Uranüs’ün fotoğraflarına baktığınızda, sistemimizdeki diğer gaz devi gezegenlere kıyasla daha düz ve niteliksiz bir görünüme sahip olduğu eminiz gözünüze çarpmıştır.

Öyle ki, diğer dev gezegenlerimiz olan Jüpiter, Satürn ve Neptün’deki bulut ve fırtına oluşumlarının yarattığı izlerin hiçbiri Uranüs’te görülmez. Ancak, bu izlenim sizi yanıltıp “Uranüs’te bulut oluşumu yok” yargısına düşürmesin. Çünkü bu tekdüzeliğin altında yatan en önemli neden, Uranüs’ün karmaşık bulut yapısıdır.

Uranüs büyük çoğunlukla bir gaz devinden ziyade, bünyesinde bulundurduğu çok miktardaki buz, metan ve amonyakdan dolayı bir buz devidir. Gezegen atmosferinin alçak bölgeleri su molekülleri içermesine rağmen, üst katmanlara çıkıldıkça metan bulutlarıyla karşılaşırız. Buradaki ayrımın temel nedeni, metan ve su arasındaki özkütle ile ilgilidir. Gezegenin atmosferinin derinlikleri, çeşitli buz katmanlarından oluşur.

Uranüs gezegeni, görselde kıyasladığımız Dünya’nın 4 katından daha büyük çapa ve 14 kat daha fazla kütleye sahiptir.

Bulutlar çok kalın ve yoğun olduğu için bunları ayırdetmek oldukça zordur. O kadar yoğun bir bulut yapısına sahiptir ki, bulutların arasında bir boşluk bulmak neredeyse imkansızdır. Bu yüzden görünür ışığı tümüyle eşit biçimde yansıtır ve Uranüs bize pürüzsüz, sade bir renkte görünür.

Araştırmalardan anladığımız kadarıyla, Uranüs diğer gaz devleri kadar olmasa da, halen aktif durumdadır ve çekirdeğinden yüzeye doğru önemli oranda bir ısı akışı gerçekleşir. Bu üretilen iç ısı sayesinde gezegendeki rüzgarların hızı saniyede 250 metreye kadar çıkabilir. Eğer ses hızının sıcaklık ile doğru orantılı olduğu gerçeğini de düşünürsek, bu rüzgarların muazzam süpersonik hızlara ulaşabildiğini görürüz.

Uranüs’ün kutupları gezegenin aşırı eğimli ekseninden dolayı 42 yıl boyunca Güneş ışığına maruz kalır. Bugün hala bu eksen eğimine neyin sebep olduğunu bilmiyoruz. Bilim insanları, böylesine radikal bir eksen eğiminin gerçekleşebilmesi için gezegenin geçmişte çok güçlü bir çarpışma yaşamış olabileceği ihtimalini değerlendiriyorlar.

uranus_comp
Uranüs’ün Keck Teleskobu ile alınmış olan zaman aralıklı görüntüsü. Gezegenin kızılötesi fotoğraflarında, görünür ışık dalga boyunda göremediğimiz bulut oluşumları ve diğer gaz devlerinde görmeye alışkın olduğumuz leke biçimli fırtına bölgeleri rahatlıkla izlenebiliyor.

Kutuplar Güneş’e dönük olduğu için sıcak olsa da, Uranüs’ün ekvatoru daha sıcaktır. Yine hangi tür bir mekanizmanın buna neden olduğunu bilmemekteyiz. Tabi burada sıcak derken, yeryüzünde alıştığınız sıcaklık kavramlarını düşünmeyin. Uranüs’te ortalama “sıcaklık” -200 santigrat dereceler civarındadır. Dolayısıyla bir bölgenin sıcaklığı -190 santigrat dereceye yükselmiş ise, o bölgeye “sıcak” diyebiliriz. 

Gezegenin derinlikleri tam bir su-amonyak cümbüşüdür. Su ve amonyak sürekli eriyip donma ile birbirine karışmaktadır. Çok yoğun, çok sıcak (10 bin santigrat derecenin üzerinde) ve kayasal yapılı çekirdeği ise, yaklaşık olarak 9.000 kg/m3 özkütleye sahiptir ve uyguladığı basınç ise 800 gigapaskal‘dır.

Çekirdeğe doğru inen süreçte gezegenin içindeki sıcaklık her gaz devinde olduğu gibi kademeli olarak artar. Yani, buz devi denilmesine aldanmayın, bu gezegenin iç kısmı çok sıcaktır.

Uranüs’ün temel iç yapısı ve kayda değer büyüklükteki uyduları.

Diğer gaz devlerine nazaran Uranüs’te çekirdeğe doğru kütlesel çekim ile çöküp sıkışan madde fazla ısı üretemez. Neptün bile Uranüs ile hemen hemen aynı yapıya sahip olmasına karşın çevresine daha fazla ısı yayar. Bu az ısı üretme durumu, gaz devi kategorisine giren Satürn için geçerlidir.

Sonuç olarak, Uranüs’ün bulutsuz ve pürüzsüz görünmesinin nedeninin aslında aşırı miktarda bulutlu olması olduğunu öğrendik. Güneş sistemimizdeki, yani evimizdeki bir gezegen bu kadar gizemli oluyorsa, kimbilir uzayın derinliklerinde daha ne tür gizemler bizi bekliyor, varın siz düşünün.

Hazırlayan: Alperen Erol

Not:
Paskal bir basınç birimidir. Yeryüzünde havanın bize uyguladığı basınç 101325 paskal, yani yaklaşık 100 kPa (kilopaskal) civarındadır. Megapaskal 1 milyon, gigapaskal ise 1 milyar paskallık birimi ifade eder. Dünya’nın çekirdeğindeki basınç, yaklaşık 300 gigapaskal’dır.