İsmi ne kadar da havalı duruyor; “Foton kuşağı”! Çok da bilimsel, bir o kadar da mistik görünüyor. Felaket de yaratır, Dünya’yı çiçek bahçesine de çevirir, öylesi gizemli über bilimsel bir şey… 2012 yılına kadar sahte bilimciler bu uyduruk şeyden öyle çok para kazandı, o kadar çok kişiyi dolandırdı ki. Üstelik buna hala devam ediyorlar…

Fantazide sınır tanımıyor bu kuşağı tarif edenler: Kuşağın etkisiyle insanın 2 sarmallı DNA’sı 12 sarmallı olacak, ilk gün elektrikler kesilecek, canlıların beden tipleri değişecek, atmosfer basıncı düşecek, buzul çağı girecek, hemen ertesi gün ortalık aydınlanacak, fotonlar gelecek, foton enerjili (!) aygıtlar çalışmaya başlayacak, yıldızlar yeniden (?) görünecek. 24 saat gündüz olacak, tüm canlılar güçlenecek, ortalık tekrar ısınacak, foton ışını (!) ile çalışan uzay gemileri gelecek, herkes telepatik olacak, uyanış başlayacak, süper bilinç hasıl olacak… Yazarken yoruldum…

Pleiades(M45) Açık Yıldız Kümesi
Pleiades (M45 – Ülker) Açık Yıldız Kümesi

 

İddia şu; Pleiades (ülker / yedi kızkardeş) yıldız kümesinin çevresini bir foton kuşağı sarıyormuş ve Güneş sistemi de bu kuşak çevresinde 25.860 yılda bir dönüyormuş. Yani, 12.500 yılda bir bu kuşağın içine girip çıkıyormuşuz. Öncelikle; foton kuşağından anlayabildiğimiz; “bildiğimiz ışık” parçacıklarının bir araya gelip bir kuşak oluşturması. Ben söyledikleri zırvalıklardan bunu anlıyorum, başka mistik, tanımlayamadığımız bir şeyi kastediyorlarsa bilemem. Fakat “foton” denen şeyin öyle bir araya gelip uzay boşluğunda “böylesine boyutlarda” bir kuşak oluşturabilmesi bilimsel açıdan mümkün değil.

Fotonu çok çok yoğun bir ortam içinde kalmaya zorlarsanız “yavaşlatma” ve “durdurma” şansınız vardır. Ya da bir kara deliğin olay ufkuna çok yakın bir yörüngede ışık (yani fotonlar) geçici de olsa bir kuşak oluşturabilirler (ama dışarıdan bakıp göremezsiniz). Her şeyi bir kenara bırakırsak, “varlığı mümkün olmasa da” böyle bir şeyin içine doğru gidiyorsak, zaten ölmüşüz demektir. Ne aydınlanmasından, ne uyanışından söz ediyorsunuz?

Bir de Pleiades çevresindeki yörünge meselemiz var. Güneş (ve tabii ki biz) 400 ışık yılı uzaktaki bu yıldız kümesinin çevresinde 25 bin küsür yılda bir dönüyorsak, yörünge hızımız ışık hızının onda biri civarında olmalı. Eğer durum buysa, ömür sürecimiz içinde gökyüzündeki yıldızların birbirlerine göre konumlarının sürekli farkedilir biçimde değiştiğini görmeliydik. Hatta, yörüngemiz nedeniyle bakış açımız hızla değiştiği için, takımyıldızların şekilleri sıradan bir insanın bile farkedeceği biçimde bozulmalıydı. Bu olmadığına göre, demek ki böyle bir yörünge falan da yok.

Foton Kuşağı
Gökten bir enerjinin hasıl olup tüm insanlığı “güzel günlere” götüreceğini düşünen “ışık ve sevgi dolu” insanlar hala o günü bekliyorlar…

 

Neyse, bu zırvalığın ilk ortaya atıldığı tarih, 1991. Avustralyalı biri ilk olarak bu tarihte foton kuşağı hikayesini “uyduruyor” ve bunu bir dergide yayınlıyor. Tabii ki o günlerde, kuşaktan geçeceğimiz tarih olarak “1994” belirlenmiş. Bir şey olmayınca yeni tarih olarak 1997‘yi vermişler. O zamanlar internet yok ve bazı UFO meraklıları dışında kimsenin umurunda olmamış. En son 2012 yılına kadar ötelenen bu zırvalık, hazır internet de varken, insanların “inandığı” neredeyse yeni bir “din” haline dönüşmüş durumda. Zaten mistik gördüğü her şeye inanmaya meyilli milyonlarca kişi de bu zırvalığın peşine düştü. Bu arada merak etmeyin, tutturmak için uydurdukları son  tarih olan 2012 de tutmadı ama, benzeri bir şeyi 2030, sonra 2050, o da olmazsa 2100 yılı için yeniden uydururlar.

İnsan hayal gücü sınır tanımaz. “Tek” bir kişi bile, Yüzüklerin Efendisi gibi bir kitap yazıp, detaylarıyla hayali ve muhteşem bir dünya kurabiliyor. Bunun için uğraşmak lazım, eğer uğraşamıyorsanız, böyle bir zırvalığı alır, üzerine aklınıza gelebilecek ne kadar saçma şey varsa “belli bir mantık gözetmek zorunda kalmadan” sıralar ve bunu kitap olarak piyasaya sunarsınız. Temiz para.

Bu arada “foton” kadar havalı ve şarlatanların kullanmayı, insanların ise inanmayı çok sevdiği (ve talihsizliğe bakın ki, bizim de kullandığımız) “kozmik” kelimesi var. Kozmik enerji, Kozmik aura, Kozmik bilinç vs vs… Hatta ot satan aktarın biri “mağazalar zinciri“nin adını bile kozmik koymuş, kapış kapış gidiyor her şey…

Zafer Emecan