Henüz az sayıda ülke uzay alanında çalışmalar yapmakta olması nedeniyle hukuki altyapısı kesin bağlayıcı yapıya kavuşmamış olsa da, gerek BM kararları, gerekse ülkeler düzeyinde genel mutabakata varılmış konular ve kurallar var.

  1. Uzay Faaliyetleri, Bir Dizi Uluslararası Ve Ulusal Kurallar Çerçevesinde Düzenlenir

Uzay faaliyetlerinin hukuki temeli, beş uluslararası anlaşma ve Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen bir dizi ilkeyle sağlanmaktadır. Bu kurallar, ulusal düzeyde çıkarılan artan birtakım yasa ile de tamamlanmaktadır. İlgili diğer yan ve alt düzeydeki hükümler, uzayla ilgili uluslararası kuruluşlar bağlamında yer almaktadır.

  1. Birleşmiş Milletler Uzay ile İlgili Yasa Yapma Sürecinde Merkezi Bir Rol Oynar

Uzaydaki insan faaliyetleri için geçerli olan ana uluslararası kurallar ve hükümler Birleşmiş Milletler nezdinde detaylandırılarak yorumlanmaktadır. Uzay faaliyetleriyle ilgili teknik ve hukuki meseleleri ele alacak Birleşmiş Milletler Dış Uzayın Barışçıl Kullanılması Komitesi (UNCOPUOS) adında özel bir komite bulunmaktadır. UNCOPUOS içindeki yasa yapma faaliyeti göreceli olarak yavaşlasa da, komite yörünge uzay araçlarına ait enkazın oluşumunu azaltmak ve yapıcı bir şekilde uzayın sürdürülebilirliğini sağlamak için gönüllü önlemler gibi uzay ile ilgili konuların tartışılması için ana forum olmaya devam etmektedir.

  1. Soft Law (Yumuşak Hukuk) Belgelerinin Kabulü Halen Uluslararası Alanda Uzay Sorunlarının Ele Alınmasında En Uygun Yöntemi Oluşturmaktadır

Son yıllarda, devletler uzay konularında bağlayıcı olan yeni uluslararası normlar üzerinde anlaşma sağlanamamıştır. Uzay faaliyetleri alanında ortaya çıkan güncel konular, uluslararası toplumu bu hususlara yönelik düzenleyici tedbirler almaya zorladı. Soft Law adı verilen ve bağlayıcı olmayan çözümlerin benimsenmesi, bu hedefe ulaşmanın en uygulanabilir yolu olarak ortaya çıkmıştır. Soft Law belgeleri tipik olarak hükümetlerarası ve sivil toplum kuruluşları bağlamında formüle edilmektedir.

  1. Uzay Aktörleri Arasında Devletler, Hükümetler Arası Örgütler Ve Özel Kuruluşlar Yer Almaktadır

Uzay çağının ilk yıllarında uzay faaliyetleri devletlerin münhasır alanında yer almakta iken giderek, uygun bir düzenleyici ortam sayesinde ve potansiyel kârlılık beklentisi ile özel kuruluşlar, uzay faaliyetleri alanına aktif olarak girmiştir. Özel şirketlerin ve girişimlerin uzay piyasasındaki etkisi sürekli artmaktadır. Ayrıca, bazı hükümetlerarası örgütler de uzay konularında önemli bir rol oynamaktadır.

  1. Uzay Faaliyetleri Temel Uluslararası Hukuk İlkelerine Uygun Olarak Yürütülmelidir

Uluslararası uzay hukuku, uluslararası kamu hukukunun bir dalıdır. Dış uzaydaki tüm faaliyetler, özellikle Birleşmiş Milletler Bildirgesinde yer alanlar olmak üzere uluslararası hukukun temel ilkelerine tam olarak uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Bu ilke 1967 Dış Uzay Antlaşması III. Maddesinde yer almaktadır. İstisnalar olmasına rağmen, çoğu ülke BM anlaşmalarının ve uzay hukuku ve yönetmeliklerinin diğer ilgili unsurlarına uymaya çaba ve özen göstermektedir.

  1. Uzay, Ayrımcılık Yapmadan Tüm Milletler Tarafından Keşif ve Kullanım için serbest ve “Ücretsizdir”.

Tüm devletler, uzaya özgürce erişme, keşfetme ve kullanma hakkına sahiptir. Hiçbir ülkenin uzay faaliyetlerini yürütmek için yetki ve izin almasına, yahut hava yolları gibi uluslararası kurumlar ve devletlere ücret ödemesine gerek yoktur. Ülkelerin ekonomik kalkınma düzeyine göre de ayrımcılık yapılamaz. Bu ilke, 1967 Dış Uzay Antlaşması I. Maddesinde belirtilmiştir

  1. Gök Cisimleri Dahil Dış Uzayın Hiçbir Parçası Ulusal Tahsise Tabi Değildir

Bu ilke, Dünya’daki yasal durumun uzaydaki durumdan ayırt edilmesine açıkça yardımcı olan önemli bir alan hükümdür. Dünya’da devletler, egemen yetkilerini fiziksel bölgeler üzerinde kullanırlar. Egemenlik, kullanım ve işgal iddiasıyla sahiplenme, geçmişte devletlerin sahipsiz alanları talep etmelerinin geleneksel yoluydu. Uluslararası uzay hukuku bu tür bir kendine mal etmeyi ya da farklı bir tabirle öz tahsisi yasaklar ve uzayın ve gök cisimlerinin kimsenin tahsis edemeyeceği uluslararası alanlar (bazen bu alanlar “ortak” olarak adlandırılır) olduğunu belirler. Böyle bir yasak, uzay faaliyetleriyle uğraşan tüm özel kuruluşlara da uygulanır. Bu hüküm, gök cisimleri üzerindeki özel mülkiyet iddialarını temelsiz ve hukuki açıdan geçersiz kılmaktadır. Ulusal Tahsise Tabi Olmama ilkesi, 1967 Dış Uzay Antlaşması II. Maddesinde belirtilmiştir.

  1. Uzay Faaliyetlerinin Ticarileştirilmesi, Yirmi Birinci Yüzyılda Büyüyen Bir Eğilimdir

Uzay teknolojilerinin artan uygulaması, sivil bağlamda uzay hizmetlerine yönelik artan talep ile birleştiğinde uzayın ticarileştirilmesi için itici bir güç oluşturmaktadır. Daha önce sıkı hükümet kontrolü altındaki sektörler özel sektörler için bu yüzyılda daha erişilebilir olmuş ve ticari girişimlere açık hale getirilmiştir. Bu eğilim özellikle iletişim uydularının üretimi ve işletilmesi alanında ve fırlatma işinde görülmüştür, ancak bu faaliyetlerin yanı sıra ticari uzay yolculuğu ve özel uzay yaşam habitatları gibi alanlar da bu dönüşüme dahil olmaktadır.

  1. Uzay Faaliyetlerinin Sürdürülebilirliği, Çevre ve Güvenlik Endişeleri ile Sınırlamaktadır

Önümüzdeki yıllarda uzayda faaliyet yürütme olasılığı, çevre sorunları ve güvenlik kaygılarıyla zayıflamaktadır. Bir tarafta, çok sayıda yörünge kalıntısı uzay nesnelerinin güvenliğini tehdit etmekte iken, öte yandan, uyduların savunma amacı ile bu tür uzay tesislerini potansiyel bir askeri ve stratejik hedef haline getirmektedir. Uluslararası toplum bu konulara yönelik Soft Law girişimleri gerçekleştirmiştir. Uzun vadede bağlayıcı yasal metinler ile hak ve yükümlülüğe ilişkin daha uygun bir yaklaşım tercih edilebilir.

  1. Uluslararası İlişkiler ile Uluslararası ve Ulusal Karar Verme Süreçlerinde Dış Uzayin Kullanımının Etkisi ve Araştırılması

Uzay faaliyetlerinin hem sivil hem de askeri açıdan modern toplumlar üzerinde derin bir etkisi vardır. Milyonlarca insan günlük olarak uzay temelli uygulamalarından faydalanmaktadır. Dahası, uzay teknolojileri askeri operasyonların sahadaki verimliliğini ve hassasiyetini önemli ölçüde artırıyor. Sonuç olarak, uzaya serbest erişim ve kullanımın sağlanması ve uzay nesnelerinin güvenliğinin sağlanması, en gelişmiş ulusların siyasi gündeminin öncelikleridir. Ulusal uzay politikaları ve stratejileri, bir ülkenin uzayla ilgili konulara ulusal ve küresel ölçekte yaklaşımını göstermektedir.

Yavuz Tüğen