NASA’nın Kepler görevi kapsamında, ilk defa yaşanabilir kuşakta yer alan Dünya benzeri olma olasılığı çok yüksek bir gezegenin varlığı kesin olarak saptandı.
Üstelik bu gezegen Güneş ile çok benzer bir yıldızın etrafında dolanıyor! Kepler-452b adı verilen gezegen, şu zamana kadar Güneş benzeri yıldızların çevresinde bulduğumuz gezegenler arasında, “yaşanabilir kuşakta” yer alan en küçük gezegen.
Ön bilgi: “Yaşanabilir Bölge” (habitable zone, Goldilocks, yaşam kuşağı), bir yıldızdan Dünya’nın Güneş’ten aldığı kadar ısı ve ışık aldığı uzaklığa verilen isimdir. Yıldızına böylesi bir uzaklıkta yer alan gezegenin yüzeyindeki su, “sıvı halde” bulunabilir. Yıldızına kuşaktan daha yakın gezegenlerin yüzeyindeki suyun tamamı buharlaşırken, daha uzakta yer alan gezegenlerin yüzeyindeki suyun tamamı donmuş haldedir. Yıldızın yaydığı ışınımın şiddetine göre yaşanabilir bölgenin uzaklığı da değişir. Örneğin Güneş ile aynı kütle ve yaştaki bir yıldız için bu uzaklık 110-280 milyon km arasındaki bir yörüngeye tekabül eder. Eğer bir gezegenin yüzeyinde “bildiğimiz türde, Dünya benzeri” bir yaşam gelişecekse, gezegen yıldızının yaşanabilir bölgesinde yer almak zorundadır.
Gökyüzünde Kuğu takımyıldızı yönündeki, bizden yaklaşık 1.400 ışık yılı uzaklıkta yer alan bir yıldızın çevresinde döndüğü tespit edilen Kepler-452b ile birlikte, Kepler Uzay Teleskobu’nun keşfettiği doğrulanan toplam gezegen sayısı 1.030 olmuş oldu. Yüz milyarlarca gökada içerisinden, yalnızca bizim gökadamızda bulunan yüz milyarlarca yıldız sisteminde bulunabilecek gezegen sayısını düşünün. Daha bunlardan 1.030 tanesine baktık ve Dünya’nın kuzeni olabilecek bir gezegen bulduk. Üstelik etrafında dolandığı yıldız dahi Güneş’imiz gibi G2 tayf türünden bir yıldız.
“Eğer bir kart oyununu yeterince uzun süre oynarsanız, bir süre sonra aynı oyunu oynamanız kaçınılmazdır. Her ne kadar düşük olasılıklı da olsa”.
Kepler-452b yarıçap olarak Dünya’mızdan %60 daha büyük bir gezegen. Yani aslında bir Süper Dünya. Henüz kütlesi ve kimyasal yapısındaki araştırmalar sonuçlanmadı fakat, Kepler-452b’nin kayaç yapılı olma şansı oldukça yüksek görülüyor. Gezegen Dünya’dan %60 büyük olmasına karşılık yıldızının etrafındaki bir turunu 385 günde tamamlıyor. Bu süre Dünya’dan sadece 20 gün daha fazla. Ayrıca kendi yıldızı olan Kepler-452 ile arasındaki uzaklığı, Dünya ile Güneş arasındaki mesafeden yalnızca %5 daha fazla.
Not: Güneş ile Dünya arasındaki uzaklık ortalama 150 milyon km’dir. Kendi yıldızına bu mesafeden yalnızca %5 daha uzak bir yörüngede dolanan Kepler 542b gezegeninin yıldızına uzaklığı yaklaşık 158 milyon km olarak hesaplanıyor.
Keşfedilen gezegenin çevresinde dolandığı Kepler-452 yıldızı; bizim Güneş’imizden 1.5 milyar yıl daha yaşlı, yani 6 milyar yıl yaşında. Güneş ile aynı yüzey sıcaklığına sahip, yarıçapı %10 daha büyük, parlaklığı ise %20 daha fazla. Bu da, keşfettiğimiz gezegenle arasındaki mesafe düşünüldüğünde, gezegenin şu an Venüs’ün Güneş’ten aldığı kadar ısı ve ışık aldığını gösteriyor.
Peki bu gezegen NASA tarafından özel bir basın toplantısı ile duyurulmasını gerektirecek kadar önemli mi?
Bu sorunun cevabı hem evet, hem hayır. Ancak şu bir gerçek ki, Güneş’in neredeyse ikizi bir yıldızın etrafında, Dünya’nın şu an Güneş’e bulunduğu uzaklığın hemen hemen aynı yörüngede dolanan ve çok çok büyük ihtimalle kayalık yapıda olan bir gezegeni ilk kez keşfettik.
Belki de Dünya Versiyon2 olarak adlandırabileceğimiz bu gezegenin “Süper Dünya” sınıfında yer alması, üzerinde yaşam için gerekli altyapının var olma ihtimalini artırıyor. Çünkü, süper dünyaların kütleçekimi gezegenimizden çok daha fazladır ve bu nedenle ciddi bir atmosfer sahibi olmaları kaçınılmazdır.
Ek Bilgi: Süper Dünya olarak nitelenen gezegen sınıfı, Dünya’nın 1.8 katı kütleden başlayarak 5-8 katı arasında kütleye sahip olan gezegenleri kapsar. Süper Dünya sınıfındaki gezegenler, Dünya’dan daha fazla kütleçekimine ve çapa sahip olmalarına karşın; yüzeyleri kayalık, buzul veya okyanus benzeri yapıya sahiptir. 8-10 Dünya kütlesinin üzerindeki gezegenler ise; “yüzey” diyebileceğimiz bir yapısı bulunmayan, Neptün, Uranüs, Jüpiter benzeri dev gezegenlerdir. Onlar da kütlelerinin büyüklüğüne göre buz devi ve gaz devi olarak farklı sınıflara ayrılırlar. “Kütle” kavramı hakkında bilgi sahibi olmayanlar, kütleyi aynı şey olmasa bile ağırlık olarak düşünebilirler.
Ayrıca, bir süper dünya yine güçlü kütleçekimi sayesinde yüzeyinde yer alan sıvı suyu bizim Dünyamız gibi gezegenlerden çok daha uzun süreler boyunca koruyabilir. Örneğin şu anda Kepler-452b’nin aldığı kadar Güneş’ten ısı ve ışık aldığını söylediğimiz Venüs, yaşadığı küresel ısınma nedeniyle geçmişte yüzeyinde bolca var olan suyu kaybetmiştir. Bunun sebeplerinden biri manyetik alandan yoksun oluşu, bir diğeri de bizim gezegenimiz Dünya ile hemen hemen aynı olan yerçekimidir. Bu yerçekimi, ısınıp buhar haline gelen ve atmosferin üst kısımlarına yükselen su moleküllerinin gezegenden hızlı bir biçimde kaçmasını önleyemeyecek kadar düşüktür.
Bir gezegenin, atmosferinde var olan suyu kaybetmesini sağlayan mekanizma şu şekilde işler: Gezegenden buharlaşarak yükselen su molekülleri, atmosferin üst katmanlarında büyük oranda yıldızdan kaynaklanan kozmik ışınların etkisi ile hidrojen ve oksijen atomlarına ayrışır. Bu ayrışan atomlar, oldukça sıcak oldukları için yüksek enerji sahibidir ve gezegenin kütleçekiminden kurtulabilecek hıza ulaşarak gezegenden uzaklaşırlar. Eğer gezegen kayda değer bir manyetik alana sahip değilse (Venüs örneğinde olduğu gibi), Güneş rüzgarları ayrışmış olan bu molekülleri hızlı bir biçimde süpürür. Bu uzun süreç sonunda gezegen bünyesindeki suyu kaybeder.
Ancak, Kepler-452b’nin -henüz tam olarak bilinmeyen ama- Venüs ve Dünya’dan birkaç kat büyük olduğu aşikar kütlesi, bir küresel ısınma yaşansa dahi gezegenin barındırdığı suyun kaybını (yukarıda açıkladığımız mekanizmayı yavaşlatarak) azaltabileceği anlamına gelir. Yani, Kepler-452b, yaklaşık 6 milyar yıllık yaşam sürecinde nasıl bir iklimsel felaket yaşamış olursa olsun, (atmosferde buhar halinde veya yeraltında bile olsa) hala bol miktarda suya sahip olmalı.
Dolayısıyla NASA bilim insanlarını basın açıklaması yoluyla duyuru yapmaya iten motivasyon, bu gezegenin yüzeyinde sıvı suyun çok büyük ihtimalle hala bulunuyor olması. Bu da, gezegeni Dünya benzeri yaşamın varlığı için en büyük aday haline getiriyor.
Ögetay Kayalı & Zafer Emecan
Nasa’nın ilgili duyurusuna bu linkten ulaşabilirsiniz.
One reply on “Dünya Versiyon 2.0: Kepler-452b”
Bir gezegenin manyetik alanının olması için iki şart hızlı dönüş ve büyük bir uydusunun olmasıdır. Eger ki Mars’ın da büyük bir uydusu olsaydı yeterince hızlı olan dönüşü uydu ile etkileşime geçerek çekirdeğinin aktif olmasını saglar, bu da hem atmosferini tazeleyecek bir volkanizmaya ve onu koruyacak bir manyetik alana sahip olabilirdi. Venüs de bu yüzden kaybediyor.
Bulunan bu gezegen hakkında konuşmak gerekirse insanların yaşayamayacağı kadar yüksek kütleçekimine sahiptir, kütlesi de 2 Dünya kütlesi olur ki bu da en az 15 m/s² kütleçekim ivmesine tekabül eder. Kalbimizin bu çekimde beynimize yeterince kan pompalayabilmesi icin 1 metre boyunda falan olmamız gerekir. Tahminimce orada yaşam varsa cüce boyutlarda ve sürüngen yaşam vardır. Bizim derin su balıkları da orada yüzeyde yaşıyordur. Ayrıca gezegenin atmosfer basıncı metan gibi gazları da sıvıya çevirebilir.
Comments are closed.