancına göre tanrıça Haumea böyle tasvir ediliyor.

 

Plüton‘dan daha küçük olan Haumea’nın en ilginç özelliği, biraz yamuk olması. Normalde, bu büyüklükteki bir cüce gezegen bilindik küresel bir şekil oluşturabilecek kadar güçlü bir kütle çekimine sahiptir ve küre şeklinde olması gerekir. Ancak, Haumea patates gibi uzun yamuk bir küresel yapıya sahip. Dolayısıyla gezegenin boyutlarını verirken üç eksendeki çap ölçümünden söz etmemiz gerekiyor: 1.920 x 1.540 x 990 km.

Gezegenin niçin böyle yamuk küresel bir yapıda olduğu bilinmiyor. Olası fikirlerden biri, henüz oluşum aşamasında iken yaşadığı bir çarpışma nedeniyle çok hızlı biçimde dönmesi ve bu nedenle böylesi yamuk biçimde katılaşmış olması.

Bu, akla yatkın bir senaryo. Çünkü gezegenin kütlesi hızlı bir dönüş sırasında tam bir küresel şekil almasını engelleyecek kadar küçük. Kaldı ki, kendi çevresindeki dönüş hızı henüz ölçülememiş olsa da, yapılan gözlemler gezegenin bugün dahi oldukça hızlı biçimde döndüğünü gösteriyor.

Haumea
Haumea’nın yörüngesi (sarı), Plüton’un yörüngesi (kırmızı), Neptün’ün yörüngesi (beyaz).

 

Haumea, Kuiper Kuşağı’nda yer alan çoğu cüce gezegen gibi oldukça eliptik bir yörüngeye sahip. Gezegenin yörüngesi Güneş’e en uzak olduğu dönemde 7 milyar 700 milyon km civarında iken, en yakın olduğu dönemde ise 5 milyar 250 milyon km dolaylarında. Yani, bize Plüton’dan sadece biraz daha, birkaç milyar km uzakta bir yörüngeye sahip.

Güneş’in kütle çekimi böylesi uzak yörüngelerde gök cisimleri üzerinde büyük bir etki yaratmadığı için, Haumea küçük kütlesine rağmen tıpkı Plüton gibi kendi uydularına sahip bir gezegen konumunda. Yalnız, uydu dediğimize bakmayın; biri yalnızca 160 km çapında olan Hi’iaka ve diğeri yaklaşık 85 km çaplı Namaka isimli kaya parçalarından söz ediyoruz.

Bu cüce gezegen için Güneş’e çok uzakta, donmuş buzlu, dev bir kaya parçasıdır diyebiliriz. Yüzey sıcaklığı -220 santigrat dereceden yukarı çıkamayan bu donmuş dünyadan bakıldığında Güneş aşırı parlak bir yıldız gibi görülür ve gezegenin yüzeyini 2 metre uzağınızdaki bir mum ışığından daha fazla aydınlatmaz. Buna rağmen, Plüton’da şahit olduğumuz gibi bu gezegencik de beklenmedik ölçüde aktif bir yapıya sahip olabilir.

Şimdilik ve önümüzdeki belki de 100 yıl boyunca hiç kimse Haumea’yı ziyaret etmeyecek. Şu anda ona en yakın “gözümüz” olan New Horizons (Yeni Ufuklar) uzay aracı için bile ulaşamayacağı çok uzak bir hedef konumunda. Ama bir gün, belki yüzlerce yıl sonra, Güneş Sistemi’nin dış kısımlarında bir uzay istasyonuna ihtiyacımız olduğunda, yahut uzay madenciliği yaygın bir hal aldığında, Haumea gözde bir merkeze dönüşebilir. Kimbilir…

Zafer Emecan