Karanlık bir gecede gökyüzünü seyrederken, Dünya’nın yörüngesinde parçalanan bir meteor evinizin bahçesine düşse ne hissederdiniz? Ertesi gün birileri çıkıp gelse, gramına 60 Amerikan doları teklif etse, bu göktaşı parçanızı satar mıydınız?

Size sunulan cazip fiyat karşısında göktaşı kalıntısını sattıktan sonra çok geçmeden, güzel ülkemin vergi memurları kapınızı çalsa ve “Göktaşı devlet malı niteliğinde ve alım-satımları Gelir Vergisi Kanunu kapsamındadır” deseler, siz ne düşünürdünüz? Geçtiğimiz yıllarda yapılan göktaşı vergisi tartışmaları ile ülkemizde uzay ve hukuk konularının yolları kesişti.

2 Eylül 2015‘te Dünya yörüngesinde parçalanan meteor, Bingöl’ün Sarıçiçek Köyü ve çevresine saçıldı. Bölge halkı topladıkları göktaşlarını satarken, vergi memurları ticari faaliyet niteliğindeki göktaşı alım-satımını vergi kapsamında değerlendirdi. Bingöl İl Defterdarlık Müdürlüğü, “Göktaşı devlet malı niteliğinde ve alım-satımların Gelir Vergisi Kanunu kapsamında” olduğu açıklamaları üzerine Sarıçiçek Köyü’ne ekip gönderdi.

Sarıçiçek’te bulunan göktaşı parçalarından biri. Fotoğraf: DHA

 

Şimdi maliye memurlarının bu astro-fiscal-legal cümlesini irdeleyelim:

1) Göktaşı Devlet Malı Mıdır?

Kamu idaresi (devlet) kendisine yasalar ile verilen görev ve hizmetleri yürütebilmek için taşınır ve taşınmaz mallara, araç ve gereçlere ihtiyaç duyar. Kamunun elinde bulunan bu tür mallara “Kamuya İlişkin Mal” denir. Terim birliği bulunmamakla birlikte devlet malı, milli emlak, kamusal mallar gibi ifadeler de kullanılmaktadır. (1)

Bilimsel değeri olan sahipsiz doğal şeyler ile eski eserlerin bulunmasının tabi olduğu hukuki rejim 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile düzenlenmiştir. (2) Kanunun 5. maddesi gereği; devlete, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar ile özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlarda varlığı bilinen veya ileride meydana çıkacak olan korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları Devlet malı niteliğindedir.

2) Göktaşlarını Tabiat Varlığı Saymamız Gerekir mi?

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 2. maddesinde tanımı yapıldığı üzere “Tabiat varlıkları”; jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan değerlerdir.

Hukukun karşı kaşıya kaldığı sorun her gün dünya üzerine irili ufaklı yüzlerce göktaşı düştüğü halde “ender bulunma” kavramının nasıl yorumlanacağıdır.

Vergi memurlarımız paranın kokusundan olacak ki bu kavramı geniş yorumlamıştır.

Sarıçiçek’te bulunan göktaşı parçalarından biri. Fotoğraf: Posta Gazetesi

3) Göktaşı Alım-Satımı Gelir Vergisi Kapsamında Mıdır?

Gelir Vergisi Kanunu’na göre; her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazanç olup, her durumda ticari kazanç olarak vergilendirilir. Ticari faaliyetten kastımız, süreklilik gösteren bir faaliyetin yerine getirilmesinin sermaye ve emeğe dayanıyor olması gerekmektedir. Ayrıca gelir getirici faaliyetlerin bir organizasyon dahilinde yapılmış olması gerekmektedir (iş yeri açma, işçi çalıştırılması, ticaret siciline kayıt olunması v.b.). Müessesenin, ticari ve sınai bir müessese şekil ve mahiyetinde olması gerekmektedir.

Bu bakımdan incelendiğinde, Bingöl’e düşen göktaşlarının toplanarak satılmasından kazanç elde edilmesinin, bu kazancın gelir vergisine tabi tutulması için tek başına yeterli olmadığı sonucunun ortaya çıktığı görülecektir.

Zaten Maliye Bakanlığı’ndan yapılan açıklama da bu yöndedir. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “Gök taşlarının toplanarak satılmasından kazanç elde etmek amacıyla, emek ve sermaye faktörlerini bir araya getirdiğiniz bir organizasyon dahilinde göktaşı aramaya girişmişseniz, bu durumda ticari faaliyet söz konusu olacaktır ve elde ettiğiniz kazanç, ticari kazancı oluşturacaktır. Yani Bingöllü vatandaşlarımızın, kendi topraklarından topladığı gök taşının satışı ticari organizasyon olarak değerlendirilmezken, ticari amaçla başka illerden gelerek bu işin yapılması ticari faaliyettir ve vergiye tabi olacaktır.” açıklamasında bulunmuştur.

Bu açıklamalardan sonra ortaya bir çelişki çıkmaktadır. Eğer göktaşlarını Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamına alırsak bu göktaşları devletin mülkiyetine tabi olacakları için gerçek veya tüzel kişilerce satışı hukuken söz konusu olmayacaktır ve Gelir Vergisi Kanunu kapsamında Bingöllü vatandaşlarımız vergilendirilemeyecektir. Bu noktada yapılması gereken böyle bir göktaşından veya bu gibi varlıklardan doğrudan doğruya haberdar olan ilgili makamlar, muhtar veya mülki amir tarafından bunların muhafaza ve güvenlikleri için gerekli tedbirlerin alınmasıdır. Muhtar, kaymakam veya vali, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ve en yakın müze müdürlüğüne bu durumu bildirmelidir. Sonrasında Bakanlık Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu hükümlerine göre, en kısa zamanda gerekli işlemleri yapmalıdır.

Sonuç olarak bahçenize düşen bir göktaşının devletin malı sayılabilmesinin mevcut hukuki düzenlemeler çerçevesinde yoruma açık olduğu değerlendirilebilir. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda yer alan Tabiat Varlığı tanımında mevcut “Ender Bulunma” kıstası karşısında göktaşınızın nadir olmadığına kanaat getirilir ve göktaşınızın satışı ticari bir boyuta taşırsanız vergi ödersiniz.

Hazırlayan: Yavuz Tüğen

(1) (Prof.Dr. Oğuz Sancakdar İdare Hukuku sf.587)
(2) (Prof. Dr. Kemal Oğuzman/Prof. Dr. Özer Selici Eşya Hukuku sf.757)
Kapak fotoğrafı: Prof. Dr. Sara Russell – ES Mineral and Planetary Sciences Division
Bu yazımız, sitemizde ilk olarak 5 Mart 2018 tarihinde yayınlanmıştır.