New York Planetaryumu eski müdürü Robert R. Coles, “Gezegenler arası Gelişim Şirketi” namına dönümü 1 Dolardan Ay’dan toprak sattığı;
Alman vatandaşı Martin Jürgens, Ay’ın 15 Temmuz 1756 tarihinde dönemin Prusya Kralı Büyük Frederick tarafından kendi atalarına hizmetleri karşılığında bağışlandığı;
Yemen vatandaşı 3 genç; Adam Ismail, Mustafa Khalil ve Abdullah el-Umari’nin NASA’yı “Mars’ı işgal ettikleri” gerekçesi ile dava ettiği ve bunlara benzer bir iki hadise daha basında zaman zaman yer alıyor.
Peki bu iddiaların geçerliliği ne derecede? Gerçekten UZAY kimin mülkiyetinde?
Günümüzde internette basit bir Google araması ile “Ay Tapusu veya Mars Tapusu” veren girişimlere rastlamak çok sıradan. Zira bu tapuların hukuki geçerliliğini tanıyan hiç bir kanun veya idare bulunmamaktadır.
1962 yılında Dış uzayın barışçı amaçlarla kullanımı bakımından devletler arası koordinasyon sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler nezdinde, Birleşmiş Milletler Dış Uzay Dairesi (UNOOSA) kurulmuştur.
Birleşmiş Milletler’in girişimi ile 1967 yılında kısa adı “DIŞ UZAY ANTLAŞMASI” olan bir belge oluşturularak, Uzay Hukukunun Uluslararası Hukuk literatüründe yer alması sağlandı. Türkiye’nin de dahil olduğu 102 ülke tarafından imza edilen ve onaylanan bu antlaşma ile Uzay Hukukunun temel ilkeleri oluşturulmaya çalışılmıştır.
Başlıca ilkeler şöyledir:
1. Dış Uzayın keşfi ve kullanımı tüm ülkelerin yararı ve çıkarları gözetilerek yürütülür.
2. Dış Uzayın keşfi ve kullanımı hususunda tüm ülkeler özgürdür.
3. Dış Uzay bakımından egemenlik, işgal ve benzer iddialarda bulunulamaz.
4. Devletler hem yörüngeye hem de dış uzaydaki gök cisimlerine veya istasyonlarına; nükleer silah ya da diğer kitle imha silahları yerleştiremez.
5. Dünya’nın uydusu Ay ve diğer gök cisimleri yalnızca barışçı amaçlarla kullanılabilir.
6. Devletler, ulusal uzay faaliyetlerinden ve bu faaliyetler esnasında verdikleri zararlardan dolayı sorumludurlar.
Aynı ilkeler doğrultusunda hazırlanan “AY ANTLAŞMASI“nın 11 nci maddesinde açıkça Ay ve diğer gök cisimlerinin İnsanoğlunun ortak mirası olduğu ve Ay yüzeyinde hiç bir mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı hüküm altına alınmıştır. Türkiye de bu antlaşmaya 2012 yılı itibari ile katılmıştır.
Sonuç olarak ne gerçek kişilerin ne de devletlerin gök cisimlerini bu tür sahiplenmeleri uluslararası hukuk açısından mümkün değildir.
Yavuz Tüğen
Bu yazımız, sitemizde ilk olarak 12 Mart 2015’te yayınlanmıştır…
Bunları da okumalısınız, okumak güzeldir:
İmkansız Şartların Canlısı: Tardigrad
Bize öyle bir canlı söyleyin ki bu ...
Astronomi Fotoğraflarındaki Işıltılı Yıldızlar
Çoğu gökyüzü fotoğraflarında, yıldı...
Parlak Süper Dev Yıldızlar
Bu azgın yıldızlar evrendeki en par...
Türkiye Uzay Ajansı (TUA), Milli Uzay Programı Açıklandı!
Türkiye Uzay Ajansı (TUA), 9 Şubat ...