Nasa’nın Kanada ve Japonya uzay ajansları işbirliği ile; 8 Eylül 2016 tarihinde fırlattığı uzay aracı OSIRIS-Rex, Bennu isimli asteroite bugün (3 Aralık 2018) ulaşıyor.

Bennu, oldukça küçük bir asteroit olarak nitelenebilir. Peki, böylesi küçük bir asteroit niçin hedef olarak seçildi?

Bennu (bu isim, yapılan isim yarışması sonucunda bir ilkokul öğrencisi tarafından verildi), yaklaşık 500 metre çapında, yaklaşık olarak küresel bir biçime sahip, gezegenimize oldukça yakın sayılabilecek bir gökcismi. İlk keşfedildiğinde (11 Eylül 1999) yapılan hesaplar, önümüzdeki 100 yıl içinde asteroitin yeryüzüne çarpma riski bulunduğunu göstermişti.

Ancak, daha sonra tekrar yapılan hesaplarla görüldü ki, yeryüzüne çarpma ihtimali oldukça düşük. Sadece Dünya-Ay mesafesinden biraz küçük bir mesafeden yakın geçiş yapacak. Tabii, bu yakın geçişin gerçekleşmesine yüz yıldan uzun süre var, yani hiçbirimiz göremeyeceğiz.

Asteroitler, Güneş Sistemi’nin oluştuğu ilk dönemlerden kalma değişim geçirmemiş yapılardır. Bu nedenle, bir asteroiti incelediğinizde 4.5 milyar yıl öncesini, bir başka deyişle Dünya’nın ilk oluştuğu tarihte var olan yapı taşlarını incelemiş olursunuz.

Bennu asteroidinin boyutlarını bu kıyaslama ile daha iyi anlayabiliriz.
Bennu asteroitinin boyutlarını bu kıyaslama ile daha iyi anlayabiliriz. (Görsel telif: NASA)

 

Yaklaşık 500 metre çapındaki Bennu da bu incelemeyi yapabileceğimiz gök cisimlerinden biri. Üstelik, yapılan tayf analizleri asteroitin yaşamın temel elementi olan karbon bakımından zengin olduğunu da gösteriyor. Yani, ziyaret edeceğimiz asteroit gezegenimizin ilk dönem yapı taşı olan malzemeler arasında yer alıyor gibi görünüyor.

2018 Aralık ayında Bennu’ya ulaşacak olan OSIRIS-REx, hızını ayarlayarak, yaklaşık 300 metre uzaklıkta yörüngesine girmeye çalışacak. Bunu başardığında asteroit üzerindeki incelemeler de başlamış olacak. Bu görevin nihai amacı, Bennu’dan bir örnek (numune) alıp Dünya’ya geri getirmek olsa da, ikincil görevler de ilki kadar değerli bilgiler kazanmamıza yardımcı olacak gibi. Bu görevleri birazdan anlatacağız.

Ancak asli görev olan “numune getirme”, asteroit madenciliği alanında biz insanların “madencilik olarak nitelenemese bile” ilk deneyimlerinden biri olacak. Önümüzdeki 50 yıl içinde yeni bir çığır açacak asteroit madenciliği alanındaki ilkel hazırlığımızı yapıyoruz anlayacağınız. Her şey yolunda giderse, alınan bu numune, geri dönecek olan araç ile 2023 yılında Dünya’ya getirilerek daha yakından incelenebilecek.

Yeryüzüne getirilecek olan numunelerin %4’ünü Kanada, %0.5’ini ise Japonya alacak. Çünkü bu aracın geliştirilmesinde Kanada ve Japonya’nın da önemli katkısı var. Getirilecek olan ve ABD’ye kalan numunelerin dörtte üçü ise, gelecekteki bilim insanların araştırması için steril ortamda hiçbir biçimde el değmeden saklanacaklar.

İkincil Görev

Az önce belirttiğimiz gibi bu uzay görevinin ikincil amaçları var. Bunlardan en önemlisi, Bennu gibi yeryüzüne tehlike oluşturabilecek olan asteroitlerin yörüngelerinin değiştirilerek tehlikenin nasıl bertaraf edilebileceğini araştırmak.

OSIRIS-REx uzay aracı, yeryüzünde yapım aşamasındayken...
OSIRIS-REx uzay aracı, yeryüzünde yapım aşamasındayken. (Fotoğraf telif: NASA JPL)

 

Bilindiği gibi, Güneş ışınları bir yüzeye çarptığında fotonların kinetik enerjileri de çarpan yüzeye aktarılıyor. Ayrıca, ısınan yüzeyde gerçekleşen buharlaşma da ters yönde bir itme etkisi oluşturuyor. Yarkovski etkisi denilen bu durum, Güneş ışığının vurduğu cisimlerin hareket hızları ve/veya yönlerinin değişmesine yol açıyor.

Elbette, gezegenlerin ve cüce gezegenlerin kütlesi oldukça büyük olduğu için, Güneş ışınlarının bu etkisini onlar üzerinde göremiyoruz. Bununla beraber, çapı Bennu gibi düşük olan görece hafif asteroitler Güneş ışınlarının bu etkisi nedeniyle yön ve hız değişikliği yaşayabiliyorlar. Zaten, asteroitlerin yörüngelerinin pek kararlı olmayışının nedenlerinden biri de bu. Elbette bir diğer etken de, diğer gezegenlerin asteroitler üzerinde uyguladığı kütle çekimi.

OSIRIS-Rex, asteroitin yörüngesinde bulunduğu süre içerisinde Güneş ışınlarının oluşturduğu bu etkiyi inceleyerek, ileride tehlike arzeden bir asteroitin yörüngesini değiştirmek için neler yapabileceğimizi görmemize imkan sağlayacak.

Güneş ışığını yüzeyine yansıtarak, Dünya için tehlike yaratan bir asteroidin yönünü değiştirmek mümkün.
Güneş ışığını yüzeyine yansıtarak, Dünya için tehlike yaratan bir asteroitin yönünü değiştirmek mümkün.

 

Örneğin, yaklaşan bir asteroitin yüzeyine güçlü bir lazer ışını gönderebilir veya asteroitin yüzeyini Güneş ışınlarının bu etkisini dilediğimizce yönlendirebileceğimiz bir malzeme ile kaplayabiliriz. Bunların etkisinin ne düzeyde olacağı hakkındaki ilk bilgileri ise bize Bennu üzerinde inceleme yapacak olan OSIRIS-Rex verecek.

Gördüğünüz gibi, uzay aracı birden fazla konu hakkında bilgi edinmemizi amaçlamak üzere fırlatıldı:

  1. Dünya’nın ve Güneş Sistemi’nin oluşum dönemi hakkında bilgi sahibi olmak (bilimsel bilgi)
  2. Asteroit madenciliği hakkında çok az da olsa tecrübe kazanmak (para kazanmak)
  3. Gezegenimizi korumak hakkında bilgi edinmek (güvenlik)

Dolayısıyla, her uzay misyonu insanlığa tek bir alanda değil de, birçok alanda kazanç sağlamak için gerçekleştirilir. Devletlerin uzay araştırmaları için harcadığı paralar; hem kendileri, hem de insanlık için fayda sağlama amacı güder.

Hazırlayan: Zafer Emecan
Geliştiren: Dr. Umut Yıldız (NASA/JPL)

Kaynaklar:
https://www.nasa.gov/osiris-rex/
http://www.space.com/34016-why-osiris-rex-is-visiting-an-asteroid.html
http://www.asteroidmission.org/