Milyonlarca insanı peşinden sürükleyen ve tamamen ticari bir amaçla insanların duygularını sömüren günümüzün mitleri: Burç safsatası.
Bilimin çok gelişmediği dönemlerde, yani bundan binlerce yıl öncesinde gökyüzüne bakan ve yeryüzünün dışında kalan yerlerle ilgili merak duyan insanlar, bir şeyleri kendilerince açıklama gereği hissediyorlardı.
Dünya’nın kendi etrafında ve Güneş’in etrafında döndüğünün henüz bilinmediği dönemlerde, insanlar yıldızlara bakarak çeşitli anlamlar çıkarıyorlar, Dünya’yı evrenin merkezi sanarak diğer gökcisimlerinin onun etrafında döndüğünü düşünüyorlardı. Bu nedenle her bir gökcisminin hareketine çeşitli anlamlar yükleyerek kendilerini uçsuz bucaksız ve korku dolu anlamsızlıktan korumak istiyorlardı. İnsanoğlunun böyle bir özelliği vardır: Anlamsızlıktan ve bilinmezlikten korkar; çünkü bu durum onlar için bir belirsizliktir. İnsanoğlu düşünmekten kaçmak için basit cevaplarla, gerçek olmayan anlamlarla kendini oyalar. Astrolojinin bu denli önemliymiş gibi görünmesi ve insanları peşinden sürüklemesinin nedeni de budur.
Hayatlarında hiçbir şey başaramamış, akıl ve mantığına güvenemeyen insanlar, başkalarının onlar için yazdığı günlük burç fallarına ve karakter analizlerine bakıyor ve hayatlarını bu tür yorumlara göre şekillendirerek kendilerini tatmin ediyorlar.
Bilimin ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte Dünya’nın evrenin merkezinde olmadığı, kendi etrafında ve Güneş’in etrafında döndüğü artık anlaşıldı. Evrenin sonsuzluğuna baktığımızda küçücük bir nokta olduğumuzu görüyoruz. Bize benzer milyonlarca gezegen olabileceği ortadayken, kibrimiz yüzünden on binlerce hatta milyonlarca ışık yılı uzaklıktaki yıldızların ve gezegenlerin bizi etkileyebileceği palavrasına inanıyoruz.
Birilerinin “Ama X burcunun benim hakkımda söyledikleri tamamen gerçek” dediğini duyar gibiyiz. Karakterinizi tamamen tarif ettiğini sandığınız burçlara aslında siz kendi kendinizi benzetmeye çalışıyorsunuz. Neredeyse hiçbir kötü yorum içermeyen bu tarifler, hemen hemen herkesin “Evet, beni anlatıyor” diyebileceği kadar genel ve iyimser yazılmışlardır.
Kendilerine astrolog diyen şahsiyetler bilim yaptıklarını ileri sürerek, araştırmaktan ve sorgulamaktan korkan insan sürülerini peşlerine katmakta ve bilimin adını kirletmektedirler. Bilim yaptığını iddia eden bu insanlar, epistemolojiden (bilgi kuramı) bihaberdirler. Bu kişilerin tek derdi piyasa ve müşteridir. İnsanlara sahte hayaller satan bu insanları televizyonlara çıkaran, gazetelerde yazılarına yer veren medya sahiplerinin de umurunda değil tabii ki; çünkü onların da tek düşündüğü, her birini para olarak gördüğü, ağlarına takılacak bilinçsiz insanlardır.
Dünyada yaklaşık 7 milyar insan yaşamaktadır. Bu 7 milyar insanın hepsine sadece 12 burç düşmekte. Yani her burca yaklaşık 583 milyon insan düşmektedir. 583 milyon insan kendini bir burca göre şekillendirecek, hayatına o burca göre yön verecek, öyle mi? 583 milyon insanın her birine tek bir burcun hitap edebileceğini düşünecek kadar hayalperest olan bilim haşereleri ne yazık ki belirli yerlere gelip topluma bu hormonlu anlayışlarını aşılıyorlar.
Evrenin bilgisini salt kendi zihninde arayan bu gerici zihniyetin bilimsel diye ortaya attığı fikirler gerçekte bilgiyi değil de, kendi bireysel varlığını mutlak bilgiye dönüştüren bir zavallılıktır. Bilimsel bilginin gelişimine temeli olmayan asılsız bilgilerle her an zarar veriyorlar. Gerçekliğin oluşumunu betimlerken paramparça bir düşünce yapısıyla mevcut gerçekliği de yok ediyorlar.
Bilimsel verilerden yoksun olan, çok şey bilirci tutumlarıyla etrafta kol gezen bilim müsveddelerine karşı sağlam bir şekilde karşı durulmalı ve ticari amaçla insanları sömüren bu kişilere gerekli cevap, biz akıl ve mantık sahipleri tarafından verilmelidir.
Seda Yüce