Üstteki fotoğrafta solda gördüğünüz araç, 4 Ekim 1959 yılında SSCB tarafından fırlatılıp başarıyla Ay’a gönderilen Luna 3 uzay sondası, sağda ise ilk çektiği fotoğraflardan birini görüyorsunuz.

SSCB’nin (bugünkü Rusya) Baykonur Uzay Üssü’nden Vostok roketiyle Ay’a gönderilen yaklaşık 278 kg ağırlığa sahip olan araç, fırlatıldığı tarihten itibaren 18 gün boyunca veri gönderimini sürdürmüş, 29 Nisan 1960’da ise tümüyle çalışmaz hale gelmiştir.

Sağda gördüğünüz imaj ise, Ay’ın Dünya’dan görülmeyen yüzüne ait, insanlık tarihinde çekilen ilk fotoğraf. Tüm insanlık, Ay’ın arka yüzünü ilk kez bu fotoğrafla gördü. Luna 3 bu görüntüyü alabilmek için Ay çevresinde yörüngeye girmiş ve yaklaşık 40 bin km uzaklıktan “Ay’ın karanlık yüzü” olarak da bilinen “arka tarafı”nı görüntülemişti. 

Luna 3
Luna 3’ün uç kısmında bulunan kamera açıklığı ve içinde yer alan, zamanına göre bir teknoloji harikası olarak nitelenebilecek Yenisey-2 Telefoto cihazı.

 

Gerçekte, Ay’ın hiçbir yüzü karanlık değildir, her yanı eşit derecede Güneş ışığı alır. Fakat, kütleçekim kilidi nedeniyle sürekli bir yüzü bize bakacak şekilde Dünya’nın çevresinde dolandığı için, biz hep aynı yüzünü görürüz. Buna karşın, Luna 3 sayesinde göremediğimiz “karanlık” tarafı da ilk kez görüntülendi ve bir sır olmaktan çıktı.

Fotoğrafın çekilmesini sağlayan, dönemi için teknoloji harikası olarak niteleyebileceğimiz Yenisey-2 telefoto cihazıydı. Yenisey-2’nin toplam 40 fotoğraf çekebilme kapasitesi vardı. Araç fotoğrafları, beraberinde taşıdığı 35mm’lik normal bir fotoğraf filmi ile çekiyor, daha sonra bu filmler otomatik bir sistemle yıkanıp bir iç kameranın önüne getirililip arkadan verilen güçlü ışıkla aydınlatılıyor, kamera bu filmi “tarayıp” Dünya’ya televizyon sinyali şeklinde aktarıyordu. Yani tam bir elektro/mekanik mucizeydi diyebiliriz.

Luna 3 Ay
Luna 3 tarafından Ay’ın görünmeyen arka yüzüne ait çekilen ve gönderdiği ilk fotoğraf.

 

Araç, 40 fotoğraf çekebilme kapasitesi olmasına rağmen Dünya’ya 29 adet fotoğraf gönderebildi. Fotoğrafların kalitesi elbette ilk deneme olduğundan oldukça düşüktü ancak, daha sonraki araçlar için büyük tecrübe kazandırdı. Ayrıca araçta yer alan mikrometeor ve kozmik ışın dedektörleriyle de ilk kez Ay yörüngesinde farklı bilimsel araştırmalar yapılabilme imkanına kavuşulmuştu.

Tüm bunlara rağmen, Ay’ın bu dünyadan görülmeyen tarafında uzaylıların yerleşimlerinin bulunduğundan tutun da, nazilerin üsler kurduğuna kadar bir dolu şehir efsanesi hala canlılığı koruyor. Fakat şimdiye kadar ABD, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan ve Avrupa uzay ajanslarının sahip olduğu uydularla yapılan gözlemlerin hiçbirinde beklendiği gibi böyle bir bulguya rastlanmadı. Yine de, milyonlarca insan tek bilimsel dayanağı ve kanıtı olmayan böylesi söylentilere inanmayı sürdürüyor.

Zafer Emecan