Tüm garipliklerine rağmen, Satürn’ün en büyük uydusu Titan Dünya’ya aslında oldukça benziyor. Sahip olduğu kalın atmosfer, karasal yüzeyini zararlı radyasyona karşı koruyor ve Güneş Sistemi’nde yüzeyinde sıvı barındıran tek uydu konumunda.
İnsanlar bir gün, bu ayın semalarının sarı pusu altında yaşamak, kumullarını ve dağınık tepeliklerini araştırmak veya hidrokarbon (metan) gölleri etrafına yerleşerek yaşamlarını sürdürmek zorunda kalsalardı, yaşamak için enerjiye ihtiyaç duyacaklardı.
Maryland’daki Johns Hopkins Üniversitesi’nden bir gezegen bilimci olan Ralph Lorenz, “Mars’ın ardından uzun vadede Titan’ın muhtemelen insanların varlığını devam ettirecekleri bir sonraki en önemli yer olduğunu düşünüyorum” diyor.
Gezegen Bilim Enstitüsü’nden Amanda Hendrix ve Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden Yuk Yung, insanların uzak gelecekte Titan’da nasıl hayatta kalabileceğini bulmak için potansiyel enerji kaynaklarını analiz ettiler.
Titan’da Madencilik
Başlangıçta Titan’ı tarayan herhangi bir kaşif robot, elektrik üretmek ve sıcak kalmak için radyoaktif bozunmayı kullanan nükleer enerjiyi kullanmak zorunda olacaktı. İnsanlar da aynı şeyi yapabilirler; nükleer enerji santrali yapmak için Dünya’dan malzeme götürüp yakıt konusuna çözüm bulmak için de uyduda madenciliğe başlayabilirler. Bununla birlikte Titan’ın iç jeolojisini araştırmadan, bu fikrin fizibilitesi çoğunlukla varsayım olarak kalacaktır. Ancak uydu, kolayca erişilebilen metan bakımından zengindir ve Dünya’dan daha da uzağa ilerleyen roketler için potansiyel bir yakıt ikmali noktası haline gelmektedir.
Lorenz, “Uzun vadeli bir kaynak olarak ve güneş sistemi çapında bir medeniyet için, Titan önemli bir yer olurdu” diyor.
Her ne kadar hazır oksijen eksikliği nedeniyle uydunun kendisinde hidrokarbonların yakılması verimsiz olsa da, gelecekteki Titan sakinleri güç üretmek için asetilene hidrojen ekleyebilirler. Bununla birlikte, Titan’da teorik olarak asetilen bolluğuna rağmen, bilim insanları bunu Titan’ın yüzeyinde henüz bulamadılar.
Johns Hopkins Üniversitesi’nden gezegen bilimci olan Sarah Hörst “Atmosferi tarafından maskelenmiş olduğu için asetileni kaçırmış olma olasılığımız var” diyor.
Nehir Oymacılığı
Hidrogüç, Titan’da birkaç 10 yılda olan nadir yoğun sağanakların yarattığı seller haricinde biraz sorunlu olabilir. Hörst “Hidroelektrik enerji üretimi için tam olarak ideal değil. Kısa bir süre için nehirlerin çok hızlı akışı olur, sonra tekrar kururlar.” diyor.
Barajlar veya su değirmenleri, Titan’ın son derece düşük sıcaklıklarından dolayı sıvı halde bulunan hidrokarbonlardan güç üretebilir, ancak en büyük göl ve denizlerin çevre arazilerden daha düşük seviyelerde olması nedeniyle sıvının akmasını sağlamak zor olabilir.
Hendrix, “Topoğrafya bunu imkansız kılmıyor, sadece denizden aşağı inen bir nehri oymak için çok büyük bir mühendislik projesi gerekir.” diyor.
Satürn’ün Titan üzerinde güçlü gel-gitler yaratması nedeniyle türbinleri denizlere kurmak daha iyi bir seçenek olabilir. En büyük denizi olan Kraken Mare, her gün 1 metre gelgit değişikliği yaşar. Bu gelgitler, denizin kuzey ve güney kısımlarını yani Kraken Boğazı takma adıyla bilinen Seldon Fretum’u ayıran dar bir boğaz boyunca oluyor.
Lorenz, “Kraken’in boğazı temelde Cebelitarık Boğazı’dır. Her Titan gününde ileri ve geri çok güçlü bir sıvı akışı olduğundan eminiz. Erişilebilir olacağını bildiğiniz güvenilir gücü istiyorsanız, orası benim gideceğim yer olurdu.” diyor.
Atmosferik Rüzgarlar
Rüzgar enerjisi, uzun vadede güç kaynağı olarak aynı derecede cazip ama zorlayıcı olacaktır. Kum tepeleri Titan’ın yakın geçmişte bir süre güçlü yüzey rüzgarlarına sahip olması gerektiğini gösterse de, bu rüzgarların hala sürdüğüne dair herhangi bir kanıt yok. Ancak atmosferdeki dolaşım, yılda iki kez yön değiştiriyor. Bulut izleme ve 2005’te yapılan Huygens sondasının yüzeye inerek yaptığı kısa ölçümlerle üst atmosferde güçlü rüzgarlar olduğu ortaya çıkarılmıştır.
Hendrix, “Üst atmosferde rüzgar makinelerimiz olsaydı, Dünya’daki rüzgar türbinlerinden on kat daha fazla güç üretebilirdik. Yüzeye bağlanmış bir çeşit havalanmış rüzgar türbini yapabiliriz.” şeklinde konuşuyor.
Ancak bu tür rüzgar türbinleri mevcut teknoloji kapasitelerinin ötesindedir.
Güneş’ten Yararlanmak
En beklenmedik fikir Güneş enerjisidir. Dünya’ya göre yıldızımıza yaklaşık 10 kat daha uzakta olan Titan, Güneş ışığının sadece 1/100’ünü alır. Işık daha sonra da atmosferik puslar tarafından filtrelenir.
Hörst “Titan’ın en aydınlık noktası Dünya üzerindeki akşam üstü karanlığı gibidir” diyor.
Ancak Güneş panelleri giderek daha verimli hale geliyor ve Titan üzerindeki bir insan medeniyeti yaygın, kalıcı enerji altyapısı inşa etme alanına sahip olacaktır.
Hendrix, “Yeterince büyük Güneş enerjisi santralleri inşa ederseniz, bol miktarda enerji üreteceksiniz” diyor. O ve Yung, 300 milyon insanın – kabaca Amerika Birleşik Devletleri nüfusunun – desteklenmesi için Titan’ın %10’unu veya ABD’nin yüzey alanını kapsayan bir Güneş enerjisi çiftliği gerektiğini tahmin ediyor. Buna karşılık, Dünya’da aynı miktarda güç üretmek, ABD’deki Kansas’ın yüzeyinin %10’undan daha azını gerektirir.
Dünya’da olduğu gibi bir başka zorluk da Titan’ın atmosferinde bulunan ve paneller temizlenmediği takdirde verimliliğini düşürecek olan organik moleküllerdir. Hendrix, “Titan’nın atmosferinde bulunan ve panellerde birikecek olan “tholin” adlı organik tortuları da düşünmeli ve sık sık onları silmeliydik” diye belirtiyor.
Titan insan medeniyetini desteklemek için enerji kaynaklarına sahiptir, ancak yaşamak zor olacaktır. Titan’da Dünya’nın atmosferik basıncının 1.5 katında sıkışmış gibi ve Dünya’nın yerçekiminin 1/7’si gibi bir yerçekiminde yüzüyor gibi hissedecek olan insanlar, uzaydaki astronotlardan çok okyanustaki dalgıçlara benzeyecekler. Ayrıca Titan’ın azot, metan ve hidrojenden oluşan ve solunamayan atmosferi soğuktur, bu nedenle dalgıçlar gibi, orada yaşayan herkesin kendi havasını yanında taşıması gerekecektir.
Bir gün Titan’da hangi güç kaynağını kullanırsak kullanalım, önce onu Dünya’da mükemmelleştirmemiz gerekecek.
Çeviri: Nur SÖKMEN
Bunları da okumalısınız, okumak güzeldir:
Bilecik Hatem Okulları Panel ve Gözlem Etkinliğimiz
Kozmik Anafor Astronomi Platformu o...
Samanyolu'nun En Yakın Uydusu: Büyük Köpek Cüce Galaksisi
Büyük Köpek Cüce Gökadası (Canis Ma...
Evren Bir Simülasyon Mu? 2: Hologram Evren
Evrenin bir simülasyon olup olmadığ...
Mars'ın En Büyük Uydusu: Phobos
Bu üstte gördüğünüz "kaya parçası",...