Bu yazımızda ısı ve ışık kaynağımız olan Güneş ve Güneş sistemi’nin oluşumu hakkında bilgi sahibi olacağız.

Güneş Sistemi’nin Oluşumu

Güneş Sistemi, günümüzden yaklaşık 4.6 milyar yıl önce oluşmaya başlamış ve bugünkü şeklini almasının üzerinden 4 milyar yıl geçmiştir. Sistemin oluşumuna dair süregelen araştırmalar sonucunda en çok kabul gören görüş; Nebula hipotezidir. 18. Yüzyılda Laplace ve Kant birbirlerinden habersiz şekilde aynı teoriyi ortaya atmışlar, daha sonrasında yüzlerce bilim insanının katkısıyla bu teori geliştirilip büyük oranda kesinleştirilmiştir.

Güneş sisteminin tamamı,  kendi ekseni etrafında dönen Güneş bulutsusu (nebula) adı verilen toz ve gaz kütlesinin sıkışması ile oluşmuştur. En çok kabul gören bu teorinin en önemli kanıtlarından biri; Güneş ve etrafında dönen cisimlerin hepsinin aynı yönde ve hemen hemen aynı düzlemde hareket ediyor olmasıdır.

Teorinin ortaya koyduğu modele göre, dönmekte olan Güneş bulutsusunun parçaları birbirlerine kütle çekim kuvveti uygular. Bu sayede merkezde büyük miktarda madde birikir, sıkışıp ısınırak ışıma yapmaya başlayıp ‘ön güneş’i oluşturur. Daha sonra çökme merkezi daha da yoğunlaşıp merkezinde nükleer reaksiyon başlar ve bir yıldız meydana gelir.

Eğer bahsettiğimiz nebula sistemi dönme hareketi yapmıyor olsaydı tüm maddeler Güneş’i oluşturacak olan ön güneş üzerine düşüyor olacaktı. Bu durum da, bulutsu içinde gezegenleri oluşturacak hiçbir şeyin kalmamasına sebep olacaktı.

Teoriye göre gezegenlerin oluşum sırası, en dıştaki gezegenden içeriye doğrudur. Yani Güneş’e en yakın gezegen olan, Merkür en son; Güneş’e en uzak gezegen olan Neptün ise ilk sırada oluşmuştur.

Not: Şu anda gezegenlerin sıralaması, oluştukları zamana göre değildir. Milyar yıllar içinde kimi gezegenler dışa göç ederken, kimileri de içe doğru göç etmiştir. Yani, ilk oluşan gezegen Neptün, son oluşan ise Merkür şeklinde düşünmeyin.

Çok hafif olan ve bol miktarda bulunan Hidrojen elementinin çok daha fazla toplanmasını sağlayan dış Güneş sistemindeki gezegenler diğer gezegenlere oranla daha büyük oldu ve çevrelerinde ki girdaplar uyduları oluşturdu.

Vazgeçilmezimiz: Güneş

Güneş’ten Dünya’ya yayılan enerji, fotosentez yoluyla yer yüzündeki hayatın var olmasını ve devamlılığını sağlamaktadır. Güneş Sistemi, Samanyolu galaksisinde bulunan 200 milyardan fazla yıldızdan sadece bir tanesidir. Büyük oranda hidrojen ve helyumdan oluşan Güneş’in çapı, Dünya’nın çapının 109 katı kadardır ve kendi etrafında dönüşünü 25 günde tamamlamaktadır.

Güneş’in yüzey ve çekirdek sıcaklığı arasında muazzam farklılıklar bulunmaktadır. Yüzey sıcaklığı 6000 kelvin iken, çekirdeğinin sıcaklığı 14.6 milyon kelvindir. Dünya’ya ulaşan enerji ise, Güneş’ten yayılan enerjinin yalnızca iki milyonda biridir. Güneş’ten gelen enerjinin, “ışık hızında” Dünya’ya ulaşma süresi ise yaklaşık olarak 8.44 dakikadır. Klasikleşmiş o cümleyi elbette biz de kuracağız; “Eğer Güneş günün birinde aniden yok olursa bunu yaklaşık olarak 8.44 dakika sonra farkedeceğiz.”

Güneş’in yıldız sınıfı G2V’dir. Bu sınıfta ki G2 kodu güneşin yüzey sıcaklığından kaynaklıdır. G2 kodu, yıldızın tayf türünü (yüzey sıcaklığı nedeniyle yaydığı ışığın rengini) tanımlar. V harfi ise, yıldızımızın “anakol” dediğimiz evrede olduğuna işaret eder. Anakol evresindeki yıldızları, çekirdek bölgelerinde hala bol miktarda bulunan hidrojeni helyuma çevirerek enerji üreten, “sağlıklı” yıldızlardır.

Güneş’in sahip olduğu muazzam enerji, hidrojen çekirdeklerinin füzyonla helyuma dönüşmesinden elde edilir. Güneş’te her saniye 600 milyon ton hidrojen helyum elementine dönüşmektedir. Bu dönüşüm Güneş’in her bir saniyede 4.5 milyon ton hafiflemesine yani, her saniyede yakıtının 4.5 milyon tonunun bitmesine sebep olur.

Astrofotoğrafçı Mehmet Ergün tarafından 24 Mayıs 2020 tarihinde fotoğraflanan Güneş patlaması.

 

Güneş Fırtınası (patlaması): Güneş’in içerisinde de fırtına olayına rastlamak mümkündür. Ancak bu fırtına gezegenimizde ki fırtınalardan çok daha farklıdır. Güneş yüzeyinin derinliklerinden yükselek yoğun ve sıcak gazlar, devasa patlamalar halinde yüzeyden onbinlerce km yukarı fırlar. Bu olaya ‘Güneş Fırtınası’ adı verilir.

Güneş Lekeleri: Güneş’in yüzeyinde zaman zaman koyu renkli bölgeler oluşur. Bu bölgelere ‘Güneş Lekeleri’ adı verilmektedir. Bu bölgeler manyetik alanlarla kaplıdır. Bu bölgelerin diğer bölgeler nazaran daha koyu görünmesinin sebebi ise daha soğuk olmalarıdır. Güneş lekeleri on bir yıllık döngülerle meydana gelmektedir. Her döngünün ortasına doğru ‘solar maximum’  denen dönemde pek çok güneş lekesi gözlemleriz.

Bu yazımızda kısa bir özet biçimde anlattığımız konuları daha detaylı biçimde öğrenmek için, aşağıdaki yazılarımızı okumalısınız: 

Yıldız Oluşumu
Modern Laplace Teorisi
HR Diyagramı
Güneş Lekeleri Nasıl Oluşur

Hazırlayan: Sultan Kış
Geliştiren: Zafer Emecan

Kaynakça:
Prof. Dr. Başak KOŞAR KIRCA/Astronomi Ders Notları
Carolyn COLLINS PETERSEN /Astronmy 101
Yalçın İNAN/Kozmos’tan Kuantum’a