Bir gezegenin atmosfer sahibi olabilmesi, onu koruyabilecek büyüklükte bir kütlenin* yanında, Güneş’e olan uzaklığı, yani Güneş’ten aldığı enerji ile de ilgilidir.
Dünyamız atmosferini, ortalama 150 milyon km uzakta olduğu Güneş’in rüzgarlarından koruyabilmek için oldukça büyük bir kütleye ve buna ek olarak bir manyetik alana sahiptir. Güneş rüzgarları, Dünya’dan bildiğiniz rüzgarlar gibi değildir. Yoğunluğu düşük de olsa elektrik yüklü atomik parçacıklardan oluşur. Bu parçacıklar büyük bir hızla yol alırlar ve bu hızlarını (momentum) çaptıkları nesnelere iletirler. Eğer bu nesne, bir gezegenin atmosferindeki molekül ise, o molekül Güneş rüzgarının yol aldığı doğrultuda hızlanarak gezegenin kütle çekiminden kurtulup uzay boşluğuna savrulur.
Merkür ise hem Güneş’e fazlasıyla yakın (57 milyon km), hem de görece küçük bir kütleye sahip olduğu için o mesafeden maruz kaldığı güçlü Güneş ışınları bir atmosfere sahip olmasına izin vermez. Çünkü, fazlasıyla ısınan gaz molekülleri rahatlıkla Merkür’ün kütle çekimini yenecek enerjiye ve hıza sahip olarak, Güneş rüzgarlarının da etkisiyle uzay boşluğuna savrulur.
Eğer Merkür ile Dünya’nın yerini değiştirebilseydik, Dünyamız da atmosferini koruyamaz, Merkür gibi çıplak bir gezegen haline dönüşürdü. Çok sevdiğimiz manyetik alanımız bile o kadar yakın mesafeden Güneş rüzgarlarının atmosferimizi “süpürmesini” engelleyemezdi.
Satürn‘ün uydusu Titan ise, Merkür ile hemen hemen aynı büyüklüğe (fakat daha düşük kütleye) sahiptir ve onun da bir manyetik alanı yoktur. Buna rağmen Güneş’e o kadar uzak (1.5 milyar km) ve soğuktur ki, atmosferindeki gazlar Titan’ın kütle çekimini yenecek enerjiye ulaşabilecek kadar ısınıp enerji yüklenemezler. Ayrıca Titan, Satürn gibi sağlam bir dosta sahiptir. Satürn’ün devasa manyetik alanı, yörünge döneminin %90’ından fazlası boyunca Titan’ı Güneş rüzgarlarına karşı korur.
Bu nedenle Titan’ın Dünya’dan bile kalın ve yoğun bir atmosferi vardır. Ama, eğer Titan’ı Dünya’nın bulunduğu yere koyabilseydik, atmosferini Güneş’in etkisinden koruyamayacak ve çıplak bir gezegene dönüşecekti. Satürn’ün koruması bile bunu engellemeye yetmeyecekti, çünkü Titan’ın kütlesi Dünya’nın bulunduğu bölgedeki sıcaklıkta atmosferindeki gazların kaçıp gitmesini engelleyebilecek kadar güçlü bir kütle çekim üretemez.
(*) Tam olarak aynı şey olmasa da, kütleyi “ağırlık” olarak düşünebilirsiniz.
Hazırlayan: Zafer Emecan