radyo astronomi çalışmalarında kullanılan radyo teleskoplar, gökcisimlerini gözlemleyip anlamlandırmamızda neredeyse optik ışık teleskopları kadar fazla bilgi edinmemizi sağlıyorlar.
Bilim insanları, gökyüzündeki cisimleri izleyebilmek adına birçok farklı yönteme başvuruyor. Yeryüzünde kurulan çok büyük çaplı aynalara sahip teleskoplar yanında, Dünya’nın yörüngesine yerleştirilen uzay teleskopları ile de muazzam uzaklıklardaki cisimleri gözlemleyebilir durumdayız.
Bilindiği üzere, evrende bulunan cisimlerden bizlere yalnızca optik dalga boylarında görülen ışık ulaşmaz. Bunun haricinde dalga boyu çok daha uzun (1 cm’den daha uzun) ve elektromanyetik tayfın en düşük enerjisine sahip olan radyo dalgaları, günümüzde astronominin en önemli çalışma alanlarından birini teşkil ediyor.
Radyo astronomi çağı; 1933 yılında, Bell Laboratuvarı’nda okyanus aşırı telefon hatlarında yaşanan parazitleri incelen Karl Jansk’nin tesadüf eseri Samanyolu’nun merkezinden gelen radyo dalgalarını keşfetmesi ile başladı.
Jansk, bu parazitlerin kaynağını bulabilmek için, antenini 360 derece dönebilen bir düzeneğe yerleştirmişti. Anten ne zaman Samanyolu’nun merkez bölgesine doğru döndürülse, hışırtı artıyordu. Hava şartlarından etkilenmeksizin 20 mhz dolaylarında en güçlü şekilde duyulan bu hışırtının Samanyolu’nun merkez bölgesinden geldiğini anladığında ise, radyo astronomi macerası gökbilimciler için başlamış oldu.
Bu olaydan yedi yıl sonra, Grote Reber, kendi evinin bahçesine kurduğu 9 metre çapındaki yönlendirilebilir radyo teleskobu ile Samanyolu’nun radyo dalga boyunda detaylı bir haritasını çıkarmayı başardı.
Radyo astronomiyi, diğer optik teleskoplar ile yapılan gözlemlerden ayıran bazı önemli avantajları var: Radyo astronomide havanın açık ya da bulutsuz olmasını beklemenize gerek yoktur. Bulutlu ve rüzgarlı hatta fırtınalı, dahası yağmurlu ve karlı bir havada bile gözlem yapılabilir.
Ayrıca gözlem yapmak için geceyi beklemenin de bir gereği yoktur çünkü radyo dalgaları her an itibari ile yeryüzüne ulaşabilmektedir. Bu sebeple gün ışığında bile gözlem yapmanız mümkündür.
Bilim insanlarının, 1940’lı yıllardan itibaren birçok küçük radyo teleskobunu bir araya getirerek çok daha büyük çaplı tek bir radyo teleskobu ile alınabilecek görüntüler elde edebildiklerini fark etmeleri ile radyo astronomi alanında çok ciddi mesafeler katedilmiş durumda.
İnterferometri denen bu yöntem ile birden fazla teleskop bir araya getirilerek çok büyük çaplı bir teleskop olarak kullanılabiliyor. Bu yöntem, yalnızca radyo astronomisinde değil, optik gözlem için kullanılan aynalı teleskoplarda da uygulanabilmekte.
Örneğin 2019 yılında olay ufkunun fotoğrafı çekilen kara delik, bu şekilde birden fazla radyo teleskobun bir arada çalışması sayesinde görüntülenebilmişti. Kara delik fotoğrafıyla ilgili yazımızı bu linkten okuyabilirsiniz.
Türkiye’de de, radyo astronomi alanında çalışmalar yürütülüyor. Kayseri Erciyes Üniversitesi’nde yer alan 12.8 metrelik anten çapına sahip olan radyo teleskop, ilk ve tek radyo teleskobu konumunda. Bu teleskop hakkında bilgi almak için linkteki yazımızı okuyabilirsiniz.
Hazırlayan: Sinan Duygulu
Geliştiren: Zafer Emecan
En üstteki fotoğrafta, New Mexico’da kurulu Çok Büyük Dizi (Very Large Array) radyo teleskopları yer alıyor. Radyo İnterferometrisi’ne güzel bir örnek olan bu teleskop, 25 metre çapında 27 adet radyo teleskobunun bir araya getirilmesi sonucu oluşmuştur.
http://www.bilimteknik.tubitak.gov.tr/system/files/radyoastronomi.pdf
http://www.tamsat.org.tr/tr/radyo-astronomi-nedir/
Bunları da okumalısınız, okumak güzeldir:
Gizemli Radyo Atımlarının Dış Uzaydan Geldiği Onaylandı
Evet, şu çok konuşulan gizemli rady...
Samanyolu'nun Merkezi Ve Merkezdeki Karadelik
Bizim Güneş Sistemimizin de içerisi...
Aşırı Aktif Bir Galaksi: Centaurus A
Centaurus A (NGC 5128), bildiğimiz ...
Güneş Bir Çift Yıldız Olarak Doğmuş Olabilir Mi?
Öyle görünüyor ki, hemen tüm yıldız...